EMEP İl Yönetim Kurulu Üyesi Can Denizci, "Alibeyköy ve Kağıthane gibi yerlerde uzun yıllardan beri oturanlar emlak vergilerini, faturalarını ödüyor. Yani belediye buradaki çarpık yapılaşmaya onay veriyor. Buraların kamulaştırılmasından çok, altyapı çalışmalarının götürülmesini öncelikli olarak savunuyoruz" diyor.
Denizci, belediyelerin yeni yerleşim planları yapmadan kamulaştırmaya giderse ve kamulaştırma bedelleri konusunda bir anlaşmaya varılmazsa, çoğu insanın evlerini terk etmeyeceğini öne sürüyor.
ÖDP Kağıthane İlçe Başkanı Ali Karabudak, "Sosyal yapıyı bozmadan, iş ve eğitim olanaklarını gözeterek bir bölge planlamasının olduğu bir kamulaştırmayı destekleriz. Ancak belediyenin sadece istimlak yapacağını söylemesi insanları korkutuyor" diye konuşuyor.
Karabudak, seçim dönemleri dışında üye olduğu parti de dahil sol partilerin, kentte yaşayanların da görüşlerinin alındığı ve somut çözümler içeren şehir planlamalarını tartışmamasını eleştiriyor.
Denizci ise, "Kentin yeniden yapılandırılması, uzmanlarında yer aldığı mahallelerden örgütlenen belediye kent meclislerinde oluşturulacak planlarla sağlanabilir" diyor.
Denizci ve Karabudak, başbakan yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in yaşanan felaketin nedeni olarak gösterdiği çarpık yapılaşmanın nasıl oluştuğunu ve çözüm önerilerini şöyle özetliyor:
Karabudak: Sol partilerin somut kent projesi yok
* Kağıthane ve Alibeyköy 1970'lerden sonra, buradaki işyerleri ve sanayinin ucuz işgücü talebi sonrası yerleşime açıldı. Ben de Kağıthane bölgesindeki evimi, bir arsayı çevreledim, daha sonra tapu tahsis belgesinin verilmesiyle de dört katlı bir ev yaptım.
* Bu bölgede herkes, zemin ve yerleşim özelliklerine bakmadan bu şekilde evini yaptı. Bunun doğru olduğunu savunmuyorum ama iş ihtiyacı olan bir kesimi, hem ucuz işgücü olarak kullanıp, hem de yerleşecek bir yer sunmazsanız, yapılacak başka bir şey de kalmıyor.
* Şimdi buraların istimlak edileceği söyleniyor. Ancak kamulaştırma bedelleri konusunda burada yaşanların karşı çıktığı noktalar olacaktır.
* Kağıthane ve Alibeyköy'dekilerin çoğunluğu Anadolu'dan göç etmiş insanlar. Hem hemşehrilik hem de komşuluk yani sosyal çevre nedeniyle evlerini terk etmek istemeyeceklerdir. Altyapı çalışmalarına ağırlık verilerek, sorunların çözülmesini isteyebilirler.
* Ancak tabii ki bazı bölgelerde altyapıyla da çözülemeyecek sorunlar, deprem ya da afet tehlikesi var. Bugüne kadar sel ve su baskını tehlikesine karşı belediyelerin yeterli çalışmayı yapmaması, istimlak yapılacağı söylendiğinde belediyeni yine bir çalışma yapmayacağı, sadece buraları kamulaştırmakla yetineceğini akla getiriyor.
* Yani sosyal yapıyı bozmadan, iş ve eğitim olanaklarını gözeterek bir bölge planlaması yapmadan, belediyenin istimlak yapacağını söylemesi insanları korkutuyor.
* Demokratik Güçbirliği olarak özellikle deprem konusunda somut projelerimiz vardı. Ancak İstanbul'un geneli ile ilgili, sel baskınları gibi konularda somut projeler hazırlamak için kent meclisleri oluşturmayı seçim sonrası projeleri arasında saydık.
* Bu konuda söylemden çok, seçim dönemleri dışında da kent konusunda neler yapılması gerektiğini, kentte yaşayanlara sorularak somut talepler üretmemiz gerektiği ortada. (ÖG/BB)
Denizci: Evleri kamulaştırılanlar nereye gidecek?
* Biz Güçbirliğini oluşturan partiler yani EMEP, Demokratik Halk Partisi (DEHAP), ÖDP, Sosyal Demokrat Halk Partisi olarak, kent meclislerinin oluşturulması, buradaki karar mekanizmalarında mahalle bazındaki örgütlenmelere dayanan, yani kentte yaşayan herkesin söz hakkının olduğu bir yönetim biçimini savunduk.
* Kentin yeniden yapılandırılmasının da, uzmanlar ve söz konusu bölgede yaşayanların ortaklaşmasıyla hazırlanacak projelerle mümkün olduğunu söyledik. (ÖG)