Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Barack Obama'nın Türkiye ziyaretinin üç önemli bağlamı var: Avrupa Birliği (AB) ve ABD politikası, ABD'nin Irak'tan çekilişi ve ABD hegemonyasının özellikle Ortadoğu'da çökmüş olması.
bianet'in sorularını yanıtlayan Boğaziçi Üniversitesi'nden Doç. Dr. Koray Çalışkan'a göre ABD'nin dünyadaki konumu alay konusu olmaya başlamıştı. Çalışkan "Uluslararası toplantılarda gerek büyük Ortadoğu projesi (BOP) gerek kitle imha silahları meselelerinde ABD dışişleri inanılmaz hatalar yaptı" dedi.
Bu hataların ABD'nin kendi çıkarlarını da tehlikeye atmaya başladığını söyleyen Çalışkan, Bush döneminde ABD Dışişleri Bakanlığının bir kenara bırakılıp Pentagon'a yüklenilmesinin ABD'nin planlama seçeneklerini bile çok zayıflattığı düşüncesinde.
"Obama'nın şimdi yapmaya çalıştığıysa daha rasyonel şekilde, yumuşak iktidarı kullanan bir emperyalist siyasetin Ortadoğu'da eski rayına oturması."
Irak savaşının maliyetini Türkiye'yle paylaşmak
Obama'nın Türkiye'ye gelmesinin bu anlamda çok önemli olduğunu vurgulayan Çalışkan, "İkili ziyaret için Atlantik'i aşıp Türkiye'ye geliyorsa nedenini düşünmek gerekir" dedi.
"Müslüman dünyaya 'çalışmak istediğimiz İslam ülkesi Türkiye'dir' mesajı vermek istemiştir. ABD en azından Müslüman dünyadaki gücünü yeniden kazanmak istiyor."Çalışkan'a göre Türkiye'nin Washington'ın gözündeki öneminin bir başka gerekçesi de var:
"Irak savaşının ABD'ye maliyeti çok yüklü oldu. Bundan yine ABD burjuvazisi, ABD şirketleri kazandı. Ama artık sona gelindi. Ne ABD'nin daha fazla harcayacak parası ne de Irak'ı kontrol etmek için harcayacağı paranın getirisi var. Maliyeti Suudi Arabistan üzerinden düşürmesi söz konusu değil: Suudi Arabistan'da şu anda islamcı muhalefet ve işçi sınıfı hareketliliği çok yüksek. ABD, gücünü Kürdistan ve Türkiye'ye sevk edecek."
Dr. Çalışkan, ABD'nin Irak'tan çekilmesinin de bir maliyeti olacağını vurguluyor. "ABD, geri çekilse de Kuzey Irak'taki otonom Kürt alanında kalmak istiyor. Bunun Türkiye'yle bir sorun oluşturmasını istemediği gibi bu maliyeti paylaşacak bir komşu ülke arıyor."
"Orayı –gerektiğinde müdahale edebilecek şekilde- Türkiye'yle birlikte yönetmek istiyor. Asıl konuşmadığımız ve ne tür pazarlıkların döndüğü açıklanmayan alan bu. Mesela İncirlik üzerinden seyreltilmiş uranyum kullanılan silahlar gönderildi Irak'a. Silahlar nasıl kontrol edilecek? Nerede ayrıştırılacak? Uçaklarla mı geri gönderilecek yoksa İncirlik üzerinden mi geri gönderecekler? Bilmiyoruz.Bunun karşılığında Türkiye ne veercek?"
"ABD, Türkiye'nin AB üyeliğini emperyalist çıkarları için destekliyor"
Çalışkan ABD'nin Clinton döneminde de Bush döneminde de ve şimdi Obama döneminde de AB bağlamında tek bir siyasetinin olduğunun altını çizdi:
"AB'nin önümüzdeki yüzyıl içerisinde ABD gibi federal güçlü bir devlet olmasını engellemeleri gerekiyor ki küresel hegemonyayı sürdürebilsinler. Birleşik Krallık AB'nin daha gevşek bir yapı içinde evrilmesi gerektiğini savunurken Fransa ve Almanya karşı çıkıyor. Onların daha katı dış politikayla küresel güç olmasını bekledikleri bir AB hayalleri var."
"Türkiye bunun önünde önemli bir sınav" diyen Çalışkan Birleşik Krallık'ın Türkiye'nin başından beri AB'ye girmesini desteklediğini, ABD'nin müttefiki, tedrisatından geçmiş bir ülke olarak Türkiye'nin AB üyesi olmasını istediğini söyledi.
"Avrupalılar da biliyor ki Türkiye AB'ye girerse o hayal ettikleri güçlü yapının kurulması çok daha zaman alacak. ABD'nin de Türkiye'nin AB üyeliğini desteklemesi söylemi buradan besleniyor."
Çalışkan ekledi: "Sırf Obama biraz daha şirin diye ABD'nin emperyalizmi bitmiyor.Kimsenin gözü kamaşmasın." (EZÖ)