İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim görevlisi Doç. Dr. Zeynep Kıvılcım Mimar Sinan Üniversitesi Bomonti Kampüsü'nde düzenlenen Kantin Söyleşileri'nin ikincisinde Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği'ni ve öğrencilerin soruşturmalar karşısındaki haklarını anlattı.
Kıvılcım Mimar Sinan Üniversitesi Sosyalist Düşünce Topluluğu'nun düzenlediği söyleşideki konuşmasına YÖK Kanunu'nda yer alan ve hala geçerli olan bir öğrenci tanımı olduğunu belirterek başladı. Kıvılcım disiplin yönetmeliğinin bu tanımda yer alan "öğrenci"yi yetiştirmek ve itiraz edeni tasfiye etme işlevi gördüğünü söyledi.
Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği Ağustos ayında değişti. Kıvılcım'a göre yeni yönetmelik kimi olumlu gelişmeler içerse de temel sorunları barındırmaya devam ediyor.
"İlk sorun, ne tür eylemlerin suç haline getirildiği. Üniversitedeki günlük hayatta yapılması kaçınılmaz olan ve ifade özgürlüğü kapsamındaki toplantı ile ilgi afiş asmak, bildiri dağıtmak gibi eylemler suç sayılıyor."
Kıvılcım, ikinci sorunun ise suç kapsamının belirsiz tanımlanması olduğunu belirtiyor. Buna göre eylemi suç olarak değerlendirip değerlendirmemek veya cezanın derecesini belirlemek soruşturmacıya bağlı oluyor.
Yeni yönetmelikte suç kapsamından bazı maddeler çıkarıldı ancak Kıvılcım bu maddelerin "çevreyi temiz tutmamak", " kaba ve saygısız davranmak" gibi daha önceden de kullanılmayan maddeler olduğuna dikkat çekiyor.
Ancak yönetmelikte olumlu değişiklikler de var. Kimi suçların cezasının düşürülmesi, cinsel tacizin suç olarak tanımlanması bunlardan bazıları.
Öğrencilerin soruşturmalardaki hakları
Genel değerlendirme sonrası Kıvılcım, disiplin soruşturması açılan öğrencilerin yaşadığı hak ihlallerini, pek de bilinmeyen haklarını ve yeni yönetmeliğin getirdiklerini anlattı.
"Öğrencilere disiplin soruşturması açıldığına dair verilen belgelerde neden soruşturma açıldığı çoğu kez anlaşılmıyor. Savunma yapmak için ise beş dakika hazırlanma süresi veriliyor."
"Tutuklu öğrenciler ise aleyhlerindeki soruşturmalara neyle suçlandıklarını tam olarak bilmeden ve süre kısıtlaması olduğundan avukatlarından yardım alamadan savunmalarını yazmak zorunda kalıyorlar ve soruşturmanın sonucundan habersiz oluyorlar çoğu zaman."
Yeni yönetmelikle gelen olumlu gelişmelerden biri soruşturma açıldığına dair belgenin ailelere gönderilmemesi iken bir diğeri de daha önce maddi engellerden dolayı dava açmanın zor olduğu disiplin cezalarıyla ilgili üniversiteye itiraz edilebiliyor olması. Ayrıca, artık savunmaya hazırlık için talep edildiği takdirde üç gün süre veriliyor.
"Hakkında soruşturma açılan öğrenciler tutanağı ve aleyhlerindeki delillerini görme hakkına sahip, avukatları soruşturmaya girebilir ve savunmaya hazırlanmak için süre istenebilir, öğrencilerin tanık gösterme hakkı da bulunuyor. "
Disiplin soruşturması ve ceza davası iç içe
Disiplin soruşturması ve ceza davası iç içe geçmiş durumda. Üniversite dışında da disiplin yönetmeliğine aykırı bir fiil gösterme halinde üniversite bununla ilgili soruşturma başlatıyor. Diğer yandan, hakkınızda ceza davası açıldığında emniyet tarafından okula bilgi verilmesiyle okulda da disiplin soruşturması başlatılabiliyor.
Kıvılcım, Yıldız Teknik Üniversitesi'nin hakkında disiplin soruşturması açılan ancak ceza davası açılmayan öğrenci hakkında suç duyurusunda bulunduğu ve üniversite avukatlarının da davaya müdahil olarak katıldığı örneğini veriyor.
Cezalar geleceği etkiliyor
Yükseköğretimden çıkarılma cezasını içeren suçlar yeni yönetmelikte azaltılmış ancak Kıvılcım, 700'den fazla öğrencinin suçlandığı "suç işleme amacıyla örgüt kurmak..." şeklinde başlayan maddesinin yükseköğretimden çıkarılma cezasının nedenlerinden olduğunun altını çiziyor. Yükseköğretimden çıkarılma cezası alan öğrenci öğrenimine aynı üniversitede devam edemezken, başka bir üniversiteye gidebiliyor.
Kıvılcım, konuşmasını şöyle bitirdi: "Öğrencilerin yapmalarının teşvik edilmesi gereken fiillerden dolayı verilen disiplin cezaları öğrencilerin tüm hayatını ve geleceklerini etkileyen sonuçlara yol açıyor." (BK/HK)
*Fotoğraflar: Can Memiş