Shell'e karşı direniş
Nijer Deltasında 1990'lı yılların sonunda yaşananlar çok şaşırtıcı gelişmeler oldu. Ogoni etnik grubu üyesi 500 bin insan Nijerya askeri rejimi ve Shell petrol şirketine karşı barışçıl bir kampanya başlattı. Ogoni halkı karizmatik yazar ve çevreci Ken Saro Wiwa'nın liderliğinde, "Ogoni Halkının Yaşar Kalması Hareketi" adı altında bir araya geldi. Ogoniler çevrelerinin petrol endüstrisi tarafından kirletilmesine karşı çıkıyor ve Nijerya'nın petrol gelirinden kendi paylarına düşeni istiyordu. Protestolar 1993'te doruğuna ulaştığında herkes sokaklarda zaferi kutluyordu. Shell Ogoniler'in ülkesinden çekildi ve hala geri dönmedi.
Saro Wiwa ve sekiz arkadaşının başlattığı direniş 10 Kasım 1995'te kırıldı, askeri diktatör Sani Abacha'nın şiddet kullanması işe yaramıştı. Ancak kısa zaman sonra protestolar Nijerya'nın başka bölgelerine sıçradı. Ogoni ayaklaması, hayat pahasına olsa da ordu ve çok uluslu petrol devlerine karşı çıkmanın mümkün olduğunu göstermişti. Çevre konusunda yazan gazeteci İbiba DonPedro "Ogoni Halkının Hayatta Kalması Hareketi" için şunları söylüyordu: "Ogoni mücadelesi bölgedeki ilk örgütlü hareketti. Hareketin izleri Nijer Deltasında ve Ogoni ülkesinde bugün hala hissediliyor. Ayaklamadan çıkan ders şudur: İnsanlar örgütlenirse pek çok şey başarabilir..."
"Durum eskisinden vahim"
Ancak herşeye rağmen Nijer Deltasındaki insanlar hala yoksulluk içinde yaşıyor. "Ogoni Halkının Hayatta Kalması Hareketi" eski genel sekreterlerinden Ben Naanen eskiden durumun daha da vahim olduğunu söylüyor.
Naanen, Ogonilerin bir gün direnişlerinin meyvalarını toplayacağından umutlu: "Nijerya hükümeti ve Shell artık her zamanki gibi iş yapamayacak. Değişimin temelleri atıldı, hükümet artık çevre ve insan haklarına daha fazla dikkat etmek zorunda. Shell gibi şirketler de toplumla ilişkilerinde daha dikkatli olmak zorunda. Ancak bu gelişmelerin topluma faydası olması için elle tutulur bir şekilde gerçekleştirilmesi gerekiyor."
Ancak Shell vazgeçmiş görünmüyor. Shell'in Almanya sözcüsü Rainer Winzenried, şirketlerin köylere artık başka yolardan girdiğini anlatıyor. Winzenried, "Bugün para vererek kimseyi susturamazsınız, bu nedenle sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte çalışarak devamlı kalkınma yardımı sağlamaya çalışıyoruz" diyor.
Şiddet artıyor
Ancak bu tür girişimlerin Nijer Deltasındaki tüm sorunları çözmeyeceğini Winzenried de biliyor. Ken Saro Wiwa ve Ogoni Halkının Hayatta Kalması Hareketi sekiz üyesinin 10 kasım 1995'te asılmasından bu yana Nijer Deltasında şiddet artmaya devam ediyor.
Heinrich Böll vakfının Lagos bürosu yetkilisi Axel Harneit-Sievers, Ogoni Halkının Hayatta Kalması Hareketi'nin barışçıl yaklaşımının değişmesinden üzüntülü: "Hareket sivil toplum kuruluşu kimliğinden uzaklaşıyor. Hem devlete hem de özel şirketlere karşı ancak bunu şiddet kullanıp ifade ediyor."
Nijeryalı gazeteciler ve insan hakları savunucularıysa durumu oldukça ümitsiz görüyor ve Olusegun Obansanjo'nun Devlet Başkanlığı altındaki hükümeti krizi çözmekte yetersiz buluyor. 2003 seçimlerinde yaşanan sahtekarlıklar nedeniyle halk politikacılara olan güvenini de kaybetmiş. (TM/EK)