Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Ayşegül Sever'e göre, Barack Obama'yı başkan olarak seçen ABD'nin Ortadoğu politikalarındaki ana değişiklik, "üslup" olacak.
Sever, George W. Bush döneminin "10 günde şartlarımızı yerine getirmezseniz askeri güç kullanacağız" cümlesiyle özetlediği üslubu yerine, Obama'nın Ortadoğu'yla ilgili kararları, mümkün olduğunca bölge ülkelerini ve AB üyelerini devreye sokarak çok taraflı şekilde alacağını öngörüyor.
Sever'e göre ABD bu dönemde içinde doğrudan bulunduğu şiddetten olabildiğince uzak durma eğiliminde. "Şiddet kullanacak olursa, bunu 'Her şeyi denedik'i söyletmeye çalışarak yapacaktır. ABD'nin dünya kamuoyunda imaj yenileme sorunu var. NATO şemsiyesi, insani müdahale, uluslararası girişimler, ekonomik önlemler gibi silah dışı egemenlik, etki araçlarını daha çok kullanmaya çalışacaktır."
Ancak başkan kim olursa olsun, yaklaşımlarda temel değişikliklerin beklenmemesi gerektiğini de ekleyen Sever'le ABD'nin Ortadoğu politikasındaki bazı başlıkları konuştuk.
Irak: "Asker çekme takviminin işlerlik kazanması ve kısa vadeye çekilmesi ihtimali var. ABD kamuoyu da bunu bekliyor. Bush döneminden sonra, ABD'nin Irak'la ilgili yoğurdu üfleyerek yiyeceğini tahmin ediyorum."
Afganistan: "Burada ciddi bir güvenlik sorunu, Kabil'in ötesinde hiçbir güvenliğin olmadığı, temel yaşama ilişkin ihtiyaçların karşılanmadığı, radikalleşmenin arttığı bir durum. var. ABD Afganistan'a daha fazla asker kaydıramayacağı için Avrupa ülkelerinden yardım isteyecek. Türkiye'nin savaşan birlik göndermemesinin ABD'yle ilişkileri zorlaştıracağını sanmıyorum."
İran: "ABD'de kişilerin önemi var, ama yerleşmiş bir İran bakış açısı da var. Obama Ahmedinecad'la müzakere edilebilir, diyor ama nasıl ve nereye kadar, bu belli değil. İran'ın buna ne tepki vereceği de çok belirleyici olacak. ABD sert yanıt alırsa, görüşmelerden bir şey çıkmazsa, Obama'nın yaklaşımının da sınırları var."
İsrail-Filistin: "Bush önceliğinin Irak olduğunu söyleyip bu sorunu ötelemişti. Şimdi bu sorun yeniden öncelik kazanabilir. ABD'nin sorunu toptan halletmeye çalışmak yerine, küçük adımlar yoluyla ilerleme sağlama pozisyonuna geçmesi mümkün. Ayrıca İsrail-Suriye gibi, yan uzlaşmazlıklarla da ilgilenebilir, Mısır, Türkiye, Körfez ülkelerini –ki zaten buna istekliler- de aktif hale getirebilirler. İsrail seçimlerinin sonucu da önemli olacak."
Enerji politikaları: "Büyük Ortadoğu Projesi konuşulup rafa kaldırıldı. Artık ABD'nin bölgeyi şekillendirme anlamında, büyük ve toptancı projelerle gelmemesini bekliyorum. Obama enerji politikalarında alternatif enerjiden bahsediyor. Bu, uzun vadede 'Ortadoğu eşittir petrol' denkleminde değişiklik yaratabilir."
Türkiye: "Türkiye tabii ki şiddetten uzaklaşan ABD politikalarından daha az sıkıntı çekecektir. Transatlantik ilişkileri iyi olursa, 'AB-ABD ayrımında nerede duruyorum' sorununu yaşama ihtimali azalacaktır. Ama Türkiye'nin Ortadoğu'da etkin olabilmesi için kendi sorunlarını, özellikle Kürt sorununu çözmesi gerekiyor.
"Türkiye kendi vatandaşlarıyla görüş birliğine varmadığı sürece, Ortadoğu'da sorun yaşayacaktır. Irak'taki Kürt yönetimiyle diyalog sürecektir, ama bunun mutlaka çözüme doğru bir diyalog olacağı söylenemez. Kürt sorunu, Irak üzerinden aşılmaya çalışılıyor gibi. Bunun Türkiye'deki Kürtleri de olumlu etkilediği düşünülüyor olmalı. Ama Kürt sorunu yalnızca bununla çözülemez." (TK)