Öcalan'ın Türkiye'ye getirilişinden bu yana geçen 10 yılda "barış" yönünde adım atılıp atılmadığını sorduğumuz Barış Meclisi'nden Hakan Tahmaz, PKK liderinin yok sayılamayacağını söyledi. 15 Şubat ve öncesinde Öcalan'ın yakalanmasını protesto gösterilerinde bu yıl da farklı illerde yüzlerce kişi gözaltına alındı. Tutukluluk koşullarından avukatları aracılığıyla yaptığı açıklamalara kadar, Öcalan hakkındaki gelişmeler özellikle Kürtler tarafından önemseniyor ve gündeme taşınıyor.
Normalleşme
"Kürt Sorununda Çözüm Önerileri" kitabını da derleyen Tahmaz bugün özellikle Öcalan'ın cezaevi koşullarının Kürtlerin gündeminde olduğunu, hükümetin Öcalan'a tecrit iddiasına karşı yürüttüğü politikalarının sadece Türkiye'de değil Kuzey Irak'taki Kürt hareketini de etkilediğini söyledi.
"Bu durum böyle sürdükçe Kürt sorunun normalleşmesi imkansız. Eğer normalleşme sürecine gidilecekse Türkiye, Kürt sorunundan önce PKK ve Öcalan'ın varlığıyla, Öcalan'a tecridin kaldırılması gerektiğiyle yüzleşmek zorunda. '30 bin kişinin katili' söylemi küçük bir kesimin düşüncesi; devlet bu söylemin propagandasını yapıyor. Daha büyük bir kesimdeyse yaygın kanı Öcalan'ın bu mücadelenin taşıyıcısı olduğu. Devlet Öcalan'a 'sayın' diyen binlerce kişiyi yargılıyor. Bu kabul edilemez."
"Demokratik özerklik" tartışılamıyor çünkü...
"DTP'nin demokratik özerklik önerisi içinde Öcalan'a yönelik bir talep yok, daha çok Türkiye'nin idari yapısı ve demokratikleşme süreciyle ilgili siyasi bir proje" diyen Tahmaz'a göre ne yazık ki ne sol ne de devlet bu projeyi tartışabildi.
"Bu ortamın yaratılamamasının nedeni Türkiye'nin henüz karar vermemesi. AKP'nin 'Hepimiz Müslüman kardeşiz, yoksulluk sorununu çözmeliyiz' üzerinden PKK'yi, Kürt hareketini yok sayan bir yaklaşımı var. Hükümet Kürt hareketini yok sayarak çözüme ulaşamaz.
Devletin demokratik özerklik önerisini "Öcalan'ın önerisi" diyerek yok saymasının problemli olduğunu düşünen Tahmaz ekliyor:
"Son olarak 'PKK'yi Ergenekon kurdu' tartışması ortaya atıldı. Buna kargalar bile güler. Ama bu savı ortaya atanların ideolojik bakışı önemli. Bütün sorunların çözümüne yönelik tıkayıcı yaklaşımları 'iç güçler/dış güçler' öngörüsü. Ergenekon'un radikal sağın da radikal solun da aynı kaynaktan beslendiği ddiasına kimse inanmaz, ne Ergenekon kapsamında sorunların çözümüne ne de başkaca sorunlar çevresinde çözüm sürecinin başlamasına hizmet edebilir." (EZÖ)