"Yuva 1, operasyon tamamlanmıştır"
Umut bu sözlerle bitiriyor hoşgeldin yemeğinde biten askerlik anılarını.
Ebru Nihan Celkan yazdı; Mîrza Metin yönetti; oyunun ismi Nerde Kalmıştık?
Güneydoğu'da askerliğini tamamlayan Umut yanında annesine getirdiği gudilekelerle döner. Herkes ondan askerliğini anlatmasını ister. Önce "bildiğiniz gibi askerlik işte" der. Sonra bilmediğimiz "anılar" başlar.
"Adam olmak" için gittiği operasyonda ilk kurşunu sıkandır Umut.
Ne kadar değmeyim diye kendinizi öteleseniz de "savaş" bir yerinden ayağınıza takılır. Celkan dördüncü oyununda da sendeletmekten öte pat diye yüz üstü düşelim istemiş. Kendisi anlatsın.
"Kimse kendisini masum hissetmesin"
Hem militarizmi, hem aile kurumunu, hem devletin Kürt halkına bakış açısını, hem milliyetçiliği, hem entelektüelleri darma duman ediyorsun. Bu oyunu yazarken ilk çıkış noktan bunlardan hangisiydi? Ya da hepsi mi?
İnsanların kendilerini yaşanan süreçlerden bağımsız görmelerini anlamıyorum. Bir bakıyorum herkesin elleri temiz... Sadece "Nerde Kalmıştık?" özelinde değil tüm oyunlarımı yazarken kimsenin kendisini masum hissetmemesi için çabalıyorum. Çünkü hiçbirimiz masum değiliz. Söz konusu savaş olduğunda hepimizin bunda payı olduğunu düşünüyorum.
Camus "savaş bir kez başlayıverdi mi, savaştan sorumlu olmadığı bahanesiyle savaştan uzak kalmayı istemek boşuna ve alçakçadır" demiş. Kendini toplumda farklı şekilde konumlandırmış tüm varoluş biçimleri; milliyetçiler, entellektüeller, kemalistler, cumhuriyetçiler, ikinci cumhuriyetçiler, muhafazakarlar v.b.
Hepsinin insan ölümlerinden ürpermeyi hatırlamasının zamanı geldi, geçiyor. Hadi hepimiz formaları çıkaralım. İnsan ölümüne sebep olan tüm süreçleri formasız konuşalım. "Nerde Kalmıştık?" bunu demek için yazıldı.
"Her yerde hizaya getiriliyoruz"
Peki askere gitmemiş biri olarak- ki erkekler de askerlikteki kötü anılarını anlatmazlar -askerlik mevzusunu, bir de onun travmasını anlatabilmek zor olmadı mı? Nereden beslendin?
Askere gitmedim ama Türkiye'de doğdum, büyüdüm ve okudum. Gençler askere gitmeden çok önce hazırlanmaya başlıyorlar. Önce ailede babaya itaatle başlıyorsun; sonra okulda öğretmene itaatin bekleniyor. Erkekler askerde komutana, kızlar evde kocaya itaat etmeye devam ediyor.
Sadece askerliği alıp bütün sorumluluğu orada yaşanan sürece bağlamak değil de; acaba başka nerelerde asker olma halimiz devam ediyor sorusunu da düşünmek gerek. Asker botları moda olduğunda, baba sözüyle erken yatma kuralına uyduğunda, arkadaşların ne giyiyorsa onu giymek zorunda kaldığında...
Yani askerlik bütün bu sürecin en gerçek hali ama dikkatle takip ederseniz her an her yerde hepimiz "hizaya" getiriliyoruz. Kaynaklardan biri kişisel tecrübelerim.
Birebir asker tecrübeleri konusunda ise Nadire Mater'in Mehmedin Kitabı en önemli referans kaynağım oldu. Sadece benim değil tüm oyuncu arkadaşlarımız süreçte bu kitaptan yararlandı. Ayrıca yönetmenimiz Mîrza Metîn, Ayşe Gül Altınay'ın makalelerinden faydalandı.
Tetikçi'de de Umut karakteri vardı; bunda da baş kahramanın adı Umut. Ama oyunlarının umut vaad ederek bittiğini söyleyemeyiz; yanılıyor muyum?
Benim bütün oyunlarımda baş karakter Umut. Şimdi yeni bir oyun geliyor; bir transeksüel hikayesi ve bu sefer Umut bir kadın. Umutları nasıl harcadığımızı ve neleri gözden kaçırdığımızı göstermek için Umut ismini seçiyorum.
Hemen yanı başında, işte bak gözünün önünde ama sen nasıl evirirsen öyle olacak. Ya umutları birbir kaybetmeye devam ya da kim bilir... Dünya değişir...
Bu pazar Şermola'da
Nerde Kalmıştık, bu pazar saat 19:00'de Şermola Performans'ta. 1-8-15-22 Kasım'da saat 20:30'da Sahne Hal'de.
Yazan: Ebru Nihan Celkan
Yöneten: Mîrza Metin
Oyuncular: Cem Uslu, Barış Gönenen, Merve Engin, Bahar Selvi, Fulya Aksular, Ararat Mor, Fatih Özkan, Sadi Celil Cengiz, Doğan Keçin, Engin Aydın, Mertcan Kayretli, Ceren Kıran. (NV)