Anayasa Mahkemesi (AYM) OHAL KHK'leriyle ihraç edilen iki kamu çalışanının mücadelesini belgeselleştirmek isteyen yönetmen Nejla Demirci’ye çekimler için Bodrum Kaymakamlığının izin vermemesini ‘ifade özgürlüğü ihlali’ olarak değerlendirdi.
AYM yaptığı değerlendirmede OHAL KHK'ları ile on binlerce kişinin kamu görevinden çıkarılmasının, kararların isabetli olup olmadığından bağımsız olarak meseleyi toplumsal bir sorun hâline getirdiğini ifade etti.
Bu nedenle de tartışmalı ve kamusal önemi yüksek meselelerde düşünce açıklamaları söz konusu olduğunda ifade özgürlüğünün demokratik bir toplum için yaşamsal olduğunu ve demokrasinin temel değerlerini teşkil ettiğini belirtti.
“Demokrasinin temeli, sorunları açık bir tartışmayla çözebilme gücüne dayanmaktadır. Bu noktada toplumsal sorunlara dikkat çeken eserlerle ilgili olarak ifade özgürlüğünün kullanımına yönelik müdahaleler demokrasiye zarar vermekte ve onu tehlikeye atmaktadır. Kamu otoritelerinin bu alanda takdir yetkisinin çok sınırlı olduğu belirtilmelidir.” dedi.
"Kamu idaresi yeterli bir gerekçeyle ortaya koyamadı"
Sonrasında ise şöyle devam etti:
“Nejla Demirci başvuruya konu eserini bir belgesel film olarak çekmek istenmiştir. İçinde şiddete başvurmayı cesaretlendirici ifadeler yer almayan, terör suçlarının işlenmesi tehlikesine yol açmayan, çeşitli grupların şiddete başvurmaksızın ulaşmayı düşündükleri toplumsal veya siyasal hedeflere, siyasi, ekonomik ve sosyal sorunlara ilişkin görüşleri gibi düşünce açıklamaları, ideolojik ve katı olarak nitelendirilse bile terörizmin propagandası olarak kabul edilemez.
“Dolayısıyla sağ veya sol ideolojilere, anarşist ve nihilist akımlara, toplumsal ve siyasal ortama veya sosyoekonomik dengesizliklere, etnik sorunlara, ülke nüfusundaki farklılıklara, daha fazla özgürlük talebine veya ülke yönetim biçiminin eleştirisine yönelik düşüncelerin -devlet yetkilileri veya toplumun önemli bir bölümü için rahatsız edici olsa bile- açıklanması, yayılması, aktif, sistemli ve inandırıcı bir şekilde başkalarına aşılanması, telkin ve tavsiye edilmesi ifade özgürlüğünün koruması altındadır.
“Başvurucunun belgeselinde kullanmayı amaçladığı protesto eylemi ile açıklanmaya çalışılan ifadenin de tek başına terör örgütü propagandası olarak kabul edilmesi mümkün görünmemektedir. Devletin sanatsal ifade özgürlüğüne müdahalesinin çok sınırlı olması gerektiği kuşkusuzdur.
“Somut olayda idare ve ilk derece mahkemesi, başvurucunun ifade özgürlüğü ile kamu düzeninin korunması amacı arasında bir denge kurmaya çalışmamış; başvurucunun ifade özgürlüğü karşısında kamu düzeni ve anayasal ilkelere uyma yükümlülüğünün yerine getirilmesindeki üstün yararı gösterememiştir.
“İdare ve ilk derece mahkemesince sadece bir kesitten yola çıkılarak eserin üretilmesi önlenmiştir. Derece mahkemeleri başvuruya konu çekilmek istenen eseri bağlamından ve bütünlüğünden kopararak ele almış, başvuruya konu müdahalenin zorlayıcı bir toplumsal ihtiyacın karşılanması amacına yönelik ve istisnai nitelikte olduğunu ilgili ve yeterli bir gerekçeyle ortaya koyamamıştır."
Anayasa Mahkemesi bu gerekçelerle Nejla Demir'in ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmetti. Ayrıca Demirci'ye 13 bin 500 lira tazminat ödenmesine karar verdi.
Ne olmuştu?15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL sonrasında çıkartılan bir KHK’yle Muğla Bodrum’da kamu görevinde çalışan kardiyolog Yasemin Demirci ile arkadaşı Engin Karataş meslekten çıkartıldı. Yasemin Demirci yönetmen Nejla Demirci’nin kardeşiydi. Bunun üzerine Nejla Demirci, kardeşinin ve Karataş’ın hak arama mücadelesi üzerinden bir belgesel film çekmeye karar verdi. Ancak Temmuz 2017'de belgeseline başlayan yönetmen Demirci, çekimler için izin başvurusu yaptığı Bodrum Kaymakamlığından izin alamadı. İzin alamadığı gibi eylemler sırasında kolluk kuvvetlerinin müdahalesiyle engellendi. Bunun üzerine Muğla 1. İdare Mahkemesine dava açtı. Demirci dilekçesinde belgesel sinemacı olduğunu, bu alanda birçok eserinin bulunduğunu, OHAL KHK’leri ile kamu görevinden çıkarılan kişilerin sorunlarına dikkat çekmek amacıyla belgesel film çekmek istediğini, bu süreçte kolluk tarafından sürekli engellendiğini, belgesel film çekiminin izne tabi olmamasına karşın yine de kaymakamlıktan izin talep ettiğini ancak kaymakamlığın OHAL’i gerekçe göstererek izin talebini reddettiğini, işlemin hukuka aykırı olduğunu ve ekonomik karşılığı olan faaliyetinin de engellendiğini belirterek anayasal haklarının ihlal edildiğini ileri sürdü. Kaymakamlık ise savunmasında Nejla Demirci’nin izinsiz protesto eylemlerine katıldığını ve asıl amacının propaganda olduğunun tespit edildiğini iddia etti. Mahkeme ise davanın reddine karar verdi. İstinaf başvurusu da reddedilen Demirci konuyu AYM’ye götürdü. |
Nejla Demirci hakkında1971 Ağrı doğumlu. Anadolu Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nü bitirdi. Uzun yıllar çeşitli hizmet sektörlerinde çalıştı. 1998'den bu yana resim yapıyor, yan flüt çalıyor. 2010'da endüstriyel kirliliğe teslim edilmiş Ergene Nehri için mücadele ederken, bu nehir hakkında bir belgesel film yapma kararı aldı. İlk belgeseli olan Gündöndü'nün sinemasal seyirliğin ötesine geçen bir yolculuğunun olması onu başka belgeseller yapmaya yöneltti. |
(HA)