Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Meclis Başkanlığı’ndan öğrencilerin yurt sorunlarını tespit ederek ortan kaldırmak için anayasanın 98. , Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğünün 104. ve 105. maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması talebinde bulundu.
Tanrıkulu, öğrencilerin yurtlarda “cezaevi koşullarında tutsaklık duygularıyla, sağlıksız koşullarda kaldığını” belirtti.
Talebinin gerekçesinde yurt kapasitelerinin yeterli olmaması, mevcut yurtlardaki zor koşullara yer verirken, siyasi iktidarın bu konuda adım atmadığı vurgulayan Tanrıkulu, şu noktalara dikkat çekti:
* Ülkemizde milyonlarca üniversite öğrenimi sürdüren öğrenci olmasına rağmen Kredi ve Yurtlar Kurumu’na ait Devlet yurtları öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılayamıyor.
* KYK Yurtlarına giremeyen öğrenci aileleri, maddi külfeti yüksek olan özel yurtlara veya dernek, vakıf vb. yurtlara yönelerek ciddi riskler alıyor.
* Birçok öğrenci öğrenimlerine ara veriyor veya vazgeçiyor.
“Öğrenciler sıkıyönetim uygulamalarıyla yaşıyor”
* Dernek, vakıf vb. yurtlara yönelen öğrenciler ise adeta sıkıyönetim uygulamaları ile tanışıyor.
* Devlet yurtlarına girmeyi hak kazanan öğrencilerin çoğunluğu ise içerisinde insan unsuru içermeyen zor şartlarda hayat şartlarını sürdürüyor. Birçok yurtta sıcak su bulunmuyor veya belirli saatlerde veriliyor, internet bağlantıları bir yana bilgisayar dahi bulunmuyor, yurt odalarında kapasitelerinin üstünde öğrenci barındırılarak adeta cezaevi koşulları yaşatılıyor ve bu sorun ile birlikte bir çok hijyen temelli sağlık sorunları ile boğuşuluyor.
* Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından üniversite öğrencilerine verilen kredi ve burslarla ilgili bu sene açıklanan şartlar da “Gezi Eylemleri” kriterinin göz önünde bulundurulduğu ve bu ve benzeri eylemlere katılan öğrencilere kredi/burs verilmeyeceği görüldü.
* Üniversiteler düşüncelerin özgürce ifade edildiği kurumlardır. Bu nedenle düşünce ve ifade özgürlüğü bu kurumların çatısı altında korunmalı. Her kamu kuruluşu da hukukun üstünlüğünü tanımalı, devleti temsil etme bilinci ile yönetilmeli, hizmetlerinde hiçbir kaygıya yer vermemesi ve görüşü, cinsiyeti, kimliği, inancı ne olursa olsun herkese eşit yaklaşarak adaletli bir duruş sergilemesi gerekmekte. Yapılan bu son düzenleme, hukukun üstünlüğüne inanan ve demokrasiyi benimsemiş öğrencileri, yaşadıkları maddi sorunlar üzerinden sindirme ve düşüncelerini tutsak altına alma çabasıdır. (BK)