Fotoğraf: publichealthconcern, Haberi Merve Demirler, npr.org'dan çevirdi.
Nepal’de regl döneminde olan kadınlar, “chhaupadi” uygulamasıyla ayrımcılığa uğruyor. “Chhaupadi”ye göre regl döneminde olan kadınların “kirli” olduğuna ve onlara dokunulmaması gerektiğine inanılıyor.
TIKLAYIN - Nepal'de Kadınların Uğradığı En Büyük Ayrımcılık: Chhaupadi
Chhaupadi uygulamasında, aileler ve topluluklar, kadınların ve kız çocuklarının neye ve kime dokunabileceklerini kurala bağlıyor.
Bu kurallar kapsamında kadınlar ve kız çocukları evden ayrılmaya ve bir ahırda ya da özellikle bu amaç için inşa edilmiş kulübelerde kalmaya zorlanıyor. Adet kulübeleri genellikle kirli, şiddetli hava şartlarına karşı korunaksız ve güvenliksiz yerler oluyor. Toplumdan tecrit edilen kadınlara sadece yeteri kadr su ve yemek veriliyor.
Bu ay Nepal'deki ilk tutuklama, menstruasyon sırasında kadınların evlerinin arkasındaki kulübelerde uyumaya zorlanması uygulaması oldu.
6 Aralık'ta polis, batıdaki Achham bölgesinde polislerden birinin kardeşi Chhatra Raut'u 21 yaşındaki Parbati Buda Rawat'ın ölü bir şekilde menstrüel kulübede bulunmasından sonra gözaltına aldı. Kadın uyurken kulübede yangın çıktı ve alev alan battaniyesinin dumanını soluyan kadın hayatını kaybetti. Basın raporlarına göre, soruşturmacılar Chhatra Raut’un Parbati Buda Rawat’ı kulübede kalması için zorlayıp zorlamadığını araştırıyor.
Ölen kadınların sayısı net olarak bilinmiyor
Nepal'de her yıl chhaupadi sebebiyle, kadınların menstruasyon sırasında “kirli” olduğuna inanıldığı için evlerinden kulübelere sürülme uygulamasından dolayı birçok kadın hayatını kaybediyor. Ölüm ve yaralanmaların birçoğu bildirilmediğinden kesin sayıların elde edilmesi zor ancak kulübelerde uyuyan kadınlar havalandırma eksikliği, yılan ısırığı ve fiziksel saldırıları, donma ve boğulma riski altındadır.
Sadece üç ay hapis
Kadınları menstruasyon dönemlerinde kulübeleri kullanmaya zorlamak geçen yıl suç sayıldı. Chhatra'nın tutuklanması, insan hakları aktivistleri tarafından yaygın olarak kınanmış olan chhaupadi'ye karşı düzenin yavaşça değişebileceğine dair bir sinyal yaktı.
Ancak yasanın etkili bir caydırıcı olup olmayacağı belli değil. Chhatra suçlu bulunsa ve hüküm giyse bile, cezası hafif: üç ay hapis cezası ve 3.000 rupi (yaklaşık 30 $).
Yasal olmadığı biliniyor
Cinsel ve Üreme Sağlığı Konuları dergisinde geçen hafta yayınlanan bir araştırmaya göre, yasa ile ilgili başka sorunlar da var.
Araştırmada, 400 adet 14-19 yaş arasındaki Batı ve Orta Nepalli genç kadının katıldığı bir ankete dayanarak katılımcıların % 77'sinin menstrüel sürgünlere aktif olarak maruz bırakıldıkları tespit edilmiştir. Katılımcıların % 60'ı chhaupadi'nin yasadışı olduğunun farkında olsa da bu bilgi uygulamanın azalmasını sağlamıyor.
Bath Üniversitesi'nde karşılaştırmalı siyaset okutmanı olan yazar Jennifer Thomson, "İşlere iyimser tarafından bakılırsa, bu sonuç kadınların haklarının farkında olduğunu gösteriyor" diyor. "Ama bu hakları kullanamayacaklarını ya da kullanmaya uygun olmadıklarını düşünüyorlar."
Bulunan araştırmaya göre regl tabuları anne, büyükanne ve diğer yaşlı kadınlar da dahil olmak üzere yaşlı aile üyeleri, dini liderler ve geleneksel şifacılar tarafından "en sıkı şekilde uygulanmaktadır".
Thomson, "Birisini tutuklamanın hızlı ve kolay bir önlem olduğunu gördük ancak tutum, zihniyet ve uygulamaları değiştirmek yıllar alacak" dedi.
Nepal'de büyüyen, Ohio'da Miami Üniversitesi'nde sosyoloji profesör yardımcısı olan Sosyolog Saruna Ghimire, yasal müdahalelerin ancak bu kadar ileri gidebileceğini kabul ediyor. Yetkili, ilk tutuklanmanın yaklaşık 18 ay sürmesinin, yasanın uygulanmasının son derece zor olacağının kanıtı olduğunu söylüyor. Ve uygulamanın aslında ilk olarak 2005 yılında Nepal Yüksek Mahkemesi tarafından yasadışı ilan edildiğine dikkat çekti - ancak geçen yılın Ağustos ayına kadar cezalar uygulanmıyordu.
2018 yılında yapılmış bir araştırmada Uzak Batı Nepal'de 107 ergen kızın chhaupadi prevalansı hakkında Ghimire, hükümet ve hükümet dışı kuruluşlar tarafından kulübeleri yıkarak sorunu çözmek için on yıl önceye dayanan "iyi niyetli" bir girişimden bahsediyor. Araştırma sonucunda, regl olan kadınların çok daha pis, tehlikeli ve içinde hayvanların da olduğu baraka kulübelere tekrar sürgün edildiği anlaşıldı.
Ghimire'nin çalışmasında, Uzak Batı Nepal eyaletlerinin birinde ergen kızların % 72'sine adet sürgünü uygulanırken, kızların% 100'ünün bir tür adet tabusu tarafından kısıtlandığını buldu.
Tanıklık
Ghimire, "Sorun kulübelerin ötesine geçiyor ve bu olay sadece ülkenin kırsal ve batı kesiminde meydana gelen bir sorun değil." diyor. "Nepal'in doğusundaki genç bir kadın olarak, adet dönemim boyunca yemek ve su musluğuna dokunmama, babamla televizyon izlememe ya da abimle oyun oynamama izin verilmedi. [tabulara göre adet döneminde kadınlar sadece onlara yiyecek ve içecek verildiğinde yiyip içebilir] Ben bu tabuları, lisans eğitimi görürken yıkabilmiş olmama rağmen annem ve kız kardeşim ailedeki diğer herkes gibi bu tabularla yaşamaya devam ediyor.’’
Ghimire'nin çalışmasındaki kadınlar, esas olarak toplumsal ve ailevi baskı nedeniyle menstrüel tabulara bağlı olduklarını bildirirken, "bir seçenek sunulursa" bu tabuları uygulamayı bırakmaya istekli olduklarını dile getirdiler.
Bu seçenek, kırsal eyaletteki kadınlar için nakit ödeme şeklinde olabilir. Thomson Reuters Vakfı'nın raporuna göre bir kırsal batı eyaletinin başkanı, Aralık ayı başında kulübelerin kullanımını reddeden kadınlara 5.000 rupi (yaklaşık 44 $) nakit ödül vereceğini açıkladı. (Cevap alınamadı.)
Ghimire, bu planın, birçok geleneksel doğumun da gerçekleştiği bir adet kulübesi yerine, kadınlara tıbbi bir tesiste doğum yapmaları için nakit teklif eden 2005 Nepal hükümeti girişimini anımsattığını söyledi. Bu, Nepal'in o zamanlar yüksek olan anne ölüm oranını azaltmak için çok yönlü bir kampanyanın bir parçasıydı. Nakit teşvik programı, ülkedeki doğumla ilgili ölümlerin azalmasına katkıda bulunmuş gibi görünüyordu.
40 yıldır menstrüasyonu çevreleyen tabuları ve damgalamayı sona erdirmeyi savunan bir Nepalli hemşire Radha Paudel "Bu cezalar ve teşvikler sembolik olarak olumlu" diyor. "Kadınların adet sırasında kısıtlamaları neden takip ettiklerinin altında yatan nedeni ele almıyorlar. Bu eğitim eksikliği ve korkudan."
Paudel 2016 yılında Radha Paudel Vakfı'nı kadınları ve erkekleri menstruasyon konusunda eğitmek ve menstruasyon döneminde kadın vücudunun "saf olmayan" ve "kirli" algısını sona erdirmek için kurdu. Kulübelerde başlayan ve adet döneminde dokunmayı reddeden çözümlerden hayal kırıklığına uğradığını söylüyor. Çünkü Nepalli kadınların çoğunun uyguladığı, erkek akrabalarına dokunmaktan kaçınmak gibi birçok adet tabulardan sadece biri.
Bu, tutuklamalar ve kulübe yıkımlarının problemin çözümüne çok da büyük bir katkısı olmadığını, nihayetinde daha derin bir kültürel dönüşümün gerekli olduğunu ekliyor.
“Bu tabular kadınların erkeklerden daha az güçlü olduğu fikrini sürdürüyor” diyor. "Bu insan hakları ve haysiyeti ile ilgilidir."
Nepal hakkında Nepal ya da resmî adıyla Nepal Federal Demokratik Cumhuriyeti. |
(ME/EMK)
* Gaia Dergi'de Emel Kocaer'in yazısına göre, Fotoğrafçı Poulomi Basu, Nepal’de regl dönemlerinde sürgüne gönderilen kadınlardan hikayelerini A Ritual of Exile kitabında topladı. Haberin içindeki fotoğraflar, bu kitaptan alındı.