Bize anlatır mısınız Latin Amerika'da militarizmde bir artış var mı? Son zamanlarda neo liberal politikalarda bir başarısızlık görüyor musunuz?
Sanırım başarısız olan yalnızca neo liberal devlet politikaları değil. Bu çözümleme yalnızca Amerika açısından önemli, sonuçlardan bakarsanız daha vahim bir durum ortaya çıkıyor.. Arjantin'de popüler olan bir slogan var ' Bütünüyle gider' Bu slogan Latin Amerika'nın genel için geçerlidir. Militarizasyon bir geçiş aşamasında kuvvetini göstermek açısından önemli, kontrolü devam ettirmek anlamında önemli. Bu aynı zamanda içerdeki hayatın kontrolünü de sağlıyor.
Bu durum iki yönlü işliyor , devlet iletişim aygıtlarının kontrolünü sağlıyor, bu kontrolün sivil toplum hareketini daha pasifize edilmesine de yarıyor. İşte bu noktada pasif seçmen çıkıyor. Aslına bakılırsa Tierra del Fuego'dan Meksika'ya kadar bütün Latin Amerika'da yapılmak istenen bu. Bir yandan da transformasyonun zorunlu olduğu ortaya çıkıyor, sistemin ekonomik kanalları tıkanmış, durumda, bu büyük bir problem oluşturuyor, politik liderler için bu transformasyonun aşılıp yeniden sistemin rayına oturtulması bir sorun olarak duruyor.
Kolombiya'da sistemle halkın arasındaki ilişki oldukça açık aslında seçimlere ne olacağı belliydi.
Sanırım iki şeyi görmek gerekir; Alvaro Uribe'yi destekleyenlerin yarısı ondan çekiniyor. Bir kısmı sınıfsal gerekçelerle ona destek verdiler. Ayrıca seçimlerden sonra bir geçiş dönemi vaat edildi. Seçimleri kazanmasından 60 gün sonra büyük bir grev gerçekleşti bu grevler Ekim ayının sonuna kadar devam etti.
Bu neyin işareti, seçmenler ölümle, militarizm arasında daha fazla kalmak istemiyorlar. Ortada yeni bir soru var: ya yeniden yapılanma seçilecek ya da yeni bir seçim olacak.
Brezilya'daki seçimlerin rolü nedir? Lula'nın kazanması Kolombiya Planı'nda değişim yaratır mı ya da Latin Amerika'nın geleceğindeki etkisi nedir?
Lula kampanyasında iki şeyden destek aldı. Birincisi geleneksel sendika örgütlenmelerini ağırlığı ki bu yaklaşık olarak yüzde 25-30 arası bir destek anlamına geliyor. Diğer taraftan da 8 yıldır krizdeki Cardosa hükümetinin uygulamalarından sonra daha çok fakirleşen Favelaların desteğini aldı. Kampanyanın sonlarına doğru favelaların daha da politize olduğunu gördük, Lula'nın buna cevabı yeni bir devlet organizasyonuydu.
Dolayısıyla bu iki gücün Lula'nın hükümetinin temel bileşenleri olacağını söyleyebiliriz. Bu büyük değişimin asıl adresi Topraksız Köylü Hareketi (MST) olduğunu söylemek istiyorum, özellikle Bahia bölgesindeki büyük Burjuvazinin hakim olduğu bölgelerde oportünist politikalarla karşılaşılabilir. Mesela bana göre; Dirceu (PT liderlerinden) Brezilya'nın Felipe Gonzales'i olacak.
Sonuç olarak seçim sonrası için zor bir denklem ortaya çıktı, Bir yandan değişimi zorlayan güçler diğer yandan dış borçlar konusunda bastıran IMF. Sanırım bağdaşmaz, çelişkili bir durum ortada, Lula dengeden bahsetmedi, PT'nin açıklamalarına bakarsanız, Önce krizin çözümü arkasından yeniden varoluş öngörülüyor, bunun bir blöf olup olmadığı bir iki yıl içinde ortaya çıkıyor, sol politikalara mı, dengeli ilişkilere mi gidilecek göreceğiz.
Burada MST'nin önemli olduğunu söylediniz...
MST'nin lideri Lula'yı desteklemesi çok önemliydi, şüphesiz bu destek dengeli politika yapılsın diye verilmedi, sosyal politikaların yaygınlaştırılması ve solun güçlenmesi içindi bu destek. İnşallah, şüphelerin nelere yol açacağını yakında göreceğiz. Sanırım buradan Yunanistan'daki gibi devletle sol arasındaki ilişki benzeri bir deneyim görülebilir.
Fakat Lula'nın başarısızlığı bir umutsuzluk doğuracaktır, özellikle Latin Amerika'da liberal politikaların başarısını tescili ya da yeni bir umudun doğup doğmayacağını göreceğiz.
Evet, Frei Betto, Boff, Emir Saader gibi soldaki entellektüellerin yargısı bu şekilde, ben kişisel olarak Brezilya'daki başarısızlığın göreceli bir demorilizasyon yaratacağını düşünüyorum, diğer yandan parlamenter mücadeleyle bir şeylerin değişebileceği de sınanacaktır. Lula'nın kampanyası aslında sosyaldemokrat bir kampanyaydı ama beklentiler ve destek radikal soldan geldi, bu iki farklı yönelim de Brezilya deneyimi olarak şekillenecek.
Ekvador, Peru ve Bolivya'daki hareketlerin Kolombiya Planı'nı frenlemesi açısından bir etkisi olabilir mi?
Bunu söylemek zor, burada hükümetlerin nereye kadar militarizme karşı tavır koyacağı belirleyici olacak. Ekvador'da sendikalar, yerlilerin kombinasyonuyla bir kampanya yürütüldü, bu oldukça pozitif bir durum ortaya çıkardı, özellikle yerlilerin varlığı seçim kampanyasına güç verdi. Diğer yandan Bolivya' da coca üreticilerinin sokaklardaki gücü MAS'ın seçimlerde ikinci parti olmasına neden oldu. Fakat Bolivya'da ki askeri gücün Arjantin ya da Uruguay'daki gibi homojen olmadığını görmek gerekir, geleneksel siyaset amerikan doktrinlerinin izlenmesi yönünde.(NK)
* Rebellion.org sitesinde yayınlandı. İspanyolca'dan çeviren Nuh Köklü