Sosyal Değişim Derneği'nin "Medyada nefret suçları" başlığıyla düzenlediği panele konuşan İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Aslı Tunç, en güçlü kültürel iletken olan medya, nefret söyleminin yaygınlaştırılmasında hala etkili olduğunu açıkladı.
İstanbul Beyoğlu'daki Karakedi Kültür Merkezi'nde dinleyicileriyle buluşan Doç. Dr. Aslı Tunç, genelde milliyetçi bir yapıya sahip medyanın homofobik, yabancı düşmanı veya ırkçı dil kullanılmasının uzun vadede hedef alınan kişi ya da grupları tedirginleştirdiğini ve sessizleştirdiğini söyledi.
"Unutmayalım ki marjinalleştirilen gruplar hedef oluyor"
"Hedef alınan kişi veya gruplar, demokrasinin olmazsa olmazı olan sosyal ve siyasal yaşama katılım şanslarından feragat etmek zorunda kalıyorlar. Bu ırkçı ve hedef gösterici dil kullanımı zaman zaman düşmanlaştırılan ve marjinalleştirilen grupların üyeleri ya da mekanlarına yönelik saldırılarla sonuçlanabiliyor."
Tunç, 30 kadar dinleyicinin katıldığı dündü (13 Ekim) tartışma etkinliğinde, Hrant Dink cinayetini azmettirmekle yargılanan Yasin Hayal'in bile, Dink ile ilgili edindiği yanlış intibahı medya aracılığıyla edindiğini duruşmada söylediğini kaydetti.
"Yazmadan önce düşünülmeli..."
Tunç, yaygın medyada rastlanan bu tarz söylemlere, Zaman gazetesi yazarı Ali Bulaç'ın, Mayıs ayında, Irak ve Afganistan'daki kitle katliamlarını eşcinsellerin yaptığını iddia etmesi gibi çeşitli örneklere yer verdi; bunun toplumda yol açtığı tehlikelerin önceden dikkate alınmasını istedi.
Şu anda bu tür söylem ve suçlara karşı meslek örgütlerinin etkin bir yaptırım geliştiremediklerini kaydeden Tunç, "Medyanın sokak kavgasına itmesini ve farklılıkları ayrıştırıcı birer faktör olarak işlemesine daha fazla izin vermemeliyiz" diye konuştu. (EÖ)