Amaçları, birer fotoğraflarını bağışladıkları kampanya sonucunda, fotoğraflarının satışından elde edilecek gelirle, şiddet mağduru kadınlar için bir kadın sığınma evinin açılışına katkıda bulunmaktı.
Türkiye başta olmak üzere dünyanın dört bir yanından katılımda bulunan kadın fotoğrafçıların kampanyası, kadınlara yönelik şiddete karşı duruşu üç aşamada gerçekleştirmeyi amaçlıyordu ve hedeflenen başarı sağlanarak "Kadınlar için Kadınlar" kampanyasına "Bu senelik tamam" dendi.
Türk toplumunun yüzde 25'inin, 15-49 yaş grubu kadınlar oluştuğundan hareketle yola çıkan 111 kadın fotoğrafçı adına yayınlanan basın bildirisinde, "Türkiye'de 6 ve daha yukarı yaştaki 100 kadından 25'i okur yazar değil. 100 kadından 14'ü ilkokulu bitirememiş. 100 kadından 58'i ilkokul mezunu. Kadın nüfusun sadece yüzde 12'lik bir kesimi ortaokul ve daha üstü eğitim almış" açıklaması yapıldı.
Eğitimli kadına da dayak var
Her yıl 600 bin ile 800 bin arasında kız çocuğunun, zorunlu eğitim yaşına gelmelerine karşın okula gidemediğine de işaret edilen açıklamada, "Ülkemizde kadının işgücüne katılım oranı 1998'de yüzde 35 civarındayken, günümüzde bu oran yüzde 27'e düşmüş.
Erken yaş evliliği yapmış olan kadınların çoğunluğu tarım sektöründe ücretsiz aile işçisi olarak çalışmaktadır. Seçme ve seçilme hakkını 1934'te elde eden Türk kadını parlamentoda ancak yüzde 4 oranında temsil edilmektedir. Bu oran Avrupa Konseyi'ne üye ülkeler arasındaki en düşük orandır" denilmektedir.
1998 yılında Güney ve Güney-Doğu Anadolu'da yaşayan kadınların yüzde 58'inin ev-içi şiddete maruz kaldığının da belirtildiği basın bülteninde, eğitimli kadının da şiddete maruz kaldığı belirtilerek, "Yüksek ve orta gelirli kadınların yüzde 23' ü kocaları tarafından taciz edilmiş veya dayak yemiştir. Ev-içi şiddetin kurbanlarından yüzde 86.1'ını kadınlar oluşturmaktadır ve bu kadınların yüzde 39.2,'si, 15 -19 yaşları arasındadır.
Acı olan yan, genç kadınların da yüzde 63' ü dayağı haklı görmesidir. Kız çocuklarının erken yaşlarda evlenmeleri ve özellikle akraba evliliği yapmaları, ülkemizde bebek ve anne ölümlerinin sayısını artırıcı bir etken. Güneydoğu ve Karadeniz bölgeleriyle, kırsal alanlarındaki ekonomik ve sosyal az gelişmişlik, kadın ve kadının sorununu ağırlaştırıyor" denildi.
Öfke bizi biraraya getirdi
Kadına yönelik şiddet karşısında " Kadınlar için Kadınlar" kampanya fikrinin ilk olarak Taksim'de yılbaşı kutlamalarında iki genç kızın taciz edilmesiyle doğduğunu belirten 111 kadın fotoğrafçı, biraraya gelmelerinin altında yatan öfkenin her geçen gün arttığını ifade etti:
"Aradan 2 ay geçmeden 6 Mart'ta alana çıkan kadınlara polisin akıl almaz saldırısına duyduğumuz öfke bizi bir araya getiren hikayelerden sadece ikisi. Hergün basında duyduğumuz, içimizi acıtan, yer yer detaylarını okumaktan dahi kaçındığımız, sanki okumazsak olmamış gibi düşünebiliriz dediğimiz hikayeler, cinayetler, kadınlara yönelik şiddet sonucu çağ dışı sakatlamalar giderek içimizde büyüyen bir "yeter" çığlığının yapı taşları oldu. Ve biz, Türkiye'nin ve dünyanın dört bir yanında yaşayan buralı 111 kadın fotoğrafçı şiddete, özellikle de kadına yönelik şiddete dikkat çekmek için, bir şeyler yapmak için yola çıktık".
Birbirlerini hiç tanımıyorlar
İnternetin kampanyalarını kolaylaştırdığını belirten kadın fotoğrafçıların bir özelliği de; birbirlerini hiç görmeyen, hiç tanımayan kadınlardan oluşması ve hiç bilmedikleri ve tanımadıkları kadınlar için biraraya gelmeleri.
Tarih Vakfı Darphane-i Amire binasında yapılan açık arttırmada, 133 fotoğrafın 108'i satılırken, Mersin Bağımsız Kadın Dayanışma Derneği'nin hesabına yakın zamanda yaklaşık 11 milyarlık bir fon aktarılacağı ve sığınma evinin ilk kaynağının bu fotoğraflar olacağı söylendi.
"Kadınlar için Kadınlar"kampanyasının üçüncü ve son ayağı ise, kampanyaya katılan fotoğrafların sergilenmesi. "Kadına yönelik şiddete dur"demek için kadın fotoğrafçıların fotoğrafları önce Düzce'ye gidiyor, 4-7 Haziran arasında, Düzceli kadınlar fındık toplamaya çıkmadan Düzceli kadınlarla buluşacak. Hemen ardından güneydoğuya gidilerek, 16 Haziran'dan itibaren Anadolu Kültür/ Diyarbakır Sanat Merkezi sergi salonunda sergilenecek fotoğrafların Kıbrıs başta olmak üzere, Adana, Edirne ve başka ülkelere de gitmesi hedefleniyor.
Son olarak 111 kadın fotoğrafçı şunları söylüyor:
"Sergimiz dolaşsın istiyoruz, sergimiz dolaşırken kadınlar konuşulsun, kadına yönelik şiddet azalsın, dursun. Her türlü desteğe, öneriye, katkıya açığız. Hadi, elinizi, bizimkilerin yanına, taşın altına koyun."(AD)