"Michel de Nostredame Jacques ve Renée de Saint Rémy'nin oğlu olarak Saint Rémy şehrinde dünyaya geldi." Nostradamus'un büyük oğlu César L'Histoire et chronique de Provence (Taşranın Tarihi ve Kroniği) (1614) isimli kitabında, babasının 1503 yılının Aralık ayındaki doğumunu bu şekilde aktarmaktadır. Fakat Avignon'lu Yahudi bir tüccar olan dedesi Gassonet'den hiç bahsetmemektedir.
Yahudileri suları zehirlemek ve veba yaymakla suçlayan ateşli kitlelerin gazabından korunmak için din değiştirerek Pierre de Nostredame adını alan Gassonet 1463'te "yeni Hıristiyan"ların arasına katılmıştır. Pierre de Nostradame, 1512'de bile, Yahudi ve İbrani soyundan gelen yeni Hıristiyanlara uygulanan bir vergiyi ödemekle yükümlüdür.
Nostradamus'un hayatı sırlarla doludur. İlgili belgelerin azlığı bir yana, kâhinin elinden çıkmış metinler de tarihçiyi çözümlenmesi neredeyse imkânsız bir dilin karanlıklarına iter. Yıldız falı meraklıları da genel olarak bu durumdan şikayetçidir.
Tarihçinin karşılaştığı diğer bir sorun ise, kâhinin eserine ilişkin her çeşit taklit, uydurma ve hilekârlığın çokluğu ile sahte müritlerin varlığıdır. Orijinal metinlerin hemen hepsi yok olmuş ve popüler baskılar her defasında daha fazla hayâl mahsulü, bölük pörçük dörtlükler haline gelmiştir. Bu farklı baskılardan özgün olan hangisidir?
[..........]
Hareketli Gençlik Yılları
Sekreteri ve son yıllarındaki sırdaşı Jean-Aim de Chavigny'nin "neşeli, şakacı, övgücü ve dilde özgürlüğü seven biri" olarak bahsettiği Nostradamus kimdir o zaman? Michel de Nostredame'ın çocukluğu, açıktan veya örtülü bir baskı ortamında geçmiş, ailesinin gizliden gizliye Musa'nın kanununa bağlı olduğundan şüphe edilmiştir.
1520 yılının başında Montpellier Tıp Fakültesi'ne yazılmış, 1526'da, "krallığın en vebalı eyaleti" Languedoc'ta baş gösteren salgında mesleğini yerinde icra etme olanağı bulmuştur. 1529 sonbaharında okula geri dönen Nostradamus, mezun olmadan eczacılık (apothicaire) yaptığı ve diplomasız olarak mesleğini icra ettiği gerekçesiyle öğrenci sicilinden çıkarılmıştır. Aynı zamanda, Nostradamus'un doktorlarla ilgili kötü sözler sarf ettiği de iddia edilmiştir.
[..........]
1530-1540 yılları Nostradamus için öğrenme yıllarıdır, bol bol gezer ve birçok kişiyle tanışır. Ama bu dönemle ilgili birinci el belgelerin yokluğu nedeniyle, tarihçi faraziyeler ve tahminlerle yetinmek durumundadır. Dönemin tek şahidi sekreter Jean Aim de Chavigny'ye göre, Nostradamus Agen'de evlenmiş, karısı ve iki çocuğunun ölümüne çok üzülmüştür. Fakat bu ölümler hakkında da hiçbir şey bilinmemektedir.
[..........]
Nostradamus'un devamlı başı boş gezmesi, merakını gideremeyen bir hümanistin bilgi açlığını gösterir. Fakat doktorluk mesleği, aynı zamanda dünyanın ne kadar acı dolu bir yer olduğunu anlamasını sağlar: askeri muharebeler ve yarattığı tahribat, kıtlık, açlık ve hastalıklar.
1546'da Aix-en Provence belediyesi Nostradamus'u veba salgınıyla savaşmak üzere işe alır. Dokuz ay boyunca bu musibetle mücadele eder. "Veba o kadar kötüydü ki, korkunçtu. Birçok vebalı hezeyan halinde kendisini su kuyularına ya da pencerelerden yollara attı."
Kâhinin hayatında bu felaket sahneleri büyük rol oynamış, muhtemelen en önemli ilham kaynağı olmuştur: "aşırı baskı", "askeri kargaşalar", "akan kan". Eserinin ana temasını oluşturan korku dolu kehanetler, Nostradamus'un mutsuzluğu ve ölümü gündelik hayatında somut olarak tecrübe ettiğinin göstermektedir.
1545'ten sonra, Nostradamus bugünkü adı Salon-de-Provence olan Salon-de-Crau şehrine yerleşir. 11 Kasım 1547'de, hâlâ doktorluk yaparken, ileride kendisine altı çocuk doğuracak olan dul Anne Ponsard'la evlenir.
Bir Kâhinin Şöhreti
Nostradamus ilk kehanetlerini, 1550 yılının başında ellili yaşlarına yaklaşırken yayımlamıştır. Bu yayında aziz bayramlarının takvimi, panayır tarihleri, hava durumuyla ilgili görüşler gibi pratik bilgilerin yanında kehânetler içeren bir tablo da bulunuyordu.
Bu tarihte geleceği tahmin işi pek de yeni sayılmazdı; zira Nostradamus'un Montpellier Tıp Fakültesi'nden arkadaşı Rabelais de alaycı bir dille birtakım kehânetlerde bulunmuştu.
16. yüzyılın ortalarında, Nostradamus gelecekten haber veren tek kişi değildi. 1520-1570 yılları arasında görülen astroloji merakı tarım işçisinden kasaba esnafına hatta kralın kendisine kadar bütün toplumu etkiledi.
Jean Calvin, Trait ou avertissement contre l'astrologie (Bilimsel Kitap ya da Astrolojiye Karşı Uyarı) (1549) adlı eserinde bu tür geleceği okuma çabalarının yaygınlığını doğrulamaktadır: "Bugün astroloji çok saygın. Kendilerini seçkin sayan veya öyle bilinen bir çok kişi astrolojiyle büyülenmiş gibi."
[............]
Kâhinin kral tarafından 1555 yazında saraya davet edilmesini sağlayan, yazdıklarının bu denli yaygın bir şekilde okunmasıdır. Nostradamus yazdığı bir mektupta, saraya gelmesinin emredildiğini, fakat gitmekte tereddüt ettiğini ve başkalarının da gitmemesini tavsiye ettiğini belirtir.
Astroloğun saray macerası bir hayli olaylı geçmiştir. Jean de la Dagueniere, Nostradamus'un defalarca saray mensupları tarafından yuhalandığını belirtir:
"Birçok kereler kralın hizmetindeki genç soyluların ellerine bırakılma tehlikesi geçirdiğini biliyorsun..." Öte yandan kâhin, kralın cimriliğinden dolayı ne kadar hayal kırıklığına uğradığından bahseder: "Majesteleri bana yüz ekü verdi, kraliçe ise otuz. İki yüz fersah mesafeden geldim ve yolda yüz ekü harcadım, kazancım sadece otuz ekü oldu."
Nostradamus hukuki bir soruşturmadan, hapisten ve belki de daha kötü bir ihtimâlden kurtulmak için, sarayı erkenden terk etmek zorunda kaldı. 1557 yılı için yazdığı üç kehanet serisi, sarayda maruz kaldığı hakaretlerin, Paris kökenli korkularının izini taşır : "Bana defalarca ölümü tattıranlara..."
[....................]
Kraliyet sınırları içerisinde iyice ünlenmiş olan Nostradamus'un kehanetleri, artık Avrupa'nın diğer yerlerinde de tanınmaya başlamıştır. Bu kehanetler her yıl birçok dile çevrilmektedir. Tyrol'de bir maden ocağı sahibi olan Jean Rosenberger, 15 Aralık 1561 tarihli mektubunda Provence'lı astrologdan 1562 yılına dair iki-üç almanak ister.
Yazdığına göre almanakları Lyon'dan edinmeyi tercih etmemesinin sebebi, Nostradamus düşmanlarının birtakım sahte baskılar yayımlamasıdır. Artık çeşitli konularda bütün Avrupa'dan kâhine danışanlar vardır. Elimizde Nostradamus'un verdiği cevaplardan sadece birkaçı bulunmaktadır.
Bir Alman müşterisine hayata dair, ilahi tarzındaki şu reçeteyi yazmıştır. Bu satırlar kâhinin pek fazla bilinmeyen, sevimli bir yönünü ortaya koymaktadır:
"Kendinize iyi bakın, tüm benliğinizi neşe ve gayrete bırakın. Anlaşmazlıklardan, kavgalardan, endişe verici işlerden kaçının, üzgünlüğe ve can sıkıntısına sakın teslim olmayın. Kendinize iyi, eski bir şarap koyun, sonra da bedensel hazların tadını çıkarın. Bilhassa, rica ederim ki kendinizi üzmeyin..."
Nostradamus'un 1566'daki ölümü şöhretinin sonu olmamış, aksine bu tarihten sonra kâhinin imzasını taşıyan çok sayıda uydurma yazı yayımlanmıştır. Bunlar arasında, 1564-1575 yılları arasında "Genç Nostradamus" adında birine ait olanlar da bulunmaktadır.
Bundan dolayı Nostradamus'un çağdaşlarından biri onu, iki kafasından biri kesildiğinde, yerine yenisi gelen efsanevi su kurduna benzetmiştir. Centuries adı verilen dörtlüklerin 1989'a kadar 170 baskısı yapılmıştır.
Rönesans'ın Gizli Yüzü
Kehanetleri üzerine yaklaşık beş yüz yıldır yapılan abartılı yorumlar bir tarafa, tarihçi Nostradamus vakasıyla ilgili neler söyleyebilir?
Her şeyden önce, Nostradamus'un yazdıkları dönemin kültürel atmosferini yansıtmakta, herkes tarafından paylaşılmakta olan endişe, sıkıntı ve hayalleri açığa çıkarmaktadır. Lucien Febvre'in ifadesiyle, "güzel on altıncı yüzyıl" aynı zamanda Rönesans'ın da yüzyılı olmuştur: Demografik ve iktisadi büyüme ile kültürel ve sanatsal gelişim birlikte gerçekleşmiştir.
Fakat 16. yüzyıl iyimser ve kalpleri fetheden bir hümanizmin doğuşuyla birlikte, 1517'den itibaren Reform'un acıları, uzayan İtalya savaşlarının (1494-1559) vahşeti ve veba salgınları gibi birçok toplumsal krize de sahne olmuştur. Emmanuel Le Roy Ladurie 1526'dan itibaren, Languedoc'taki buğday faciasından bahseder. Kuzey Fransa'nın birçok bölgesinde görülen açlık 1531-1532 yıllarında Nantes ve çevresini etkilemiştir.
H"tel-Dieu Hastanesi idarecilerinden Jean Javelle'e göre "fakirler açlıktan yollarda, evlerinde ölüyorlardı. O kadar muhtaç durumdaydılar ki, biraz ekmek için duvarları, evleri, koca binaları yıkıyorlardı." Bu "güzel on altıncı yüzyıl" 1562'den sonra sekiz din savaşının (Huit Guerres de Religion) girdabına kapılacaktı.
[.................]
Nostradamus Gerçekten Geleceği Gördü mü ?
Kâhinin başarısı da göz önüne alındığında, gözden kaçırılmaması gereken en önemli soru şudur: Nostradamus gerçekten geleceği gördü mü? Kehanetlerinden özellikle biri oldukça şaşırtıcıdır ve hiçbir kitapta zikredilmemiştir. Bilindiği gibi, kral II. Henri 30 Haziran 1559'da Paris'teki Tournelles Oteli'nde (şimdiki Vosges meydanı) gerçekleştirilen bir turnuva esnasında gözünden yaralanmış ve 10 Temmuz'da korkunç acılar içinde ölmüştür.
Nostradamus'un birinci Centurie'sinin otuz beşinci dörtlüğü olayı detaylarıyla anlatıyor gibidir: "İhtiyar genç aslana binecek / Savaş alanında tekil düelloda: / Altın kafeste gözlerini oyacak / Gözün biri yitecek, sonra ölüm, zalim ölüm."
İlginç olan, bu dörtlüğün Nostradamus'un çağdaşlarının dikkatini çekmemesidir. Kâhinin kendisi de diğer yüzlerce karanlık ve gizemli dörtlük arasında kaybolmuş ve bu dörtlükten hiç bahsetmemiştir.
Bugüne kadar Nostradamus'un eseriyle ilgili 1500 farklı yorum yapılmıştır. Oğlunun deyimiyle, bu bolluğun nedeni kâhinin falcılara özgü üslubu ve bu tip yazıların herkesin anlayacağı bir dilde yazılmaması gerekliliğidir. Nostradamus yorumlarının sonu kesinlikle gelmiş değildir, çünkü kâhinin komünizmin sonundan Fransız Devrimi'ne kadar her şeyi önceden gördüğü ileri sürülebilir.
[.................]
Nostradamus'u yorumlamak üzerine bir örnek vermek gerekirse, Bernard Chavignard'ın çalışması ele alınabilir. Tarihçi Nostradamus'u okumuş ve yüzyıllar boyu kehanetleri hakkında yazılan değişik izahları tek tek elden geçirmiştir. Sonunda da, Mart 1557 tarihli bir kehanet üzerine, abartılı dolu fakat aynı zamanda da inandırıcı bir yorum yapmıştır.
Galler prensesinin 31 Ağustos 1997 gecesindeki ani ölümünden fazlaca etkilenen bir kehanet meraklısını hayal edip, anahtar bir sözcük yakalamıştır: Diana. Anahtar sözcüğü çevreleyen metin şöyledir:
"Afrika'nın doğusundakiler [Mısırlı bir aile?] ummanları aşacak ve deniz kenarı sakinlerine [Britanya Krallığı?] can sıkıntısı getirecek [Mısırlılar ve Kraliyet ailesi arasındaki anlaşmazlıklar?] dianaya daha da fazlasını [Prenses Diana?] hem de akşama doğru [Gece Diana'nın başına gelen trafik kazası?]."
[...................................................] (BA)
* Deniz Öztürk'ün L'Histoire, no. 271 (Aralık 2002), s. 31-39'dan çevirdiği yazı Toplumsal Tarih Dergisinin 121. sayısında yayımlandı. Bianet, kısaltmayı Tarih Vakfı web sitesinden aldı.