Obanın Kadınları hem ev içinde hem de yaylada kadın emeğini bize gösteriyor. Elimizde BM’nin Kadın Birimi’nin 2022 verileri mevcut. Bu verilere göre çalışan kadınlar, çalışan erkeklerden 5 kat daha fazla ev içi emek gösteriyorlar. Toplumsal cinsiyet rollerinin getirdikleriyle ev işleri kadına doğuştan atanan bir yerde duruyor.
“Benim annemin, yakınlarımızın, komşularımızın hikâyesi”
Kader kimdir, neler yapar ve Obanın Kadınları’nı çekmeye nasıl karar verdiniz?
Ben Mersin Üniversitesi Radyo Sinema ve Televizyon Bölümü lisans ve yüksek lisans mezunuyum ve çalışma alanım belgesel sinema.
Ayrıca kadın çalışmaları üzerine yüksek lisans yaptım. Obanın Kadınları’nın hikâyesi aslında çok bana dair. Benim annem, yakınlarım, komşularımızın hikâyesi.
Benim de hayvancılık yapıyor. Annemin üzerinden tüm kadınların hikâyesini anlatmak istedim. Şavaklı kadınların kırsalda görünmeyen emeğini merkezine alıyor.
Sektörde erkeklerin bir ücret karşılığı yaptığı işleri aslında kadınların ev içinde yapıyor olması ama dışarda yapıldığında karşılığı varken ev içinde yapıldığında karşılığı olmayan, görünmeyen bir şeye nasıl dönüşüyor? Tam olark bu soru kafamda dönüyordu. Bunu kendime dönerek nasıl yaparım dediğimde, kırsalda görünmeyen kadın emeği nasıl diye düşündüm. Odağımdaki kişi annemdi aslında ve annemle beraber köydeki tüm kadınlar...
‘’Değişmek isteyen kadınları öldürüyorlar’’
Siz bir fikirle yola çıktınız. Peki bu fikirle gittiğiniz kadınlar sizi nasıl karşıladılar?
Aslında benim annem, teyzem, komşum bu kadınlar. Yaşadıkları şeyin oldukça farkındalar ama bunun çaresi nerde onu bilemiyoruz belki de. Mesela komşuya gittim ve ben böyle bir şey yapıyorum dedim, seninle konuşacağım.
Peynir yapıyor, onun işini bölmeden çayını içip sohbet ettim. Bu görüşmeleri sadece karşılıklı bir soru cevaba döndürmek istemedim. Günlük rutininin içerisinde hem ona dahil oldum hem de gözlemleyebildim. Böyle olunca daha samimi ve kendini açan bir yerde hem de gerçek zaten orada yaşanan...
Benim köyümdeki kadınlar zaten ezildiğini, erkek tahakkümünü biliyor. Bunu eril diye tabir edemese de oradaki ezilmişliğin nereden geldiğini biliyor.
Dersim’de belgesel gösterimi yaptığımız zaman belgeselin Şavaklı kadınlara nasıl geldiğini en net orada duymuştum. Gösterim bitince kadınların çoğunun ağlayıp bana sarıldığında, ‘’biz bunları biliyorduk ama sen bizim sesimizi bizim dışımızda bir yere taşıdın’’ duyduğum en net dönüştü.
‘’Değişmek isteyen kadınları öldürüyorlar’’ bu cümle belgeseldeki bir kadından... Beni en çok alıp götüren cümle bu oldu sanırım. En çok kendi hayatlarımızla ilgili karar almak istediğimizde şiddete uğruyoruz. Bu değişim sana, Şavaklı kadınlara nasıl geliyor. Bu meseleyi konuştunuz mu?
Bu cümlenin çıkışı şu soruydu, geleceğe dair umutlu bir cümle kuracak olsan, kadınlarla ilgili ne olurdu? Bu da bir kadının o soruya cevabıydı. İçinde aslında umudu barındırıyor, ben değişmek istiyorum sadece korkuyorum. Onun cümlesini de başka bir kadın tamamlıyor,’’değişebiliriz, önemli olan kadın olarak beraber adım atarsak, korkacağımız bir şey yok.’’ Amacım da biraz böyle bir şeydi. Dayanışmayı vurgulamak...
“Dağı başında yaşayan kadınların hikayesi”
Şavaklı kadınlar isyandalar ve bunu da açıkça ifade ediyorlar. Ayrıca aralarında bir dayanışma var çünkü bunu beraber konuşuyorlar. Siz bunu nasıl yorumluyorsunuz?
Evet, isyandalar çünkü konuştuğum bütün kadınlar hayatlarını o emeği vererek yaşamışlar. Bu isyanın gücünü nerden alıyorlar dersek, çocuklarından alıyorlar. Değişen çocuklarla beraber o evler de düzende değişiyor.
Özellikle o değişimi kendi kız çocuklarında gördüklerinde ses çıkarmaya başlıyorlar artık. Çünkü yalnız olmadıklarını biliyorlar.
Belgeselden sonra o köyde yaşayan bir kadın olarak bana bakış değişti. Kader başka bir şey söylüyor, duyalım dediler. Bu benim ve o köyün kazanımı. O kadınlar ne kazandı diye soracak olursak, bu meseleyi erkeklerin suratına çarptılar.
Ben belgeseli yaparken bir aktivizm aracı olarak yapıyorum. Ben sokağa çıkıp döviz taşıyor muyum, evet. Bu begeseli de biraz öyle değerlendiriyorum bu benim sloganım. Bir yandan da sokağa çıkamayan, sesiniz duyamadığımız, dağın başında yaşayan kadınların sesi...
Bu belgesel bir dövize yazılsaydı ne yazardınız Kader?
‘’Obanın Kadınları’’ umutlu kadınların sokaklarda atamadığı slogandır. Dövizimizi de yazmışken Obanın Kadınları’nı 10 Mart’ta Diyarbakır Mordem Sanat’ta izleyeceğiz .
(EMK)