Öğrenci Kolektifleri ve akademisyenler, Yükseköğretim Kurumu (YÖK) Öğrenci Disiplin Yönetmeliği'ndeki değişikliklerin kendilerinin muhatap alınmadan yapılmasına tepkili.
Orhan Apaydın Salonu'nda yapılan toplantıya Öğrenci Kolektifleri üyeleri, Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere, Galatasaray Üniversitesi Doç. Dr. Mehmet Karlı ve avukat Arzu Becerik katıldı.
2000-2012 yılları arasında toplam 48 bin 269 öğrenci hakkında soruşturma açıldı. Soruşturma açılan 34 bin 818 öğrenciye çeşitli cezalar verildi. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) iktidara geldiği 2002'den itibaren soruşturma açılan öğrenci sayısı artış gösterdi.
"Afiş asma hala kınama nedeni"
Kolektif üyeleri, disiplin yönetmeliğinde basına sızdırılan kimi maddelerin "devrim" niteliğinde gösterildiğini ancak değişikliklerinin konunun muhatabı öğrenciler ve öğretim üyeleri muhatap alınmadan yapıldığını söyleyerek "İçinde neler olduğunu bilmiyoruz" dediler.
Kolektif üyeleri, disiplin yönetmeliğinde yine öğrenci hareketinin yıllardır talep ettiği değişikliklerinin bir kısmının karşılandığını ancak ifade özgürlüğünün en basit ifadesi olan "afiş asma"ya hala kınama cezası getirildiğini belirtti.
Eski yönetmelikte okuldan atma cezası olan "taciz" suçunun yarı yıl uzaklaştırılmaya dönüştürülmesinin de yine kadınların tacize uğramasının önünü açacağını ifade ettiler.
Kolektif üyeleri, yıllardır öğrenci hareketinin verdiği mücadele sonucu harçların kaldırıldığını ancak bunun parasız eğitim anlamına gelmeyeceğini ve bir lütuf olarak sunulmasının da kabul edilemez olduğunu belirtti.
"Yönetmelikte toplu ifade özgürlüğü var mı?"
Arzu Becerik: Basına sızdırılan birkaç madde ile özgürleştirici bir üniversite ortamı yaratılmak isteniyor gibi sunuldu. Demokratik bir sistem isteniyorsa konunun muhatapları yani öğrenci ve öğretim üyeleri de buna dahil olmalı. Muhatap alınmayan öğrenciler seslerini duyurmak adına eylem yaptıkları için "terörist" ilan edilerek tutuklanıyor. Yönetmelikte toplu ifade özgürlüğüne ilişkin bilgi henüz sızdırılmadı; bireysel ifade biçimlerinde ceza indirimleri var ama esas korunması gereken bireysel haklarla beraber toplu ifade özgürlüğüdür.
"Harçları kaldırmak, parasız eğitim demek değil"
Mehmet Karlı: Disiplin yönetmeliği cunta yönetimi sırasında oluşturulmuştu ve hala olduğu gibi duruyor. Kanunların hazırlanması bir yana, asıl mesele o kanunların uygulanmasında ortaya çıkıyor. Harçların kaldırması meselesi ise parasız eğitim anlamına gelmeyecek. Üniversitelere bütçelerini dengeleyecek kaynaklar sağlanmazsa, aradaki fark yine öğrencilerden tahsil edilecek.
"Üniversitede disiplin kuralları olmamalı"
Tahsin Yeşildere: Geçtiğimiz günlerde yapılan bir toplantıda "girişimci üniversite" modelinden bahsediliyordu. Devlet üniversitelerinin kendi maddi kaynaklarını kendilerinin bulacağı bir sistem öngörülüyor; biz buna karşı çıktık. Bunu belirtmemin nedeni, önümüzde daha çetin tuzaklar olacağını göstermek. Üniversitelerde zaten disiplin kuralları olmamalı; üniversiteler özgür, her şeyin tartışılabildiği yerler olmalı.