Bugün Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde (ODTÜ) Başbakan Erdoğan'ı protesto eden öğrencilere yapılan polis saldırısı nedeniyle dersler boykot edilirken İstanbul Teknik Üniversiteli (İTÜ) araştırma görevlileri de işten çıkarmalara karşı dersleri boykot etti.
"ODTÜ'den İTÜ'ye direniş büyüyor" sloganlarının yükseldiği kampüsteki Dayanışma Meydanı'nda kara ve soğuğa rağmen halaylar çekilerek direnişe devam edildi. Öğrenciler, öğretim görevlileri ve araştırma görevlilerin dayanışma içinde olduğu direnişin, 2009'da yapılan ve pek çok öğretim görevlisinin 33-a kadrosuna geçişini sağlayan direniş gibi başarıya ulaşacağı vurgulandı.
Rektörlük'ten üniversite bileşenlerine baskı
Kıyıma, sürgüne, baskıya son" diyen İTÜ'lü araştırma görevlileri İTÜ'deki baskıların sadece kendilerine yönelik olmadığını, güvenlik görevlilerinin arttırıldığı üniversitede idari personelin farklı kampüslere sürgün edildiği, dekanlar ve bölümler ile karar alma mekanizmalarından uzak bırakılan öğrencilerin üzerlerinde rektörlük baskısı kurulduğunu söyledi.
Boykota destek verenlerin arasında Eğitim-Sen, 315 gündür direnen Hey Tekstil işçileri, Çağdaş Hukukçular Derneği, Eğitim Hakkı Derneği ve Ankara Üniversitesi Eğitim-Sen üyeleri de vardı.
Konuşma yapan Prof.Dr. Büşra Ersanlı, Eğitim-Sen Üniversiteler Temsilcisi Arzu Açar , Y.Doç.Dr. Ü. Anıl Doğan İTÜ'de süren direnişe destek verirken 25 Aralık'ta Beyazıt'ta yeni YÖK tasarısı önerisine karşı yapılacak eylem için çağrı yaptı.
"Asıl güvenlik üniversitede özgürlüğün sağlanmasıdır"
Ersanlı, "Çok fazla güvenlik isteyen iktidar, idare ve ortamdayız" diyerek güvenliğin işçileri ve araştırma görevlilerini işten atmakla değil üniversitede özgür ortamın yaratılmasıyla sağlanacağını vurguladı.
Direnişlerin birilerine düşman olunduğu için değil, sağlıklı ortamlar yaratmak için yapıldığını söyleyen Ersanlı, tüm dünyada olduğu gibi
Türkiye'deki üniversitelerin de dokunulmazlığının olması gerektiğini belirtti.
Doğan, Bologno süreciyle üniversitelerde eğitimin paralı hale getirilip güvencesiz çalışmanın yaygınlaştırılmasının istendiğini vurguladı.
Açar ise "12 Eylül'le başlayan ve üniversiteleri şirket, öğrencileri müşteri ve emekçileri köle yapmayı amaçlayan süreç AKP eliyle tamamlanıyor" diyerek bunun gerçekleşmemesi için ODTÜ, İTÜ ve diğer üniversitelerde direnişlerin süreceğini söyledi.
"Rektör Karaca istifa"
Nejat Yavaşoğulları'nın şarkılarıyla süren eylem sonunda Sinem Öztürk tarafından okunan basın açıklamasında 15 Aralık'ta 14 araştırma görevlisinin daha işten çıkarıldığı ve Rektör Mehmet Karaca'nın göreve geldiği günden itibaren tek başına aldığı kararlarla üniversiteyi işlemez hale getirildiği vurgulandı.
"Rektörün uygulamaları üniversite bileşenlerini doğrudan etkiliyor. Soruşturma tehditleri, sürgünler, yürütücüsü değiştirilen projeler, el konulan laboratuar donanımları bu etkilerden bazıları."
Rektör Karaca'nın bir kez daha istifaya davet edildiği açıklamada, tüm üniversite bileşenleri Rektörlüğün hukuk tanımayan uygulamalarına karşı dayanışmaya çağırıldı. (BK/HK)