Gazeteci Nuh Köklü’nün fotoğrafı Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Basın Müzesi’nin Öldürülen Gazeteciler Galerisi’ne asıldı.
TGC Başkanı Turgay Olcayto, TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş ve Nuh Köklü’nün eski eşi Sibel Köklü’nün konuştuğu etkinliğe Nuh Köklü’nün annesi Çiğdem Köklü, kız kardeşi Havva Köklü Akgün, abisi Sedat Köklü ile meslektaş ve arkadaşları katıldı.
Olcayto: Nuh’u çok şey yapacağı dönemde kaybettik
Olcayto, Nuh Köklü’yü anarken mesleki olarak ne kadar yetenekli olduğunu, gazetecilik gibi rekabet dolu bir ortamda kendi sevdirebilmesinin de çok özel bir yetenek olduğunu ifade etti. “Nuh’un öldürülmesi nefret söylemiyle toplumun nasıl ayrıştırıldığını gösteriyor” diyen Olcayto “Nuh Köklü davasını takip etmek ve kamuoyunu bilgilendirmek çok önemli” diye ekledi.
“Nuh Köklü, her şeyden önce çok yetenekli bir arkadaşımızdı. Mesleği için çok şeyler yapacağı bir dönemde onu kaybettik. Nuh Köklü’nün ölümü toplumun nerelere getirildiğinin, ‘nefret söylemleriyle’ birbirine nasıl düşürüldüğünün önemli bir göstergesidir. Siyasetçiler nefret söylemini kullanıyorlar ancak gazetecileri bir tweet ya da yazılarından cımbızlanan bir cümle ile mahkemelere gönderiyorlar. Siyasiler ise hiçbir zaman bu yargılama eşitliğinde karşımıza çıkmıyor.
"Demek ki, siyasetçilerin hangi partiden olursa olsun kendilerine özel bir statüleri, dokunulmazları var. Onlar her şeyi söyleyebiliyorlar ama siz gazeteciliğin ‘eleştirel hakkını’ kullanamıyorsunuz. Gazetecilik bir anlamda eleştirmektir, kamuoyunun avukatlığına soyunmaktır. Halkın bilgi edinme hakkını korumak, halkın bilgi edinme hakkını yaygınlaştırmaktır ama bu hak tanınmıyor. Tek tip gazeteci, tek tip okur isteyen bir yönetim biçimi var.
"7 Haziran seçimlerinden sonra bizim için bir umut doğdu. Umut giderek sönüyor. Derin devlet dediğimiz terör çok can aldı. Gazetecilerden çok fazla can aldı. Şimdi ne yazık ki gazetecileri terörist olarak ilan ediyorlar. Mesela Güneydoğu’da gazetecilere ‘onlar gazeteci değil örgüt mensubu’ diyorlar. Terörle Mücadele Yasası kalkmadığı sürece Türkiye’de gazetecilik yapmak mümkün değil.”
Güneş: Sorumlular bulunamıyor
Törenin sunuculuğunu üstlenen TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, şöyle konuştu:
“Meslektaşımız bu galeride yer alan ne yazık ki 65. isim oldu. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, meslektaşımızın öldürüldüğü gün bir açıklama yaparak ‘Nefret cinayeti’ olduğunu ifade etti. Son on yıla yakın zamanda üç yüze yakın gazeteci cezaevine girdi, çıktı. ‘Benim esnafım aynı zamanda polistir’ bakış açısıyla gazeteciler sürekli hedef gösteriliyor. Değerli meslektaşımız Nuh Köklü’nün de böyle bir anlayışın kurbanı olduğunu düşünüyoruz. Gazeteci cinayetlerinin sorumluları genellikle bulunamıyor. Katiller cezasız kalıyor. Gazeteci cinayetlerindeki davalarda ortak özellikler var. Örneğin hakimler değiştiriliyor, evraklar kayboluyor. Ya da Nuh Köklü cinayetinde olduğu gibi sanıklar ‘hasta denilerek’ mağdur gibi gösterilmeye çalışılıyor. Biz TGC olarak Nuh Köklü cinayeti davasını düzenli olarak takip edeceğiz.”
Sibel Köklü: Gerçek bir basın emekçisiydi
Sibel Köklü ise konuşmasında Nuh Köklü’nün hayatı boyunca gazetecilik yaptığını, onun şöhretli, çok kazanan gazetecilerden değil, gerçek bir basın emekçisi olduğunu belirtti.
“Türkiye’de öldürülen gazeteci denince akla Abdi İpekçiler, Uğur Mumcular gelir - ki bunlar siyasi cinayetlerdir – Nuh ise bir esnaf tarafından sokak ortasında bıçaklanarak vahşice öldürüldü” diyen Sibel Köklü, cinayetin arka boyutunu görerek Nuh Köklü’yü Basın Müzesi’ndeki değerli isimlerin arasına katan TGC Yönetim Kurulu Üyelerine teşekkür etti.
Sibel Güneş’in çağrısı üzerine, arkadaşı ve meslektaşı Süleyman Kara ve arkadaşı Kadir Fırat da konuştu.
Kara, onu bir meslektaştan çok arkadaş olarak andı ve “Onu bildim bileli hep çocuk kadar temizdi, benim için büyük bir kayıptır. Unutmayacağım, unutturmayacağım, hiçbir zaman peşini bırakmayacağım” dedi. Fırat, Köklü’yü çok pozitif bir insan olarak andı ve onun da dahil olduğu Yeldeğirmeni Dayanışması’nın da bu davayı yakından takip ettiğini söyledi ve yoğun bir dayanışmanın önemini belirtti.
Ne olmuştu?
bianet'in eski editörlerinden gazeteci Nuh Köklü, 17 Şubat 2015’te saat 22:00 sularında arkadaşlarıyla birlikte Kadıköy'ün Yeldeğirmeni semtinde bulunan Dayanışma Evi'nden çıktı ve yürürken kartopu oynamaya başladı. Köklü'nün attığı kartoplarından biri çevredeki esnafın vitrinine denk geldi. Köklü, dükkânından çıkan esnafın saldırısına uğrayıp yere düşen arkadaşını kaldırmaya çalışırken dükkan sahibinin bıçaklı saldırısına uğradı. Kalbinden bıçaklanan Nuh Köklü, kaldırıldığı Haydarpaşa Numune Hastanesi'nde 23:50'de hayatını kaybetti. 46 yaşındaydı.
Nuh Köklü kimdir?
Nuh Köklü 2002-2003 yıllarında bianet'te editör olarak çalıştı, haberler yaptı. O sırada Tavsife Selen imzasıyla medya eleştirileri de yazdı. İspanyolca öğrenmeye başladıktan sonra bianet okurları Köklü'nün Latin Amerika'dan geçtiği haberleri, yazıları, izlenimileri okuma şansı yakaladı. Köklü Açık Radyo'nun program ve yazarları arasındaydı. Latin Amerika dönüşü Hürriyet ve Radikal gazetelerinde muhabirlik ve editörlük yaptı. Daha sonra Sabah gazetesinde çalışmaya başladı. 13 Şubat 2009'da greve çıkan ATV-Sabah çalışanlarından olan Köklü, o dönem Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) işyeri temsilcisiydi. Köklü greve çıktıktan sonra işten çıkarılan 10 gazeteciden biriydi. Daha sonra NTV'de program editörü olarak çalıştı, Mayıs 2014'te işten çıkarıldı. (EÖ-SB/EA)