Dicle Haber Ajansı (DİHA) çalışanları, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi'nde yaptıkları basın açıklamasıyla son dönemde tutuklanan dokuz çalışanlarının serbest bırakılmasını istedi.
22 Mart'ta Van, Hakkari, Yüksekova, Siirt ve İzmir'de Newroz kutlamaları sırasında meydana gelen olaylardan sonra DİHA muhabirlerinin darp edildiğini, 4'ünün gözaltına alındığını, 3'ünün de tutuklandığını açıklayan Ajansın sorumlu müdürü Devrim Göktaş, polislerle birlikte basın açıklamalarını izleyen muhabirlerinin haberde "taraf" olma gerekçesiyle tutuklandığını söyledi.
Gazeteci Yazar Veysi Sarısözen, Günlük Evrensel gazetesi yazı işleri müdürü Fatih Polat, Özgür Gündem gazetesi Haber Müdürü Nuri Fırat, Atılım gazetesi editörü İlden Dirini, Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu (TGDP) Sözcüsü Necati Abay ve DİSK Genel İş 1. Bölge Başkanı Mehmet Karagöz ile İHD yöneticisi ve Sine Sen Genel Başkanı Yusuf Çetin'in katıldığı basın açıklamasında, Kürt basınına yönelik baskıların son süreçte yoğunlaştığına vurgu yapıldı.
Göktaş: Çalışanımız derhal bırakılmalı
Tutuklu çalışanlarının serbest bırakılmasını isteyen Göktaş, "Newroz'da açığa çıkan görüntülerin sorumlusu muhabirlerimiz değil. Gerçeklerden taviz vermeyeceğiz" dedi.
Göktaş, 2004'te İstanbul'daki NATO Zirvesi döneminde, Ajans merkezinin "hücre evine baskın yapılır gibi" basıldığını, 30'a yakın çalışanın gözaltına alındığını, altı çalışanın halen bu süreçten dolayı yargılandığını ifade etti.
"Bütün basın kuruluşları için hak olan görüntüler, haber materyalleri ve kaynakları bizler için suç oluyor. Yazdığımız haberler, yargıda delil olarak sunuluyor. Bir suçtan bahsedilecekse, tutuklanan muhabirlerimiz, hepimizin işlediği 'suçtan' faklı bir suç işlemiyorlar."
Açıklamada, DİHA çalışanları Haydar Haykır, Sıddık Güler, Mehmet Ali Ertaş, Murat Kolca, Ersin Çelik, Ali Buluş, Mehmet Karaaslan ve Faysal Tunç'un serbest bırakılması için kamuoyuna duyarlılık çağrısı yapıldı.
Sarısözen: Türkiye medyası ve aydınları seyirci
Abay, son dönemde DİHA ile birlikte muhalif gazete ve televizyonların baskılar yaşadığını savunarak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün göz önündeki tabloya rağmen "Türkiye'de tutuklu gazetece yok" beyanatının gerçekleri yansıtmadığını söyledi.
Polat ise, Filistin'de taş atan çocuğun kolunun taşla ezilmesi görüntüsünün dünya kamuoyuna aktarılmasının ardından Filistin intifadasının başladığını belirten Polat, "DİHA'nın taş atan çocuğun polislerce kırılması da bölge illerinde bir intifadanın başlangıcıdır. Sistem bundan çekiniyor" dedi.
Sarısözen de, "Görevi gazete ve televizyonlara haber aktarmak olan DİHA'ya sadece haber aktardığı için gerçekleştirilen baskıları anlamak mümkün değildir" dedi.
Demokratik kamuoyunu, basını ve aydınları bu sansüre ortak olmamaya, karşı çıkmaya davet eden Sarısözen, Ajans muhabirlerinin sadece bölge illerinde baskıya maruz kaldıklarını söyledi. (EÖ/GG)