"30 yıl önce babamın öldürüldüğünü gördüm. Böyle bi şeyin akıldan çıkması, yapanların unutulması mümkün değil. Şimdi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) gideceğiz. Zaman aşımı ile sonlanma gibi bir durumda AİHM'e gitmek zorunda kalmak ağrıma gidiyor ama katilleri koruyan devletin cezalandırılmasını sağlarsam mutlu olacağım."
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) eski başkanı Kemal Türkler'in, 30 yıl önce, 26 Temmuz 1980'de evinin önünde öldürülmesiyle ilgili davanın zamanaşımına uğramasının ardından, babasının ölümüne tanıklık eden kızı Nilgün Soydan, hislerini böyle açıkladı.
"O ana tanıklık ettim"
Balkondan işe uğurladığı babasının ölümüne tanıklık eden ve cinayet günü 19 yaşında olan Nilgün Soydan, NTV'de Banu Güven'in sorularını yanıtladı:
"30 yıl önce babamı üç kişinin öldürdüğünü gördüm. Bunlardan biri bugünkü sanık Ünal Osmanağaoğlu'ydu. Babam gözlerimin önünde öldürüldü; o ana birebir tanıklık ettim.
Balkondan seyrediyordum. Babam arabasına bindi, ona hep el sallardık; annem yatak odasındaki camda ben de balkondaydım ve ona daha yakındım. Hep bir endişemiz vardı zaten. O nedenle annemin değişik nöbet tutma yöntemleri vardı...
Babamın yanında, öncekine oranla deneyimsiz bir polis vardı. Önceki koruması deneyimliydi ve ilk olarak yetersiz gördüğü için silahını değiştirmişti. Babama da silah vermek istemiş ancak babam kabul etmemişti. O polis görevden alındı ve deneyimsiz bir polis verildi.
İzliyorsa üzülmesin
Ailece ona hiç kızmadık ve şimdi izliyorsa üzülmesin. Bir kurşun da onun boynunu sıyırmıştı. İnsanı bir davranış olarak kendini yere attı... Ondan babam gibi bir insanı koruması beklenemezdi...
Cinayet işleyenleri gördüm. Mahkemede ilk tanıklık yaptığımda en ince ayrıntısına kadar anlattım.
1996'da davayı açtıktan sonra, katiller ortada yoktu ve kaçıyorlardı... Yakalananlar tabi ki maşa, arkalarında kimlerin olduğu önemli.
Babam öldürüldüğünde 19 yaşındaydım. 5 yaşındaki çocuğun gözleri önünde babası öldürülmüş olsa, 105 yaşına da gelse öldüreni asla unutmaz... Silahla ve üçlü ateşle bir insanın öldürülmesinden söz ediyoruz. Babamın öldüreni teşhis edemeyecek insan değilim; 19 yaşındaydım ve şu an 49'zundayım.
"Her gün o anı hatırlıyorum"
1999'da yakalandılar. 'Hâlâ nasıl hatırlıyorsunuz?' denebilir -ki karşı tarafın avukatı da bunu telafuz etti-. Evlendim, çocuğum var, ne kadar ömrüm kaldı bilmiyorum ama her gün birkaç kez o sahne gözümün önüne geliyor...
Böyle bi şeyin akıldan çıkması, yapanların unutulması mümkün değil. Yaşayarak öğrenmek mümkün ama dilerim ki kimse yaşamaz.
"Bana bakmasın"
Mahkemelerde çok çok tiyatro seyrettik. Mesela ilk duruşmada ben onu çok iyi tanıdım ve duruşma yaklaşık 2.5 saat sürdü. Bu süre boyunca sürekli başımdan parmak ucuma kadar titredim ve kendisinden sadece yüzüme bakmasını istedim. Devamlı yüzüne baktım. Çünkü senelerdir onunla göz göze gelmeyi istiyordum. Ama babamın katili bana bakmadı.
Ben nasıl onu tanıyorsam o da beni tanıyor. Ben onun öldürdüğü adamın kızıyım ve hiçbir zaman yüzüme bakamadı. Bugün de yüzüme bakamadı. Beni mahkeme başkanına 'bakmasın' diye şikayet etmişti. Ne yazık ki, iki duruşma önce, savcı da bena bakıyor diye yargıca şikayette bulundu. Hem katilin hem de savcının aynı duguyla hareket etmesi tiyatroya benziyor...
"Katil milli parkta işletmecilik yapıyor"
Katil, devletten ihale yoluyla alınmış mili parkta işletmecilik yapıyor. Belki bir tatil günü ailemle oraya gitmiş olabilirim; böyle bir ülkede yaşıyorsunuz... Benim babamın katillerinden biri Ünal Osmanağaoğlulu'dur; onu gördüm.
"Bugün ülkemden nefret ettim"
Şimdi AİHM'e gideceğiz. Bu yol söylendiğinde senelerce rahatsız olmuşumdur; insan ülkesini şikayet etmek zorunda kalmamalı diye düşünmüşümdür. Ülkemi severek büyütülmüş bir çocuğum ama bugün ükemden nefret ettim, burada doğduğuma lanet ettim. Kendime ettiğim gibi keşke annem ve babam da burada doğmasaydı dedim.
Biz ceza almış olsa da AİHM'e gidecektik çünkü o kadar uzadı ki süreç... Ama zaman aşımı ile sonlanma gibi bir durumda AİHM'e gitmek zorunda kalmak, vatandaş olarak ağrıma gidiyor... Bugün bir takım çevrelerin babamın ölüsünden bile korktuğunu görmek de bana zevk veriyor.
"Burada doğduğum için üzülüyorum"
AİHM'de de, cinayeti işlettirip, ondan sonra katillerini koruyan devletin cezalandırılmasını sağlarsam çok mutlu olacağım. Artık üzülmüyorum, sadece bu ülkede doğduğum için üzülüyorum artık..."(BB)
* Bu haberi ntvmsnbc.com sitesinden derledik.