Şanlıurfa'da "İşsiz ve Güvencesiz Eğitimciler Platformu", atamalarının yapılmaması üzerine, en "sağlam merci" olarak gördükleri bir duvar karşısında eylem yaptı; sözleşmeli öğretmenlerin atanması için bir şart olarak görülen Kamu Personel Seçme Sınavı'nın (KPSS) kaldırılmasını, atamaların bir an önce yapılmasını istedi.
bianet'in görüştüğü Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası Başkanı Zübeyde Kılıç, kendi hesaplarına göre Türkiye'de 400 bin öğretmen açığı olduğunu, KPSS'ye başvuran 300 bine yakın öğretmen olduğunu, bunların umudunu yitirdiği için vazgeçenleri kapsamadığını söyledi. Kılıç her yıl açılan kontenjanların o yıl emekli olan ve görevden ayrılan öğretmenlerin sayısını bile karşılamadığını, dolayısıyla açığın her yıl arttığını belirtti. Kılıç hükümetin şubat ayı atamalarını da ertelemesiyle sorunun iyice büyüdüğünü vurguladı.
Kılıç, şu an "açık yok" gibi görünen birçok durumun aslında öğretmen açığı potansiyeli barındırdığını da ekledi: 60-70 kişilik sınıflar yerine 24 kişilik sınıflar oluşturulduğunda, köy okullarındaki birleşik sınıflar ayrıldığında, taşımalı eğitim yerine köy okulları artırıldığında öğretmen ihtiyacı artıyor.
Uygulamada, eğitim fakültelerini bitiren öğretmenler KPSS sınavına giriyor. Yüksek puan alanlar açılan kontenjanlara göre atanıyor. Çoğunlukla Devlet Memurları Yasası'nın 4B maddesi kapsamında, iş güvenceleri kadrolularınkine göre düşük olmak üzere sözleşmeli öğretmen olarak atanıyorlar. Ancak Kılıç, asıl sorunun "tasarruf" mantığıyla az sayıda kontenjan açılması olduğunu ifade etti.
Resmi kaynakların öğretmen açığını 140 bin olarak telaffuz ettiğini, bunun bile çok yüksek bir olduğunu dile getiren Kılıç, çözümün eğitime ayrılan bütçeyi artırmak olduğunu vurguladı.
Başı en kalabalık öğretmenler Türkiye'de
OECD raporuna göre, Türkiye'de öğretmen başına ilköğretimde 26, ortaöğretimde 17 öğrenci düşüyor. Bu rakam OECD ülkeleri arasındaki en yükseği. Bu rakamlar sırasıyla İspanya'da 14 ve 11, Portekiz'de 12 ve 8, Fransa'da 20 ve 12. OECD ortalaması 16 ve 13.
Eğitime en az bütçe ayıran da Türkiye
Ayın rapora göre, eğitime en az kamu harcaması yapan OECD ülkesi de Türkiye. Bu harcamaların gayri safi yurtiçi hasıla'ya oranı OECD'de ortalama yüzde 3,5; Almanya'da yüzde 2,8, Türkiye'de yüzde 1,9.
Kadrolu, sözleşmeli, ücretli
Eğitim Bakanlığı'na göre, okul öncesi, ilk ve ortaöğretimde toplam 641 bin kadrolu, 56 bin de sözleşmeli öğretmen var. Toplam öğrenci 15 milyonun üstünde.
Hükümet "geçici ücretli personel" başlığıyla, öğretmen olmak üzere eğitim almamış kişileri de görevlendirebiliyor. İl veya ilçe milli eğitim müdürlüklerine başvuran kişiler, kendi uzmanlık alanlarında yeterli görülürlerse, okullarda geçici öğretmen olarak görev yapabiliyor. Yalnızca ders saati ücreti alıyorlar ve iş güvenceleri yok.
Kılıç bu kişilerin sayısının açıklanmadığını söyledi. Kendi hesaplarına göre, 100 bin civarında ücretli öğretmen var. Kılıç "Hükümet böylece öğretmen açığını kapatmış gibi bir görüntü yaratıyor. Ama eğitimin kalitesini umursamıyorlar" dedi.
"Bütçeyi artırın, tüm öğretmenleri kadrolu yapın"
Eğitim-Sen'e göre çözüm, eğitim bütçesini artırmaktan, sözleşmeli ve ücreti öğretmenlik statülerini kaldırıp kadrolu öğretmen sayısını artırmaktan, sınıf mevcutlarını 24 öğrenciyle sınırlamaktan, geçiyor. (TK)