Ankara'da Milli Eğitim Bakanlığı Şura Salonunda biraraya gelen ÖDP Konferansının kira giderlerini karşılamak için parti yöneticileri 5 YTL salon giriş ücreti belirlemişlerdi. Yerin küçüklüğünün de katkısıyla Konferans’ın başından seçime geçildiği saat 22.00’ye kadar salon küçük aralar dışında baştan sona doluydu.
Konferansı parti üyeleri dışında, partide daha önce bulunmuş olan, seçim sürecinde Ufuk Uras’ın performansını gözleyerek ÖDP’de neler olup bittiğini anlamak isteyen, ÖDP dışından sayısı oldukça kabarık topluluk da izledi. İzleyicisi sayısı delegelerle birlikte tahminen toplam ikibine ulaştı.
Mahir Çayan ÖDP Kongresinde
Bir ÖDP konferansında ilk kez, Sinan Kayış ve Hrant Dink posterlerinin yanında Mahir Çayan’ın posteri de salona asıldı. Ekolojik talepler içeren bir iki afiş dışında salon, üzerinde “Söz yetki karar iktidar halka” sloganları yazan küçük ÖDP bayraklarıyla süslenmişti.
Salonun küçüklüğüne konferans izleyicilerinin de çokluğu eklenince bütün konferans boyunca salonun her iki giriş kapısında da bir giriş-çıkış trafiği sürdü. Konferans süresinde kuliste sürekli olarak yüz kişiye yakın bir topluluk vardı.
İç gerilimler
- Kürt Sorunu ÖDP içinde "bir bölen" olma işlevini sürdürüyor. Delegeler, yer yer milliyetçiliğe varacak ölçüde belirlemelerde bulunup, Ufuk Uras’ı bu temelde eleştirmekte sakınca görmediler.
- Her iki taraf açısından da, politik farklılığın dile getirilmesi ve şekillendirilmesinde ciddi güçlükler yaşandığı gözleniyor. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) delegasyonu içindeki gerilimlerin ÖDP'deki ayrışmada da etkili olduğu, 1200 imzalı listenin Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) yöneticilerinin onayını aldığı, KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul’un ayrışmada açıkça taraf olduğu ve “Devrimci Siyaset Devrimci Parti” listesine sendikal kimliğiyle görünür bir destek örgütlediği gözden kaçmayanlar arasında.
- Önyargıların aksine "Devrimci Yolculuk"un bir bölen olduğu söylenemez. İki liste incelendiğinde, varlığından hala söz edilebilirse Devrimci Yolcular’ın kongre sürecinde ikiye bölündüğü daha doğru bir tespit gibi görünüyor.
- Parti birliğini önemseyen delegasyonun KESK ve TMMOB yöneticilerinden gelen telkinlere ve Konferansı yer yer baskı altına alan protestolara karşın, Ufuk Uras’ı seçerek ama listesine tam yetki vermeyerek birliği sağlamayı gözettiği söylenebilir.
- Politik yönelişin ayrışmada belirleyici olamadığı listelerin bileşiminden de görünüyordu; her iki listede de hem "AB’ye evet" diyenler hem "havet"çiler, hem de "AB'ye hayır" diyenler vardı. Gençlerin iç mücadele için mobilize edilmesi, Konferansa politik tartışmanın değil de, sloganlar ve sembollerin damga vurması, üçüncü bildirgeyi çıkaranların liste çıkarmaması da bu duruma işaret eden diğer göstergeler. (SE/EK)