Enerji analisti Özgür Gürbüz ve Ekoloji Kolektif'inden avukat Fevzi Özlüer, hükümetin mahkemeden bile gizlediği, Akkuyu nükleer santraline ilişkin Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) hazırladığı tavsiye raporunu değerlendirdi.
Gürbüz ve Özlüer, raporda yer alan nükleer atıklar, kaza durumunda kimin sorumlu olacağı, santrali kimin denetleyeceği, entegre ÇED raporu gibi yanıtlanması gereken sorunlara dikkat çekti.
Türkiye'nin ilk nükleer santrali olması planlanan Mersin Akkuyu'daki nükleer santral projesiyle ilgili UAEA uzmanları Türkiye'ye tavsiyeler veren “Entegre Nükleer Altyapı Gözden Geçirme” (INIR) misyon raporu hazırladı.
Rapor Türkiye temsilcilerine 20 Şubat 2014’te teslim edilmişti. Ancak rapor Akkuyu ÇED raporunda mahkemeye bile verilmemişti.
RAPORDAKİ AYRINTILAR İÇİN TIKLAYINIZ
Bakan Yıldız: Algı operasyonu
Hürriyet gazetesinden Tolga Tanış'ın raporu yazması üzerine Enerji ve Tabii Kayaklar Bakanı Taner Yıldız, haberi "seçim öncesinde bir kısım algı operasyonları" olarak değerlendirdi.
"Devlet her evrakını gazetelerle ve televizyonlar ile paylaşmaz. Paylaşmadığı her evrakta sır demek değildir. Orada 2-3 tane temel konu var. Nükleer atıklar nerede olacak deniliyor. Biz bunu internette yayınladık. Uluslararası hükümetler arası anlaşmalarımız da ve ev sahipliği anlaşmalarında nükleer atıkları Rusya’ya gönderilir deniyor. Onun haricinde özellikle herhangi bir kaza anında sorumluluk işletene aittir. Bu da yine aynı şekilde hükümetler arası anlaşmada, yazıyor ve TBMM’nin onayından geçti."
Şeffaflık yok, eleştiriye tahammül yok
Enerji analisti Özgür Gürbüz, Atom Enerjisi Ajansı raporunun hem Rus şirketinin hem de Türkiye hükümetinin nükleer santral yapabilme kapasitesini ciddi şekilde eleştirdiğine dikkat çekti.
"2014'ten beri raporu kamuoyu ile paylaşmayarak gizlediler. Şeffaflık yok. Eleştiriye tahamülleri yok. Kaldı ki bu eleştiriler nükleer karşıtlarından değil, nükleeri savunan Atom Enerjisi Ajansı'nda geliyor. Raporu gazeteci 1,5 yılda ortaya çıkarabiliyorsa bir şeyleri doğru yapmıyorsun demektir.
"Bakan, 'biz her şeyi hallettik' dese de biz hangi değişikliklerin yapıldığını bilmiyoruz. Bu raporun dikkat çektiği birçok konuyu Mersinliler de merak ediyor, atık meselesi, kazada kimin sorumu olacağı. Bunların halkın bilgilendirme toplantısında konuşulması gerekiyordu ancak o toplantı yapılmadı bile.
Bağımsız denetleme kurumu hala yok
"Atom Enerjisi Ajansı, sorumlu kim diyor, hükümet mi, Enerji Bakanlığı mı, TAEK mi, yani belirsiz diyor. Düşünebiliyor musunuz nükleer enerjiden bahsediyoruz. 7. maddede 'Teşvik sorumluluğu olmayan ve karar almasını gereksiz yere etkileyecek sorumlulukları ya da menfaati olan kurumlardan bağımsız bir düzenleme organı kurulmalı' diyor. Bu hala yok. Enerji Bakanı neyi hallettiğini söylüyor. Santralin temeli atılıyor ama bağımsız bir düzenleme organı yok."
Atıkları ne yapacaksınız, sorumluluk kimde?
Ekoloji Kolektif'inden Akkuyu nükleer santrali davası avukatlarından Fevzi Özlüer, enerji piyasasını denetleyen Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) raporunda nükleer atık ve kaza anındaki sigorta meselesine dikkat çektiğini söylüyor.
"Atom Enerjisi Kurumu atıkların taşınması için ne yapacaksınız demiş. ÇED sürecinde de en çok bu tartışıldı. Enerji bakanı atıkların Rusya'ya gideceğini söylüyor. Ama uluslararası anlaşmalarda hüküm yok. Atığın nereye gömüldüğü neden önemli? Atom Enerjisi Ajansı, diyor ki; enerjinin birim maliyetini belirle. Çünkü bu sadece Türkiye iç pazarındaki enerji piyasasını değil, dünyadaki enerji maliyetlerini de etkileyecek bir süreç. Atık ve kaza durumundaki sigortayı enerji maliyetine eklemezsen enerjinin gerçek birim fiyatını ortaya koyamazsın ve belirsizlik oluşur.
"Atık maliyeti yukarıda açıkladığım gibi belirsiz. Olası kaza durumundaki sigorta meselesi de belirsiz. Kazada şirket Akkuyu NGS iflas etti. Kim sorumlu tazminattan? Devlete gidilecek ve hazineden karşılanacak, yani bizim cebimizden. Atom Enerji Ajansı diyor ki; sigorta bütçesini şirket güvece altına alsın. "
Entegre ÇED hazırlanmadı
Özlüer, raporda yer alan "Çevre Etki Değerlendirmesi raporunun standart formatını oluşturmalı" tavsiyesine de dikkat çekerek Akkuyu'da projenin dörde bölünerek entegre bir ÇED hazırlanmadığını belirtti.
"Proje, atıklar, iletim hatları ve taşocakları ve santral olmak üzere dörde bölündü. Oysa dört unsurun entegre şeklide birlikte planlanması lazım. Çünkü ÇED'in amacı fayda risk analizi yaparak tedbirler sunması. Oysa ortada projeyi bütünlüklü ÇED'e tabi tutmazsan riskleri de öngöremezsen tedbirler de. Bunun sosyal, ekolojik, ekonomik sonuçları var. Yurttaş ben kazada ne tedbiri alacağım der?" (NV)