İstanbul Üniversitesi Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi (HAYEF) öğrencileri, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç’ın üniversitelerin bölünmesiyle ilgili açıklamalarına cevap verdi.
Saraç, 13 üniversitenin bölünmesini ve yedi yeni üniversitenin kurulmasını öngören tasarıya ilişkin Hürriyet’ten Hande Fırat’a verdiği röportajda “Bu yeni durumu yükseköğretim için fırsata dönüştürmemiz lazım” demişti.
Saraç İstanbul Üniversitesi’nin bölünmesine ilişkin de “yeni bir model kurguladıklarını, bu modelin her iki üniversite için akademik konularda ve alanlarda birlikte yönetişim sergileyebilecekleri daha özerk bir sistemi peşi sıra getireceğini” savunmuştu.
HAYEF öğrencilerinden Gamze Nur Belek’in okuduğu açıklamada Saraç’tan “bilim insanı olmanın getirdiği sorumlulukları hatırlaması ve buna göre hareket etmesi” talep edildi.
“Açıklama bilimsel perspektiften uzaktır”
HAYEF öğrencilerinin Saraç’ın açıklamalarına karşı cevabı şöyle:
“Öncelikle İstanbul Üniversitesi’ni bölerek yeni bir model deniyoruz açıklamasını talihsiz bir açıklama olarak görüyoruz. Bunun sebebi ise bu sürecin bilimsel perspektiften uzak bir şekilde yapılmasıdır.
“İlk olarak yüz binlerce insanı ilgilendiren bir konuda ‘deneyelim bakalım ne olacak sonuçlarını göreceğiz’ yaklaşımının bilim insanına uygun bir söylem olduğunu düşünmüyoruz.
“İstanbul Üniversitesi’nin yönetiminde veya kalitesinde bir sorun olduğu düşünülüyorsa bu sorunun çözümü için öncelikli olarak İstanbul Üniversitesi öznelerinden çeşitli yollarla (nicel ve nitel) veri toplanmalıdır ve bu veriler doğrultusunda üniversitenin kalite sorunu ve yönetilememe sorunu verilerle desteklenip, spesifik olarak ve en önemlisi de bilimsel olarak ortaya serilmelidir.
“Sonrasında belirlenen bu sorunların çözümü doğrultusunda eğitimle ilişkili disiplinlerden (eğitim politikası, eğitim iktisadı, eğitim yönetimi, yükseköğretim vb.) uzmanlar bir araya gelerek bu sorunların olası çözümleri üstüne tartışmalıdır.
“Konunun muhataplarının rızası alınmalıdır”
“Yapılan bu tartışmalar sonucunda ise ortaya tek bir çözüm önerilip yüz binlerce insana dayatılamaz. Öncelikli olarak çeşitli çözüm önerileri üniversite bileşenleri (yöneticiler, akademisyenler, öğrenciler, idari personel) ve üniversiteyle ilişkisi olan diğer kurumlarla (Belediyeler, Sağlık Bakanlığı vb.) ve alanda çalışan diğer bilim insanlarıyla paylaşılıp bu kurumlardan, temsilcilerden ve kişilerden geri dönüşler alınmalıdır ve bunlar sonucunda alan uzmanları çözüm önerilerini teke indirip tekrardan topluma sunmalıdır ve toplumun bu konuda rızası alınmalıdır. Çünkü bu konunun muhatabı insanların rızası alınmadan yapılacak bir değişiklik insanların o kurumla kurdukları ilişkileri de olumsuz yönde etkileyecek ve verimin düşmesine sebep olacaktır.
“Ancak bu ve buna benzer yollarla bilim üretim merkezleri olan üniversiteler yeniden inşa edilebilir veya yeni modeller denenebilir. Aksi halde yapılan her müdahale bilimin karşısında bir yerde konumlanacaktır.
“Bu tasarı üniversitelerden geçmeyecek”
“Son olarak da Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç’tan bilim insanı olmanın getirdiği sorumlulukları hatırlamasını ve buna göre hareket etmesini talep ediyoruz.
“Bugün bizler burada sesimizi duyurmaya çalışırken İstanbul Üniversitesi ve farklı üniversitelerden öğrenci arkadaşlarımız da Ankara’da mecliste sesimizi yetkililere duyurmaya çalışıyor. Gazi’de KTÜ’de ve pek çok üniversitede sesimizi yükselttik, hepimiz tek tek çok emek verdik. Bu tasarı bugünkü görüşmelerin ardından meclisten geçse bile, bizlerden yani üniversitelerden geçmeyecek.” (TP)