İTÜ İşletme Mühendisliği İktisat Bölümü'nden Derya Karakaş, küresel mali krizin köklerinin 70'lerdeki kârlılık oranlarının düşüşüne kadar uzandığını söylüyor.
"Sermayenin bunu aşmak için birkaç stratejisi vardı: Emek üzerine saldırıyla maliyetleri düşürmek; üretimin küresel ölçekte yapılandırılması; düşük maliyetli ülkelere kaydırılabilmesi ve finansal sektörde giderek artan işlem hacmi."
Bunun ardından şirketlerin bankalar yerine sermaye piyasalarından borçlanmaya başladığını anlatan Karakaş, bankaların da kendilerine gelir kaynağı olarak tüketici kredilerine, ipotekli emlak (mortgage) kredilerine ve emeklilik fonlarına yöneldiğini ifade ediyor ve bunun finans kesiminin artı değere doğrudan ortak olması anlamına geldiğini söylüyor.
Krizin mekanizması
Buradaki lokomotif unsurlardan biri olan ipotekli emlak kredilerini veren bankalar, güvenceleme sisteminden yararlanıyorlar. Karakaş bunu şöyle açıklıyor: "Diyelim bankasınız, kredi verdiniz. Kredinin geri ödenmesini beklemeden alacağınızı belli bir iskontoyla üçüncü şahsa devredebiliyorsunuz. O da bunu bir başkasına satabiliyor. Bu kağıtlar elden ele dolaşabiliyor. Buna 'türev piyasaları' deniyor.
"İlk kredi veren kuruluş vadesinden önce elde ettiği parayla yeni krediler veriyor. Bu giderek yayılan risk demek aslında. Son dönemde kredi veren kuruluşların giderek artan oranda düşük gelirli kesime kredi verdiğini görüyoruz. Ama 2006'da ABD'de faiz oranları yükselince, kredileri geri ödemelerde düşüş başladı. İlk sorunlar da bu dalgayla ortaya çıktı.
"Şirketler kesimi de geniş likiditeleri olan uluslararası şirketlerden oluşuyor. Paralarını finansal piyasalarda 24 saat boyunca hareket ettirebiliyorlar. Onların da işlem hacmiyle, toplam hacim ve dolayısıyla risk büyüyor."
İpotekli emlak şirketlerinin ABD halkına maliyeti 200 milyar dolar
Karakaş'ın anlattığı sürecin somut sonucunu ABD son bir haftada yaşadı. Önce ülkenin iki büyük ipotekli emlak bankası Fannie Mae ve Freddie Mac'e el koydu; borçlarını üstlendi.
Bu iki şirket, 12 trilyon dolarlık piyasanın yaklaşık yarısını elinde bulunduruyordu. Son verilere göre, ipotekli emlak kredisi kullanan ABD'lilerin yaklaşık yüzde dokuzu ödeme planlarının gerisinde ve evlerini kaybetmekle karşı karşıya. İki şirket geçen yıl, toplamda 14 milyar dolar zarar etmişti. Devralma operasyonunun ABD halkına maliyetinin 200 milyar dolar olması bekleniyor.
85 milyar dolar da güvenceleme şirketi için
ABD yönetimi en son kredi güvenceleme şirketi AIG'ye batmaması için 85 milyar dolar aktardı. Bu da ABD halkına maliyet anlamına geliyor. AIG dünya çapında, toplamda 300 milyar doların üzerinde kredi ve borca güvence veriyor. (TK/EÜ)