Barış İçin Kadın Girişimi'nden Nimet Tanrıkulu, savaşlardan ve çatışmalı ortamlardan en çok kadınların mağdur olduğunu hatırlatıyor; "Yükselen çatışma ortamına, korku ve düşmanlık hislerinin normalleştirilmesine karşı sesimizi daha gür çıkartmak amacıyla Cuma günü Taksim'deyiz" diyor.
Barış İçin Kadın Girişimi, barış noktasını Cuma günü Taksim'de kurmaya ve ardından Girişim'in yeni yerinde bir araya gelmeye hazırlanıyor. Kadınlar, kadınların sözünün duyulmadığı bir barışın gerçek bir barış sayılmayacağını vurgulamak için bir kez daha buluşuyor.
Tanrıkulu, girişimin öyküsünü şöyle özetliyor:
Savaşlardan en çok kadınlar etkileniyor
Savaşların ve çatışmalı ortamların göç, yoksulluk, şiddet, tecavüz, ayrımcılık gibi sonuçlarını en fazla biz yaşıyoruz. Savaşlarda ve çatışmalı ortamlarda ayrımcılığa, görünmez kılınmaya, erkek egemenliğine karşı mücadelemiz zorlaşıyor.
Sesimiz daha duyulmaz oluyor, emeklerimiz yok sayılıyor. Kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüzler artıyor. Kadınlar, kendilerini koruyacak mekanizmalardan yoksun kalıyor.
Kadınların eğitimine, sağlığına, güven içinde yaşamasına, kendini geliştirmesine ayrılacak pay savaşa harcanıyor. Kadınlar barış anneleri- şehit anneleri, koruyuculuk, bakıcılık gibi toplumsal rollere hapsediyor.
Sesimizi ortaklaştırmak ve çoğaltmak için
Türkiye'de farklı sosyal çevre, kimlik, inanç ve cinsel yönelimlerden kadınların savaşa ve erkek egemen şiddete karşı mücadelesi on yıllardır sürüyordu. Hepimiz savaşın doğrudan mağduru olduğumuzun farkındaydık.
Geçtiğimiz yıl Demokratik Özgür Kadın Hareketi'nden (DÖKH) ve Demokratik Toplum Partisi'nden (DTP) arkadaşlarımıza yönelik operasyonlardan sonra barış için mücadelemizi görünür kılmak amacıyla bir araya geldik. Barış politikalarının tüm kadınları yakından ilgilendirdiğini tartıştık.
Militarist politikalara karşı feminist sözün kurulması önemli
Farklı kesimlerden, dillerden, inançlardan, çevrelerden kadınlar olarak birbirimizi daha iyi anlayabilmek için bir araya geldik. Çatışmalı bölgelerde yaşayan kadınlarla buluştuk.
Etkinliklerimizin Türkiye'nin her yerindeki kadınların barış sözünü kurmaktaki duyarlılığını artırmaya yönelik olması için "barış noktaları" oluşturduk. Barış için kadın dilini kurarken feminist sözün kurulmasını çok önemsedik.
Milliyetçilik ve militarizme karşı
Milliyetçilik ve militarizm konularını çok tartıştık. Kadınlar olarak savaştan beslenen ve savaşı besleyen bütün militarist odaklara karşı olmak gerektiğini savunduk. Çatışma alanlarında kadınlara yönelen şiddetin barışta meşru görülen düşünce ve inanışlar sayesinde olduğunu konuştuk.
"Kürt sorununun" çözümsüz olmadığı inancıyla; kimsenin düşüncelerinden, inançlarından, kimliğinden ve cinsel yöneliminden dolayı ayrımcılığa ve şiddete maruz kalmayacağı barış içinde bir yaşam için Barış İçin Kadın Girişimini oluşturduk.
Halka halka büyümek, birbirimize daha fazla ulaşmak, sesimizi çoğaltmak için "Söyleyecek sözümüz, çözümü geliştirecek gücümüz var" diyerek yolumuza devam ediyoruz. (BB)