Yıllardır Diyarbakır’daki Newroz kutlamalarını izleyen gazetecilerden biri olarak kıyas yapma hakkım varsa şunu kesin olarak söyleyebilirim: Bu yılki Newroz kutlaması bambaşka!
Açıkçası insanın duyduğu en net his gördüğü her şeyi kaydedip nakledememenin hüznü. Fakat özet şöyle olabilir: Politik bir karnavalda ne tür figürler varsa, Diyarbakır’daki Newroz alanında hepsi var!
Kadınlar, çocuklar, yaşlılar, sakatlar, gençler ve “Kız Çeteleri”… Bağlar başka olmak üzere çeşitli mahallelerden gelen ve birlikte yürüyen, aynı sloganları atan, ama aynı zamanda gülüp eğlenen birkaç farklı kadın grubunu görünce, aralarından birine soruyoruz, niye aynı telden çaldıklarını: “Biz kız çeteleriyiz! Kadın devrimi yapıyoruz” yanıtı alıyoruz.
Herkes çok hazırcevap, herkes ne istediğini ve ne istemediğini biliyor. Kutlama alanına gece saatlerinden itibaren akın eden binlerce insan kendilerini şanslı hissediyor. Kutlama için Kulp’tan gelen bir kadın : “Yemin ederim barış gelecek. Ben çok acı çektim. Ailem, akrabalarım, köyüm… Biz hep dedik barış gelecek. Biz geldiğimizde daha güneş doğmamıştı. Burada duracağım. Sayın Öcalan’ın konuşmasını burada duyacağım. Canlı yayına bağlayacaklar, o yüzden…”
Gerçekten de Diyarbakır’da dünden beri en çok duyulan şehir efsanesi, Öcalan’ın mesajının nasıl iletileceği üzerine kurulmuş. Her ne kadar BDP milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan’ın Öcalan’ın mesajını okuyacağı açıklandıysa da, alanda Öcalan’ın “telefon” veya “canlı yayınla” bağlanacağına inananlar var!
Dün görüştüğümüz Kürt hareketinin ünlü simalarından Fırat Anlı da “Öcalan’ın canlı yayınla bağlanmayacağını ciddi ciddi merak edenler var” demişti.
Diyarbakır Newroz’a katılmak için bölgenin tüm il, ilçe, kasaba ve köylerinden yola çıkanlar henüz meydana ulaşmadı. Bizi de Ofis semtinden geçen ve Muş’tan gelen bir otobüs alıyor.
Otobüsün ön koltuğuna kurulmuş olan yaşlı kadın. Yolcuları coşturmakla vazifeli. Sloganlar attırıyor, halay çektiriyor ve derken hızını alamayıp “Ke zava, ke zava! Serok Apo zava!” diye haykırıyor. Kadının bu çıkışı karşılık bulmayınca, yanındaki ona destek çıkmak için konuyu değiştirip pencereden bakan bir adamı işaret ediyor: “Madem uynamışsen, niye zafer işareti yapmiysen!”
Arka taraflardan bir delikanlı “Ellerinde keleşler” diye başlıyor bir şarkıya, ön taraftan uyarı alması geç olmuyor “Heval, sürece uygun şarkılar lütfen!”
Newroz alanına doğru sabah saat 7’de yol çıktığımız halde şehir içi trafiğe takılıyoruz. Açıkçası bu kadar yoğun, bu kadar coşkulu, bu kadar mutlu bir kitleyi ilk defa gördüğümüzü söylesek, abartılı olmaz. Önceki Newrozlar çoğunlukla çatışmaların, ölümlerin gölgesinde gerilimi atmosferde gerçekleşirken, bu sene yine otobüse bize eşlik eden bir gencin söylediği gibi “Kitle de sürece uygun davranıyor!”
Haberlerimiz muhtemelen yayına hazırladığı sırada, Newroz alanına yüz binlerce insan akın etmeye devam ediyor olacak. Sabahın çok erken saati olmasına rağmen Newroz meydanı tıklım tıklım dolmuş durumda. Protokol sıraları henüz boş ve haberlerimizi buradan yazma imkanımız oluyor. Buradan meydana bakınca yeşil-sarı-kırmızı renkler ve onlarca metre uzunluktaki dev bir PKK bayrağı görülüyor. Ufuktaysa meydana akan binlerce insan, herkes Öcalan’ın ne mesaj vereceğini merak ediyor. Fakat birkaç saat sonra bu meydanda ne telefon çekebilecek, ne de internet. Ama biz yine de gelişmeleri aktarmaya çalışacağız. (İA/HK)
* Fotoğraf: Onur Çoban - Diyarbakır / AA