Objelerin Yansıttığı Kültürler

“Colors Sıra dışı Objeler” sergisinde yer alan ve geleceğin insanları için 20. yüzyılın arkeolojik buluntularını oluşturacak objeler, müzik ve ışık oyunları eşliğinde sunuluyor.

Daha önce Floransa’daki Leopoldo İstasyonu’nda ve Londra’daki David Gill Galerisinde açılan sergide, kimileri için çok gerekli, ama kimilerine göre hiç işe yaramayan pek çok obje, hikayeleriyle birlikte izleyici karşısına çıkıyor.

BM Tankı, Ku-Klux-Klan ve barbi

Sergi dünyanın dört bir yanından toplanmış objelerle aslında ülkelerin kültürlerini anlatıyor. Türkiye, 80’lerin sonlarında çok moda olan “ezan okuyan saat” ve “tütün kolonyası” ile sahnede, Angola ise sokakta oyun oynayan çocuklar tarafından “el yapımı” olarak üretilen Birleşmiş Milletler tankıyla…

Savaşla ya da insan hakları ile ilgili objelerin çokluğu bir tesadüf mü diye düşünürken, birer birer Amerikan objelerine gözünüz takıldığında “obje toplama kararları”nın son derece yerinde olduğunu fark ediyorsunuz…

Amerika’dan ilk karşınıza çıkan, genç üyeler için üretilmiş çocuk boyu Ku-Klux-Klan kostümü. Amerikan kültürünün vazgeçilmezleri Barbie bebekler ve McDonald’s ise üzerlerindeki küçük bilgi notları ile dikkat çekiyorlar.

“Eye talk” yapıştırıcısı

Mesela Ken ve Barbie asla evlenmeyecekler ya da McDonald’s’in Happy Meal isimli çocuk menüsü sadece 3 yaşın altındaki çocukları fast-food’a alıştırmak için yeni bir bebek çıkardı menü yanı armağanı olarak…

Asya kültürünü de bize tanıtan son derece eğlenceli, bir o kadar da düşündürücü objeler var sergide. Örneğin Japonya’da üretilen “Eye Talk” adlı yapıştırıcı, göz kapaklarından memnun olmayan Asyalının görüntüsünü değiştiriyor. Ancak göz kapaklarınızın yapışmaması için yatmadan önce çıkartmayı unutmamalısınız!

Siyahlar, sarılar ve çocuklar

Küçük bilgi notuna göre; göz kapağı şeklini değiştirmenin en emin yolu estetik ameliyatlar. İstatistiklere göre, 3500 dolar kadar ödeyerek estetik ameliyat yaptıranlar rekabetçi Japon pazarında daha başarılı oluyorlar…

Sergiyi gezdikten sonra aklınızda neler mi kalıyor? Amerikan hayatının ne kadar markalarla ve sembollerle dolduğu, Amerikalıların artık kendilerini tanımlayabilmek için sadece “trade mark”lara başvurdukları, siyahların siyah olmaktan, sarıların sarı olmaktan hoşnut olmadığı, dünyanın pek çok yerinde çocuklar için “oyun”un “savaş”la aynı anlamı taşıdığı, hala bir yerlerde kadınların sünnet edildiği…

Topkapı Sarayı Darphane-i Amire binasında 28 Mayıs’a kadar görebileceğiniz sergi, küçük ayrıntılarla ne kadar çok şey anlatılabileceğini kanıtlıyor… (ÇM/NM)