Hapisteki PKK lideri Abdullah Öcalan, avukatlarıyla haftalık görüşmesinde*, Kürt sorununun çözümüyle ilgili görüşlerini, PKK'ye ve devlete mektupla gönderdiğini, yanıt beklediğini söyledi.
Fırat Haber Ajansı'nın haberine göre, Öcalan geçen hafta gerçekleşen görüşmede, solda birlik çalışmalarıyla seçim barajının aşılabileceğini, Barış ve Demokrasi Partisi'nin bu çalışmalara ciddi yaklaşması gerektiğini de dile getirdi.
Habere göre Öcalan'ın sözlerinden bazıları şöyle.
Çözüm mektupları: Biz demokratik çözüm ve barıştan yanayız. Bu konudaki çabalarımız devam ediyor ama çözüm bir türlü gelişmiyor. Şunu belirtmek istiyorum. Ben PKK'ye de devlete de çözüme yönelik görüşlerimi içeren mektuplar gönderdim. Cevap bekliyorum. Bakalım gelecek cevapları göreceğiz.
EDP: Eşitlik ve Demokrasi Partisi (EDP) adı altında yeni bir parti kurulmuş. Son zamanlarda solda kayda değer gelişme bu olsa gerek. Bunlar, bu haliyle yüzde 1-2 gibi bir oy alabilirler. Ama iyi çalışır ve ittifak yaparlarsa bu oranlarını yükseltebilirler. Birlikteliğin daha da genişletilmesi gerekiyor. Solda duranlar artık daha geniş düşünmeliler. Eski sol dili bilinmektedir, Reel Sosyalizm dilidir. Bu dil yenilmiştir. Bu dil artık terk edilmelidir. Sol kendini yenilemelidir. Ortak paydalar etrafında bir araya gelinmelidir. Bütün sol demokrat çevreler ayrılıkçı olmadığımızı bu konuda samimi olduğumuzu iyi bilmelidirler. Biz halkların demokratik birlikteliğine önem veriyoruz. Bu nedenle demokratik vatan, demokratik ulus, demokratik cumhuriyet ve demokratik anayasa çerçevesinde birlikte yaşamı savunuyoruz. Bu Türkiye için hayatidir.
Solda birleşme: Bütün sol demokratik partiler bir çatı altında birleşebilirler. BDP de bu çalışmalara ciddi yaklaşabilmelidir. Eğer bu birliktelik sağlanırsa yüzde on barajı rahatlıkla geçilebilir. Bu baraj bir kere aşılırsa muazzam bir güç ortaya çıkar, taşar, bütün anti demokratik yasaları, kurumları, uygulamaları süpürür. Geniş çerçevede bir araya gelinirse bu yüzde on barajının aşılacağına buna ortamın müsait olduğuna inanıyorum. AKP yüzde on barajını kaldırmak istemiyor, çünkü onun da işine geliyor. Bu baraj AKP'nin anti demokratik yüzünü net ortaya koyuyor, bu demokrasiye barajdır. Bu, küresel sermayenin talebidir. AKP de bunların politikalarını uyguladığı için barajı indirmeye kolay kolay yanaşmaz. Bir de Türkiye milletvekilliği politikası var, bu tuzaktır. Türkiye milletvekilliği tasfiye politikasının bir başka yönüdür. BDP buna zaten karşı çıkıyor, kendi taleplerini açıklamışlar. BDP bir barış projesine dönüşebilir.
Kürt konferansı: Newroz'un yakınlaşması vesilesiyle bütün halkımıza, Suriye, İran, Irak, Avrupa'daki bütün halkımıza çağrım şudur: Daha önceki savunmalarımda da belirttiğim gibi beş ilke dört pratik öneri çerçevesinde Ulusal Konferans toplanıp, ulusal bir kongre oluşturulmalıdır. Bu kongre tüm Kürtler için ortak politikalar belirlemelidir. Ortak savunma hattı örülmeli ve savunma güçleri ortaklaştırılmalıdır. Kürt halkına yönelim tehlikesi her zaman mevcuttur. Biliniyor ABD Irak'tan çekiliyor. Arap devletleri Güney'deki Kürt federe oluşumunu boğabilirler. Bunların da bu tehlikeyi bilmesi gerekir.
Irak: Son büyük bir saldırı tehlikesi vardır, uyarıyorum. Halepçenin on katı katliamlara yönelebilirler. Federe Kürt yapısını tasfiye etmeye yönelik müdahaleler olabilir. Barzani ve Talabani bu durumun ciddiyetini görmelidir. Kürtlerin Ermeni ve Rum halkının düştüğü duruma düşmemesi için birliklerini sağlamaları gerekir. Birincisi ortak ulusal bir kongre ve meclis yapılanmasına gidilmelidir. İkinci olarak Kürtleri bekleyen tehlikelere karşı savunma güçleri ortaklaştırılmalıdır. Üçüncü olarak da FKÖ tarzı ulusal bir ortak yürütme organı oluşturulmalıdır. (...) Irak seçimlerinde önemli bir farklılık, öne çıkan bir gelişme Goran hareketidir. Zihniyet açısından, feodal, aşiretçi yapının değişmesi açısından biraz diğerlerinden farklı.
Operasyonlar: Avrupa'daki operasyonlar Türkiye'deki tasfiye amacının bir devamıdır. Arkasında ABD vardır. Bu bir ABD-İngiliz siyasetidir. AKP'nin arkasında Anglo-Sakson siyaseti vardır. Londra merkezlidir. CHP-MHP çizgisi Beyaz Türkçülük faşizmidir. Bunların Kürt sorununa bakış açısı inkar ve imhadır, bu nettir. Ama AKP'nin yaptığı da Yeşil Türkçülük faşizmidir. Bunlar çözümden ziyade; çözüyormuş gibi görünüp, tasfiyeyi örüyorlar, yürütüyorlar.
AKP: AKP eliyle işbirlikçi bir Kürt burjuva sınıfını yaratmaya çalışıyorlar. Zaten Güney'de bu iş halledilmiş sayılır. Aynısını Diyarbakır'a da taşırmak istiyorlar. Ama AKP'nin hepsi böyledir demek yanlış olabilir, içinde samimi demokrat, çözümden yana olanlar da olabilir. Erdoğan için net bir şey söylemek zor. Onun hakkında soru işaretlerim var. Gerçekten çözümü istiyor da gücü mü yetmiyor! Bunu bilemiyorum, gücü yetmeyebilir. Bu benim için soru işaretidir. Özal olayı var. Özal gerçekten samimiydi, Anadolu çocuğuydu. Bu İngiliz-ABD siyasetinin dışına çıkmak istedi biraz. Gerçekten barış istiyordu, o yüzden Özal'ı ortadan kaldırdılar. Ecevit de biraz böyleydi, o yüzden Ecevit'i de felç ettiler, tasfiye ettiler. Beni de CIA ve MOSSAD Türkiye'ye teslim etti. Bütün bunları iyi anlamak lazım. Binlerce Kürt siyasetçisi tutuklandı. AKP demokratik siyaseti tasfiye edip, kendi anlayışlarına hizmet edenleri öne çıkarıyor. Demokratik siyasetten korktukları için bu tutuklamaları gerçekleştiriyorlar. Siyaset Akademileri önemlidir. Demokratik siyaset için gereklidir. Demokratik siyasetin öneminin farkında oldukları için bu şekilde Kürtlerin önüne geçmeye çalışıyorlar.
Çocuklarla ilgili yasa: Çocuklarla ilgili yasa değişikliği tartışması var, çocuk yargılamalarının, terörle mücadele yasası kapsamında çıkarılması tartışılıyor. Bu tartışmalar da çözüme yönelik bir adım değildir. (TK)
* Görüşmelerde, Öcalan'ın avukatlarına herhangi bir metin, materyal iletmesine, ses kaydına izin verilmiyor. Avukatlar not tutabiliyor, ancak yanlarında götüremiyorlar. Bu notlar ortalama üç ay sonra cezaevi yönetiminin uygun bulması halinde avukatların eline geçebiliyor. Avukatlar Öcalan'ın sözlerini akıllarında tutuyor ve daha sonra yazıyorlar.