“Oğlum hapse girene kadar ben hiçbir şey bilmiyordum. Evden hastaneye bile tek başıma gidemezdim. Oğluma mahkemede yaşatılanları gördüm, hapishanelerde oradan oraya sürgün edildi, bu süreçte her şeyi daha iyi anladım. Öğrendim.”
Zeynep Şahinkaya, oğlu Mecit Şahinkaya’nın şartlı tahliyesinin, hapishanede slogan attığı için verilen disiplin cezalarıyla işleme konmadığını yazdı.
Şahinkaya bianet’e gönderdiği mektubunda, oğlunun nasıl gözaltına alındığını, neden tutuklandığını ve hapishanede neler yaşadığını şöyle anlattı:
“Ben söylüyorum, köyümüzün çocukları yazıyor”
“Size Amasya, Göynücek’in Gafarlı köyünden yazıyorum. ‘Yazıyorum’ desem de boyun fıtığımın sinirlere uyguladığı baskı sonucu kollarımı uzun süre kullanmakta zorlandığım için, ben söylüyorum, köyümüzün çocukları yazıyor.
“Önce kendimi tanıtayım. 50 yaşındayım, iki çocuğum var. Yüksek tansiyon, kolesterol, kemik erimesi gibi hastalıklarla birlikte 45 yıldır bir bacağım sakat. Koltuk değneğiyle yaşamımı idame ettiriyorum. Size kendimle ilgili yazmıyorum. İlk gözağrım olan oğlum, Mecit Şahinkaya’ya yaşatılanları anlatmak istiyorum.”
“‘Hayatını karartacağız’ dediler, Öyle de oldu”
“Oğlum Mecit, 7 Ekim 2009’da İMF ve Dünya Bankası protestolarında gözaltına alındı, arkadaşının çantasından çıktığı iddia edilen molotoflarla ilgili tutuklandı. Bindikleri taksicinin ve arkadaşının, Mecit’le molotofların ilgisinin olmadığını söylemesine, başka delil olmamasına rağmen tutuklandı.
“Tutuklanmasının şokuyla anlayamamıştık, mahkemeler sırasında gördük ki oğluma gözaltındayken fiziki ve psikolojik işkence yapılmış, tanımadığı insanlarla ilgili ifade almaya çalışmışlar, ‘Hayatını karartacağız’ demişler. Öyle de oldu. 9 yıldır hapiste.
“Her duruşmada ‘İlgim olmayan bir şeyle ilgimin-alakamın olmadığını nasıl kanıtlarım’ diyordu…”
“İki yıldır tek kişilik hücrede tutuluyor”
“Şartlı tahliye zamanı geldiği halde bırakmadılar. Şartlı tahliye zamanına bir ay kala, Tekirdağ F Tipi Cezaevinde 8 yıl önce attığı sloganlarla ilgili açılan soruşturmadan görüş cezası verdiler ve infazını yaktılar. Aldığı diğer disiplin cezaları da buna eklendi.
“Tam oğlumla ilgili yeniden hayaller kurduğum şu günlerde 3 yıl daha hapis yatırılacağını öğrendim.
“Şimdi Van F Tipi Cezaevinde. İki yıldır tekli hücrede tutuluyor. Orada da ‘Hasta tutsaklar serbest bırakılsın, kitap-yayın hakkımız engellenemez, baskılar bizi yıldıramaz’ sloganları attığı için aylara varan mektup, görüş, telefon, ziyaret yasağı verdiler. Sadece haklarını istedikleri için…
“Hukuk biz yoksulların lehine işlese yasaları uygulamayanların cezalandırılması gerekirken, yasaların uygulanmasını isteyenler cezalandırılıyor.”
5275 sayılı Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 107/1. maddesine göre, “Koşullu salıverilmeden yararlanabilmek için mahkûmun kurumdaki infaz süresini iyi hâlli olarak geçirmesi gerekir.” Şartlı tahliye (koşullu salıverilme) koşulları arasında yer alan “iyi halin” karşılanmasında, disiplin cezası almamış olma şartı aranabiliyor.
“Çatal, bardak almak bile eziyet”
Mecit Şahinkaya da daha önce bianet’e yazmış, “yönetmelikle tanınmış haklarımızı alabilmek için mahkeme mahkeme dolaşıyoruz” demişti:
“Bir çatal, bir bardak alma süreci bile eziyete çevriliyor. Hasta arkadaşımıza yemek diye bir öğünde üç kaşık yoğurt ya da sadece bir domates, bir salatalık veriliyor. Hapishane kantininde cetvel, hazır çorba, A4 kağıt, buzdolabı poşeti, soda, rende gibi birçok ihtiyaç malzemesi, talep etmemize rağmen satılmıyor.”
Şahinkaya, ailesinin gönderdiği siyah spor ayakkabının “mekapa benzediği” gerekçesiyle kendisine verilmediğini de anlatmıştı. (AS)