"1915'in travmasını hala yaşıyoruz. Bu film, kendi hayatımın bir sorgulaması ve kendi yolculuğum olacak."
Ermenistan Türkiye Sinema Platformu, bu yıl destekleyeceği projeyi, İstanbul Film Festivali'ne parelel olarak düzenlediği etkinlikle açıkladı: "Gavurun Torunu, Ermeni Dedem"
Devrim Akkaya ile Josephina Markarian'ın projesi, Ermeni soykırımından günümüze uzanan bir hikayeyi, bir tarihi ve bir aileyi anlatıyor.
Ödülünü yönetmen Yeşim Ustaoğlu'ndan alan Akkaya, bianet'e yaptığı açıklamada, "Hem dedemi hem bende eksik olanı aramak için bu yolculuğa çıktım" dedi.
39 proje arasından seçildi
Erivan Altın Kayısı Film Festivali ile Anadolu Kültür'ün 2007'den beri sürdürdüğü ve 2009'dan beri projeleri desteklemeye başlayan Ermenistan Türkiye Sinema Platformu, bu yıl da iki ülkeden sinemacıları bir araya getirdi.
Platform geçen yıl dört filme destek vermişti. Bu yıl da biri Türkiye'de diğeri Ermenistan'da yapılacak iki toplantıyla, destek verilecek iki film belirlenecekti. Bu akşam 10 bin dolarlık desteği alacak olan filmlerden biri belli oldu, diğer film Erivan'da Temmuz ayındaki toplantıyla açıklanacak.
"Gavurun Torunu, Ermeni Dedem" önce ön jüri tarafından 39 filmden seçilen 10 film arasında yer aldı.
Ön jüri, Erivan Altın Kayısı Film Festivali Direktörü Susanna Harutyunyan, Ermenistanlı tanınmış senaryo yazarı Vahram Martirosyan, Ermenistanlı yönetmen Ara Khanjyan, Ermenistan Türkiye Sinema Platformu danışmanı, belgeselci, yazar Melek Ulagay, Altyazı Sinema Dergisi'nin yazarlarından sinema eleştirmeni Berke Göl ve yönetmen-yapımcı Özgür Doğan'dan oluşuyor.
Jüride de yönetmen Ustaoğlu, yönetmen Harutyun Khachatryan, Erivan Altın Kayısı Film Festivali direktörü Susanna Harutyunyan, belgesel yönetmeni ve Ermenistan Türkiye Sinema Platformu danışmanı Nurdan Arca ve Saraybosna Film Festivali programcılarından Alma Tataragic yer aldı.
Platform, Helen Kurkjian'ın "Homeport" isimli projesine de başarı ödülü verdi.
"Yalnızlığımız, dedemle aramdaki bağ"
Akkaya, çekmeyi planladığı filminin hikayesini şöyle anlattı:
"Asıl derdim, ailemin içindeki pek çok kimliğin içinde Ermeni kimliğimin silik ve geride kalmış, vurgulanmamış oluşuydu. Hissettiğim bu eksik, projemin çıkış noktası oldu."
"Dedem, 1915'te Kürt ve Alevi bir aile tarafından evlat ediniliyor. Benim hissettiğim yalnızlık ve kendimi bir yere ait hissetmiyor oluşum, dedemle aramızdaki bağ. 1915'in travmasını biz de hala yaşıyoruz. Bu film, kendi hayatımın bir sorgulaması ve kendi yolculuğum olacak."
"Bu yolculukta, dedemin kayıp mezarını da bulmayı umuyorum. Bir kimsesizler mezarlığında gömülü olduğunu tahmin ediyoruz ve onu alıp yaşadığı yerde gömülmesini amaçlıyoruz, projemin amaçlarından biri de bu..."
Geçen yılki filmler festivallerde
Platformun daha önceki destek toplantısında seçilerek desteklenen ve ilk olarak 2011'de 30. Uluslararası İstanbul Film Festivali'nde ve 8. Erivan Altın Kayısı Film Festivali'nde gösterilen, ardından yurtiçinde ve dışında pek çok festival programında yer alan filmlerden üçü ise platformun internet sitesinden izlenebiliyor:
Gülengül Altıntaş'ın yönettiği Kaybolmayın Çocuklar, Arthur Sukiasyan'ın yönettiği Güvercin Ustaları ve Altan Bal ile Canay Özden'in birlikte yönettikleri Kukla Tiyatrosu. 2011'de, 30. İstanbul Film Festivali kapsamında platformun ilk beş filmi seyirciyle buluştu. Filmler daha sonra hem Türkiye'de hem dünyada pek çok yerde gösterildi.
2011'de verilen destek çerçevesinde çekilen filmlerden ikisi Temmuz ayında Erivan Altın Kayısı Film Festivali'nde ilk kez seyirciyle buluşacak:
Lusin Dink'in yönettiği, Soner Alper'in yapımcılığını üstlendiği ve William Saroyan'ın 1963'te yaptığı Bitlis yolculuğundan esinlenen belgesel "Wonderful, Very Nice" ile Adrineh Gregorian'in yönettiği, Vahe Ohanyan'in yapımcılığını üstlendiği Back to Gürün. (AS)
* Ermenistan Türkiye Sinema Platformu'nun internet sitesine buradan ulaşabilirsiniz.