Ödülü kendisine Norveç Yazarlar Birliği Uluslararası komitesinden - aynı zamanda Uluslararası PEN yönetim kurulu üyesi- Eugene Schoulgin (*) verecek.
Ödül, bir onur sertifikası yanısıra yüzbin Norveç Kronu (yaklaşık 16.000 US doları) tutarında bir çeki de içeriyor ve ödül sahibi her yıl Norveç Yazarlar Birliği yönetim kurulu kararlaştırılıyor.
Tarihsel belleğin korunması
Norveç Yazarlar Birliği Başkanı Geir Pollen, Ragıp Zarakoğlu'na ödül vermelerinin gerekçesini şu sözlerle ifade etti:
"Norveç Yazarlar Birliği bu yılki ödülün sahibinde, kendini yalnız geçmiş ve çağdaş edebiyata değil, aynı zamanda azınlık kültürlerinin ve - ülkesinde çarpıtılması ve yokedilmesi korkunç kolay olan - tarihsel belleğin korunmasına da vakfetmiş değerli bir insan bulduğuna inanıyor."
Zarakolu, 1999 yılında "Marenostrum" dizisinde, Yunan edebiyatına geniş yer verişi nedeniyle, Yunanistan'daki Abdi İpekçi Komitesi tarafından Türk-Yunan Barış ve Dostluk ödülüne layık görüldü.
2003 da yılında Hollanda PEN Yazarlar Kulübünün "Novib Düşünce Özgürlüğü Ödülü"nü aldı.
Müzmin "düşünce suçlusu"
Norveç Yazarlar Birliği, müzmin "düşünce suçlusu" diye sözettiği yazar ve yayıncı Ragıp Zarakoğlu'nun yaşam öyküsünü şöyle özetledi:
"Müzmin 'düşünce suçlusu' yazar ve yayıncı Ragıp Zarakolu, 1948 Büyükada doğumlu. Kabataş Lisesi ve İstanbul Üniversitesi İktisat fakültesi mezunu. Doktorası 1971'de askeri darbe, 1979 da ise hocası Tütengil'in öldürülmesi ile iki kez kesintiye uğradı.
1968'de Ant ve Yeni Ufuklar dergilerinde yazmaya başladı. 1971 yılında, askeri darbeden sonra, Uluslararası Af Örgütünün düşünce özgürlüğüne ilişkin ilk Türkiye kampanyası (Şadi Alkılıç kampanyası) nedeniyle başlatılan aydınlar davasının sanıklarından biriydi.
Af Örgütü ile ilişkileri "gizli örgüt ilişkisi" olarak göstermeye çalışan komik bir davaydı, ama bu dava Eyüboğlu'nun ölümüne neden oldu.
Yunanistan'da işkence konulu Af Örgütü raporunu Türkçeye çevirerek yayınladı, Türkiye'de işkence ve ihlallerle ilgili verilerin toplanmasına yardımcı oldu.
1972 yılında Ho Chi Hinh ve Vietnam Savaşı adlı yazısı nedeniyle 2 yıl hapse mahkum edildi, 1974 affıyla tahliye oldu. 1977 yılında, eşi Ayşe Nur Zarakolu ile birlikte "Belge Yayınları"nı kurdu.
1979 yılında 36 aydın ile birlikte Demokrat gazetesinin kurucu ve yöneticilerinden biri oldu. Bu nedenle 1982'de kısa bir süre tutuklu kaldı.
1971-91 yılları arasında yurt dışına çıkması yasaktı. 1980 askeri darbesinden sonra Dünyada Neler Oluyor? (L'etat du Monde) yıllıklarını yayınlamaya başladı.
1982'de Alan Yayınları'nı kurdu, Dünya Sorunları-Türkiye Sorunları , 11. Tez gibi kuramsal dergilerin editörlüğünü üstlendi. Çeşitli sosyal bilim ansiklopedilerinde yazarlık yaptı. 1986 yılında İnsan Hakları Derneği'nin kurucularından biri oldu. Ayrıca Tarih Vakfı'nın da kurucularından.
1991'den itibaren Kürt basını için yazdı, düşünce özgürlüğü, Ermeni trajedisinin kabulü ve azınlık haklarına saygı gösterilmesi için çaba harcadı, anti-semitizme karşı tavır aldı. Bu bağlamda uluslararası onlarca konferansa katıldı, Türkiye'nin çeşitli yörelerinde konferanslar verdi.
1999 yılında "Marenostrum" dizisinde, Yunan edebiyatına geniş yer verişi nedeniyle, Yunanistan'daki Abdi İpekçi Komitesi tarafından Türk-Yunan Barış ve Dostluk ödülüne layık görüldü.
2003 yılında Hollanda PEN Yazarlar Kulübünün "Novib Düşünce Özgürlüğü Ödülü"nü aldı.
1980-2002 arasında, en zor ve karanlık dönemlerde düşünce özgürlüğü ve yurttaş hakları için kararlı bir mücadele yürüten, yayınları ve insan hakları çalışmaları nedeniyle 4 kez hapse giren ve onlarca kez yargılanan eşi Ayşe Nur Zarakolu'nun yanında yeraldı. Ayşe Nur Zarakolu, ölümünden sonra dahi "Özgürlük Türküsü" adlı kitabı yayınladığı için savcılık tarafından mahkemeye çağrılmıştı.
Zarakolu, 2 Mart 2005'te Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesinde, Özgür Gündem gazetesinde yayınlanan "Sana Ne" adlı yazısından dolayı yargılanacak.
Ayrıca, George Jerjian'in "Gerçek Bizi Özgür Kılacak" ve gazeteci Zülküf Kisanak'ın "Yitik Köyler" adli kitapları için de dosyalar açıldı.
(*) İki dönem Uluslararası PEN'in Hapisteki Yazarlar Komitesi Başkanlığı yapan ve birçok düşünce suçu davasını izlemek için sık sık Türkiye'ye gelen Schoulgin gerek bu ziyaretlerinden gerekse ifade özgürlüğü için verdiği yoğun mücadeleden dolayı tanıyor.