Demokratik Toplum Partisi'ne (DTP) yönelik baskılarsa sürüyor. Alataş bu baskıları, Türkiye'nin seçim havasına girmesine bağlıyor ve devletin Türklerin meclise girmek için Kürtlerle ittifak kurmasını engellemek istediğini ya da Kürtlerin mecliste temsilinin zayıflatılmasını amaçladığını düşünüyor.
Alataş: Newroz'u kutlamak kültürel bir ifade hakkı
İHD Başkanı Alataş "Newroz bayram havasında kutlanmalı" dedi. Alataş Kürtler açısından Newroz'un ne anlam ifade ettiğinin de göz ardı edilmemesinden yana:
"Uzun yıllar Kürtlerin kendilerini ifade etmelerine fırsat verilmedi. Newroz'un kutlanmasını kendilerini ifade etmek olarak görüyorlar. Newroz özgürlüğün, kültürel ifade hakkıdır. Newroz'u kutlamak haktır."
Alataş hem devlet hem de kutlayanlar açısından şiddetten özellikle uzak durulması gerektiğini söyledi. Kutlamaların provokatif içerik taşımaması, kutlayanların saldırgan tavırdan kaçınmaları, kini, nefreti körükleyici hareketten uzak durulması gerektiğini savunan Alataş "En büyük görevse devlete düşüyor" dedi.
İHD Başkanı "Devlet 'w' ya da 'kırmızı, yeşil, sarı renkler' gibi komik gerekçelerle yasakçı zihniyete başvurmaktan vazgeçmeli, diğer yandan newroz kutlamalarında güvenliği sağlamak zorunda" dedi.
"Devlet 'DTP suç örgütüdür' mesajı vermek istiyor"
Newroz öncesi gerginliğe neden olan DTP'ye yönelik dava, gözaltı ve baskıların nedenini Alataş, "Türkiye'de seçim atmosferine girilmesi" olarak yorumladı.
"DTP ya da Kürt sorununda muhalif kesimin üzerindeki baskının Newroz'la ilgisi yok. Sistematik olarak yaklaşık iki aydır gerek üniversitelerdeki Kürt öğrencilere gerekse DTP'te açılan davalarla, gözaltılarla süren baskının temel nedeni Türkiye'nin seçim atmosferine girmiş olması. Devletin önemli bir bölümü kendine mecliste yer bulamayan, barajı aşamayan Türklerin Kürtlerle olası ittifakının önünü kesmek istiyor."
Alataş'a göre devletin DTP'yi suçla ilişkilendirip vermek istediği mesaj "DTP suç örgütüdür, ittifak kurarsanız siz de suça ortak olursunuz" ve yine Alataş bu sürecin her seçim öncesi yaşandığını da vurguladı.
Ayrıca Alataş devletin DTP'yi suçlayarak seçim şansını azaltmak istediğini de düşünüyor: "Kamuoyunda bilinen insanları da 'suç'layıp daha adı sanı bilinmeyen insanların meclise girmesine yönelik yol izliyorlar. 'Meclise ne kadar az insan girerse o kadar iyi olur; ağımsız adayların devlete zararı olmaz' diye düşünüyorlar. Hiçbir zaman sorunun demokratik bir platformda çözülmesine istemiyorlar."
Seçimle bağlantılı bu gerginliğin Newroz'a denk gelmesininse daha hoşgörüsüz bir ortama zemin yapıldığını savunan Alataş "Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ'un Diyarbakır'daki konuşması da, Diyarbakır'da Emniyet güçlerince yapılan güvenlik zirvesi de bu durumun birer göstergesidir" dedi.
Gür: Kurulduğundan bu yana DTP'ye baskı var
Newroz Tertip Komisyonu Başkanı ve aynı zamanda DTP meclis üyesi Gür, DTP'nin Türkiye Anayasal güvencesiyle kurulan bir parti olduğunu, diğer partiler gibi siyasi faaliyet yürüttüğünü, yasalar, idare ve bürokrasi karşısında ayrımcılığa meydan verecek davranışlarının olmasının mümkün olamayacağını hatırlatmak gerektiğini vurguladı.
Gür "Ancak DTP kurulduğu günden bu yana devlet aracılığıyla karalama, kısıtlama ve siyasi çabalarını marjinalleştirme politikasına maruz kalıyor. Bu kabul edilemez bir durum" dedi.
Gür son haftalarda partinin çeşitli il ve ilçe binalarına baskınlar gerçekleştirilirken, başkan ve yöneticileri 'propaganda' yaptıkları gerekçesi ve 'Sayın Öcalan' söylemleri başta olmak üzere çeşitli gerekçelerle tutuklanmaya başladığını aktardı.
"DTP'nin attığı her adım, gözaltı, soruşturma, dava ve tutuklamalarla karşılık bulurken, birçok açıklamaya polis müdahale etti. 1 Şubat ile 15 Mart 2007 tarihleri arasında, DTP'ye yönelik yoğunlaşan bu uygulamaların bilançoları oldukça kabarık."
Gür bu durumu "Kimi çevreler baskıları, yaklaşan seçimlere bağlarken, kimi çevreler ise Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getirilişinin yıldönümü olan 15 Şubat ve Newroz kutlamaları öncesine denk getirilmesine dikkat çekiyor" diyerek açıklıyor.
1.5 ayda 35 DTP'li tutuklandı
"DTP'li yönetici ve üyelere yönelik gözaltılar, il ve ilçe binaları baskınları, davalar ve tutuklamaların bilançosu ağır oldu" diyen Gür engellemeleri şöyle özetledi:
* DTP'nin Diyarbakır, Van, Siirt, Şırnak, Mardin, Batman, Kars, İstanbul, Ankara, Elazığ, Şanlıurfa, Gaziantep, Adana, Muş, Tunceli, İzmir, Kocaeli, ve Hakkari il örgütlerine baskın düzenlenirken, Edirne ve Kırklareli il başkanları hakkında ise 'Sayın Öcalan' ifadesini kullandıkları gerekçesi ile dava açıldı.
* DTP'nin 18 il ve ilçe örgütü binasına, 42 günde yapılan baskınlarda 258 kişi gözaltına alınırken, bunların 70'i DTP'li yönetici ve üyelerden oluştu. Yine 42 günde çoğunluğu 'propaganda' yaptıkları gerekçesiyle 102 kişi tutuklanırken, bunların 35'i DTP'li yöneticilerinden oluştu. DTP'lilerin dışında kalan gözaltı ve tutuklamalar ise, miting, barış yürüyüşü ve şenlik gibi etkinlikler ile 15 Şubat protestolarına katılan kişilerden oluştu.
* Gözaltı ve tutuklamaların dışında DTP eşbaşkanlarının da aralarında bulunduğu çok sayıda il ve ilçe başkanı, yöneticiler ve parti üyeleri hakkında çeşitli davalar ve soruşturmalar açıldı, para cezaları verildi. DTP'nin bazı parti binalarının camları kırıldı, parti binalarının yakınlarında bombalar patlatıldı. Diğer yandan DTP'li 54 belediye başkanı ve DTP 1. Olağanüstü Kongresi hakkında inceleme başlatıldı.
* DTP Eşbaşkanı Aysel Tuğluk'un "Öcalan zehirlendiyse sonucu ağır olur" açıklaması ve Diyarbakır İl Başkanı Hilmi Aydoğdu'nun Kerkük ile ilgili açıklamaları ardından soruşturma ve gözaltılara her gün yenisi ekleniyor.
"Newroz'un barışçıl geçmesi için çabalıyoruz"
Gür bütün bu yaşananlara rağmen DTP'nin şiddeti tetikleyici tavır almaktan özellikle uzak durduğunu söyledi.
"Newroz'un barış, kardeşlik, birlik, dayanışma içinde geçmesi için çaba gösteriyoruz, göstereceğiz. Bütün parti başkanları tutuklansa bile insanlar Newroz'u kutlayacak."
Gür'ün verdiği bilgiye göre bu seneki Newroz kutlamalarının ana teması "barış". sloganı ise "Ya gerçek demokrasi ya da hiç".
Yaşar Kemal'in geçen Ocak'ta "Türkiye Barışını Arıyor" konferansı açılış konuşmasında sözlerini "Ya gerçek demokrasi ya da hiç" diyerek bitirdiğini anımsatan Gür, "Biz de Kemal'in bu sözünü şiar edindik çünkü nevroz DTP'nin ya da Kürtlerin değil tüm Ortadoğu halklarının bayramıdır. Tüm azınlıkların, kültürel farklılıkların kendilerini ifade edebileceği bir slogan bu" dedi.
Gür'ün aktardığına göre DTP önlemlerini, tüm birimlerini, tüm örgütleri uyararak, Newroz alanlarında emniyetle diyalog içerisinde kalarak, 60 kişilik parti mezclisi üyelerini alana göreve göndererek almış.
"92'de kanlı Newroz'u unutmak mümkün değil. O dönem gerginlik nedeni neyse bu dönemde odur. Ama biz kimsenin burnu kanamadan geçsin istiyoruz. Komiteler yasal başvurularını yaptılar. Çoğu izin aldı. Kitlesel, barışçıl, şölen havasında geçmesini istiyoruz. Çağrımız Türkiyeli demokratların, yurtseverlerin akademisyenlerin, siyasilerin de Newroz'u kutlamalarıdır."
Mersin'de erken kutlamaya izin çıkmadı
Bu yılki Newroz kutlamaları ilk olarak 17 Mart'ta Mersin'de başlayacaktı. Ancak Mersin Valiliği, DTP Mersin İl Teşkilatı'nın 17 Mart'ta düzenlemek istediği erken Newroz kutlamalarına güvenlik gerekçesiyle onay vermedi.
Tertip Komitesi Başkanı Ahmet Aka, kutlamaları 21 Mart'ta yapacaklarını, ancak kararı hukuki bulmadıklarını söyledi.
"W" engeli
21 Mart'ta yapılacak Newroz kutlaması için DTP tarafından Diyarbakır Valiliği'ne yapılan başvuru, dilekçede 'w' harfi kullanılarak 'Newroz' yazılması ve eksik belgeler nedeniyle iade edildi.
Newroz Tertip Komitesi Başkanı ve DTP İl Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Sormaz, "Newroz'u barışçıl bir şekilde kutlayacağız. Sorunu gidermeye çalışıyoruz. Tertip komitesi olarak her türlü önlemi almaya çalışacağız." dedi.
DTP Diyarbakır İl Başkanvekili Musa Farisoğlu ise, Newroz kutlamaları için tertip komitesinin toplam 2 bin 500 kişiyi görevlendireceğini belirterek, "1 milyon kişinin alana gelmesini hedefliyoruz. Kürt sorununun demokratik esaslara göre çözümü ve son günlerde gündeme gelen halkın hassasiyetleriyle ilgili mesajlar verilecek" diye konuştu.(EZÖ/NZ)