OdaTV davasının bugün görülen 6. duruşmasında ifade veren sanıklar, Fethullah Gülen cemaatine yönelik soruşturmaların şüphelileri hakkında suç duyurusu yaptı.
Savcı Kamil Ertuğrul, davaya dün “ani şekilde” atandığını, bir günde dosyayı inceleyip mütalaa hazırlamasının mümkün olmadığını söyleyerek mahkemeden süre istedi.
Mahkeme Başkanı İbrahim Lorasdağı da savcının mütalaayı hazırlaması için süre talebini kabul etti. Sonraki duruşma 24 Ekim’de.
Mahkeme heyeti de duruşma öncesi değiştirilmiş olduğundan duruşma başında tutanaklar okundu ve sanıklar ifade verdi.
Şık: Bize dava açanlar tutuklu, kaçak
Çağlayan’daki İstanbul Adliyesinde bulunan İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya sanıklar gazeteci ve yazarlar Yalçın Küçük, Muhammet Sait Çakır, Ahmet Şık, Barış Pehlivan, Coşkun Musluk, Barış Terkoğlu, Nedim Şener ve avukatları ile eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı katıldı.
Duruşmada söz alan gazeteci Ahmet Şık, soruşturmayı yürüten ve davayı açan, yargılamayı yapan “Gülen cemaati mensubu polis, hakim ve savcıların tutuklu ya da firari olduğunu” hatırlattı:
“Çete faaliyeti yürüten Gülen ekibinin tüm destekçilerinin yargılanmasını istiyoruz, suç duyurusu yapılmasını istiyoruz.”
Erdoğan ile ilgili sözler tutanağa geçmedi
Şık’ın “cemaate destek veren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da yargılanması gerektiği” sözleri tutanağa geçmedi.
Mahkeme başkanı bu sözlerin mahkemenin konusu olmadığını ifade etti.
Avukatı Can Atalay da Şık’ın tüm sözlerinin tutanağa geçmemesiyle ilgili şu eklemeyi yaptı:
“Sanık soruşturma ve kovuşturma aşamasında doğrudan dosyaya etkide bulunduğunu iddia ettiği Recep Tayyip Erdoğan’ın isminin tutanağa geçmesi gerekirdi. Bizim beyanımızla geçmiş oldu. Bu hususun mahkemenizce dikkate alınmasını istiyoruz.”
Atalay ayrıca bundan sonraki duruşmalarda sesli ve görüntülü kayıt yapılmasını talep etti.
Küçük: Teşebbüsü darbe gibi kullanamazsınız
Davanın bir diğer sanığı yazar Prof. Dr. Yalçın Küçük de savunmasında şunları söyledi:
“Darbe teşebbüsü teşebbüstür, geçmiştir. Darbe teşebbüsünü bir darbe gibi kullanamazsınız. Hukuka aykırıdır, bir imam efendinin hangi darbesi olur. Teşebbüs deyip darbe gibi hareket edemezsiniz, asıl darbeyi yapamazsınız.
“Bu gidişle davalar yurtdışında yapılacak. Yurtdışına gidenler 15 Temmuz öncesi gittiler. Demek ki bir şey var.
“Davada birinci sanığım. Ne alakası var? Parayı kazanan Soner Yalçın, birinci sanık ben. Ergenekon'da da birinci sanık ben. Hep birincilik!”
Musluk: Suçlamalar delillendirilmedi
Gazeteci, akademisyen sanık Coşkun Musluk da Küçük’ün ardından ifade verdi:
“Örgüt üyeliği ile yapılan suçlamada dijital verilerdeki hususlar doğru bile olsa bunların maddi deliller ve eylemlerle desteklenmesi gerekir. Bize bu konuda herhangi bir suçlama dahi yapılmadı. Bu sürecin bir an önce sonuçlandırılmasını ve beraatımızı talep ediyoruz.”
Sanıklardan gazeteci Nedim Şener de söz alarak, bu davanın ilk günü “Tiyatroya hoşgeldiniz” dediğini hatırlattı ve “Bu tiyatroya son verin” dedi.
Avukat Celal Ülgen de suçlamaların herhangi bir maddi temeli olmadığının altını çizdi, “15 Temmuz darbe girişimi her şeyi açıkça ortaya koydu” dedi. Ülgen, mahkemenin bir an önce karar vermesini beklediklerini ifade etti.
Bir sonraki duruşma 24 Ekim 2016, saat 10:00’da İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek.
Ne olmuştu?
Gazeteciler Ahmet Şık ve Nedim Şener, OdaTV sitesi kurucusu Soner Yalçın, site yetkilileri Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu, çalışanları Doğan Yurdakul ve Müyesser Uğur, yazar Yalçın Küçük’ün aralarında olduğu 14 sanık “Medya yoluyla Ergenekon örgütüne destek vermek” ile suçlandı.
Gazeteci ve yazarlar, 2011’de başlayan davada çeşitli sürelerle Silivri Cezaevi’nde tutuklu kaldılar.
6526 sayılı Kanunla Terörle Mücadele Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca görevlendirilen ağır ceza mahkemelerinin kaldırılması ve bu yolla İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nin lağvedilmesiyle 14 sanıklı dava, İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’ne alındı.
TIKLAYIN - ERGENEKON DAVASINDA KARAR
Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 21 Nisan 2016’da 275 sanıklı Ergenekon davasında yerel mahkemenin kararını usulden ve esastan bozdu. Yargıtay, “Ergenekon terör örgütünün” varlığına ilişkin somut delil ortaya konulamamasını esastan bozma gerekçesi yaptı. (AS)