"Norveç kadın-erkek eşitliği açısında özel bir ülke. Küçük bir örnek: Geçtiğimiz yıllarda farklı alanlarda çalışan ve yöneticileri kadın olan bin erkeğe, bu durum hakkında ne düşündükleri, ne hissettiklerini soran bir araştırma yayınlandı. Erkeklerin yüzde 38'i soruyu anlayamadığını söylemişti."
Şu an İstanbul'da yaşayan Norveçli yazar ve Uluslararası PEN yönetim kurulu başkanı Eugene Schoulgin, Dünya Ekonomik Forumu'nun (WEF) 2008 Toplumsal Cinsiyet Eşitliği endeksinin ilk sırasına çıkan ülkesindeki durumu böyle açıkladı.
Türkiye, 130 ülkeyi kapsayan sıralamada geçen yıla göre bir miktar ilerleyip 2006 düzeyine geldi ve 123. sırada yer alabildi.
Ekonomik hayata katılım ve olanaklar, eğitime erişim ve bunun getirisi, karar alma mekanizmalarında temsil ve sağlık açısında kadın ve erkek arasındaki eşitsizliği ölçen rapora göre ekonomik gelişmeyle cinsiyet eşitliği arasında ilişki var.
WEF başkanı Klaus Schwab, "İnsan kaynağının yarısını kullanmayan ülkeler rekabet potansiyelini de riske atıyor" dedi.
Yasal mücadele imkanı
Schoulgin, bianet'e, özel olarak Norveç, genelde de listenin üst sıralarını kaplayan Kuzey ülkelerinde eşitsizliğin az olmasını "demokrasinin gelişmişliği"yle açıkladı.
"Eşit temsili zorunlu kılan düzenlemeler uzun zamandır bu ülkelerde var. Bu sayede kadınlar yasal düzlemde hakları için mücadele edebilme, kararları değiştirebilme şansını buldular."
Sınıfsal farklılıkların görece az olmasının da etki ettiğini belirten Schoulgin, özellikle Norveç'te nüfusun azlığı nedeniyle kadınların da işgücüne katılımının kolaylaştığını; sosyal hayata katılım ve kadın mücadelesinin getirdiği yasal güvencelerle karar alıcı pozisyonlara gelebildiklerini söyledi.
"Ama eşit işe eşit ücret konusunda hala eksiklikler var. Bir de kamuda ve üniversitelerde, eğitim kurumlarında kadınlar öne çıkabilirken özel sektörde, finans sektöründe, endüstride görece daha geride bırakılıyorlar."
Kuzey ülkelerinde parlamentoda kadın temsilinin 50-50 olduğunu da vurgulayan Schoulgin, "Sırf bu konuda bile bakınca Türkiye çok erkek egemen bir yer" diye ekledi.
Türkiye'nin durumu
Türkiye, raporda ekonomik katılım konusunda 124, eğitimde eşitlik konusunda 108, sağlık ve yaşam beklentisi konusunda 88 ve karar mekanizmalarına katılımda 106. sırada.
İlköğrenimden yükseköğrenime giderken kadın-erkek eşitsizliği artıyor. Kadınların erkeklerden önde olduğu tek alan ortalama yaşam süresi.
İstihdama katılım oranı çok düşük, özellikle kamuda yönetici konumundakilerin sadece yüzde 8'i kadın.
Son genel seçimler sırasında kadınların güçlü kampanyasına rağmen parlamentoda kadın temsili yüzde 9'da kaldı. Hükümete sadece bir kadın girebilirken başbakan eşit temsil için yasal düzenleme taleplerini defalarca geri çevirdi. İstihdam politikalarında da kadınları geri plana itti. Projelerle birlikte ilerleme olmasına rağmen hala yüzbinlerce kız çocuğu eğitim sisteminin dışında.
Schoulgin, kadın-erkek eşitliği fikrinin yaygınlaşması için doğumdan itibaren her kademede hayata geçmesi gerektiğini vurguladı. Raporda da, uygun politikalarla eşitliğin kısa sürede sağlanabileceği söyleniyor.
"Erkeklerle eşit doğan kadınların, eşit derecede kaliteli eğitime erişebilemesi, eşit düzeyde istihdama katılıp eşit ücret alabilmesi gerekli. Zinciri bir yerinden koparınca gerisi gelmiyor, eşitsizlik büyüyor."(EÜ)