İnsan Hakları Araştırma Derneği (İHAD) 11- 18 Mayıs tarihleri arasında Hatay'ın Antakya, Kırıkhan ve Reyhanlı ilçelerinde yaşayanlar ve sığınmacılarla yaptığı yüzyüze görüşmeler sonucu hazırladığı Reyhanlı İnceleme Raporu’nu yayınladı.
Reyhanlı’nın demografik, ekonomik ve siyasi yapısı; saldırının etkileri, bölgedeki sığınmacıların durumunun ifade edildiği yedi sayfalık raporda İHAD’ın önerileri de yer alıyor.
Rapordan satır başları şu şekilde:
“Reyhanlı'nın Suriye ile akrabalık bağı var"
Demografik, ekonomik ve siyasi yapı
* Hatay ilinin Suriye sınırına sıfır noktasında bulunan ilçelerinden biri olan Reyhanlı, Cilvegözü sınır kapısına 10 km uzaklıkta.
* Araplar, Kürtler, Türkler, Çerkezler ve sınırlı sayıda Arap Alevileri’in bir arada yaşadığı Reyhanlı nüfusunun yüzde 60-65’ini Sünni Araplar, yüzde 10-15’ini Sünni Kürtler, yüzde 5’ini de Çerkezlerin oluşturduğu tahmin ediliyor.
* Tarıma dayalı ekonomiye sahip Reyhanlı’nın sınırın sıfır noktasında olması nedeniyle sınır ve akaryakıt ticareti önemli gelir kaynağı.
* Sınırın sıfır noktasında bulunması ve ilçe halkının önemli bölümünün Suriye’de akrabalarının oluşu ikili ilişkilere canlılık kazandırıyor. Cilvegözü sınır kapısına yakınlığı da Reyhanlı’yı Suriye ile en güçlü ekonomik ve insani ilişkilerin sağlandığı ilçe yapıyor.
* Ağırlıklı bir nüfusa sahip Sünni Arap toplumunun aşiret yapısına dayalı yaşam tarzı bulunmasının yanında farklı etnik gruplarca ortaklaştırılan ‘’Reyhanlılık’’ üst kimliğine dayalı güçlü bir aidiyet duygusunun varlığından söz ediliyor.
“Sığınmacılar Suriye’ye dönmek zorunda kaldı”
Saldırının etkileri
* Suriye iç savaşının etkilerinin görüldüğü, çok sayıda sığınmacının olduğu Reyhanlı’da son iki yılda sığınmacılar ile ilçe halkı arasında toplumsal bir gerginliğin yaşadığı görülüyor.
* Patlama sonrası bazı gruplar saldırının sorumlusu olarak Suriyeli sığınmacıları hedef gösterip Suriye plakalı bazı araçları tahrip ettiler. Sığınmacıların patlamalardan sonra evlerine kapandığı ve büyük bir korku yaşadığı anlatılıyor.
Öyle ki toplumsal önyargı ve tepkisellikten çekinen sığınmacıların büyük kısmının Suriye’ye geri dönmek zorunda kaldığı, (5 bin civarında oldukları tahmin edilmektedir) azımsanmayacak sayıdaki başka grupların da Antakya ve Kırıkhan’a gittikleri belirtilmiştir. Ülkelerine dönseler de can güvenliği bulunmayan Suriyeliler, muhaliflerin kontrolü altındaki bölgelere sığınarak ve derme çatma barınaklar yaparak hayata tutunmaya çalışmaktadır.
* Saldırılar sonrası sığınmacılar yönelik bazı yerel ve ulusal basın organlarının başlattığı linç girişiminden sadece Suriyeli siviller değil aynı zamanda Reyhanlı halkı da büyük zarar gördü. Geliştirilen nefret söyleminin yardımlaşma ve dayanışma duygularını zedelediği ve gerçek dışı yayınlar yüzünden Reyhanlı halkının rahatsız olduğu dile getiriliyor.
Gerçekleşen kitlesel saldırıların Reyhanlı halkı üzerinde şok etkisi yaptığı ve toplumsal psikolojinin sarsıldığı kabul edilmekle birlikte hiçbir gerekçenin sığınmacılara suçlu muamelesi yapılmasını ve nefret söylemini meşrulaştıramayacağı bilinmeli.
“Sığınmacılar yerleşik hayatın parçası”
Bölgedeki sığınmacıların durumu
* Suriye’deki savaş ve çatışma ortamından kaçarak Türkiye’ye sığınan Suriyeliler için Altınözü, Yayladağı ve Reyhanlı’da mülteci kampları kuruldu. Bölge halkı ile akrabalık ilişkileri, dil sorunu yaşanmaması gibi etkenler çok sayıda Suriyeli ailenin de bölgede ev kiralamasını sağladı. Reyhanlı’da kiralık emlak konutlarının ücretlerinde üç-dört kat artış görüldü.
* Sınır bölgelerindeki sığınmacıların sınır geçişlerindeki belirsizliklerden de yararlanarak ülkelerindeki tarım arazilerine gidip elde ettikleri tarım ürünlerini Türkiye tarafında satarak geçimlerini sağlamaya çalıştıkları ifade edilmektedir. Bu tür uygulamalar bir ihtiyaç olarak görülse de can güvenliği açısından ciddi riskler taşıyor.
* Reyhanlı, Altınözü, Yayladağı, İskenderun ve Kırıkhan ilçeleriyle Antakya merkezde Suriyeli sığınmacı sayısı büyük boyutlara ulaşmış ve yerleşik hayatın bir parçası haline gelmişlerdir. Sığınmacılarla kent sakinleri arasında baş gösteren kültürel farklılıklar beraberinde çeşitli sorunların yaşanmasına neden olmuş, zaman zaman kitlesel gerginlikler baş göstermiştir. Kent sakinlerince son saldırılar dışında bugüne kadar küçük ölçekli ve kontrol edilebilir anlaşmazlıkların yaşandığı ifade edilmektedir.
* Sığınmacılar arasındaki ideolojik ve dini gruplaşmaların bir sonucu olarak sığınma merkezlerinde rejim yanlılarının yanı sıra muhalif grupları destekleyen çevreler de bulunuyor.
* Suriyeli sığınmacıların ilçeye yerleşmesiyle birlikte iş kurma girişimleri neticesinde küçük esnafın zor durumda kaldığına dair gözlem yapılmış, bazı işkollarında haksız rekabet yaşanmış ve işgücü piyasasında belirgin ücret düşüşleri görülmüştür.
“Cinsel istismar yaşanıyor”
* İlçede, Suriye vatandaşlarıyla evlilik oranlarının savaş öncesi koşullar dikkate alındığında iki-üç katına çıktığı, evliliklerde ciddi yaş farklarının yaşandığı ifade edilmektedir. Dolayısıyla sığınmacıların içinde bulundukları dezavantajlı konumdan yararlanmak isteyenlere dikkat çekiliyor. Özellikle sığınmacı kadın ve kız çocuklarının cinsel istismara açık bir durumda olduğu görülmektedir.
* Suriyeli sığınmacıların Reyhanlı’daki barınma yoğunluğu sonucu sağlık kurumlarına ek personel gönderilmiş ancak bu yeterli görülmemiştir. Sağlık personelinin yetersizliği ve iş yükünün ağırlaşması ciddi sorunlara neden olmaktadır. Suriyeli sığınmacıların barınmakta olduğu kamplarda haftada dört gün Türkçe ve üç gün Arapça eğitim verilmektedir. Kamp dışında kalanlar için sığınmacılar kendi okullarını açmışlar ve kendi öğretmenleriyle eğitim-öğretim faaliyetini sürdürmüşlerdir.
* Türkiye’nin 1951 tarihli BM Mültecilerin Statüsüne Dair Cenevre Sözleşmesi’ne koyduğu coğrafi çekince nedeniyle Avrupa ülkeleri dışından gelen sığınmacılara mülteci statüsü verilmemekte, geçici ikamet hakkı tanınmaktadır. Dolayısıyla Suriyeli sığınmacıların kamu idaresi tarafından “misafir” olarak kabul edilmesi, bu kişilere geçici koruma hakkı sağlamakta ancak sığınmacılara herhangi bir yasal statü kazandırmamaktadır.
“Savaşın travmasına karşı sosyal destek”
Öneriler
* Türkiye ve Suriye sınırının etkin şekilde denetlenmeli ve sınır güvenliği sağlanmalı.
* Sığınmacıların barınacağı yeni kamplar kurulmalı ve bu kamplar Hatay gibi sınır kentlerinden farklı olarak daha iç kesimlerde inşa edilmeli.
* Sığınmacıların temel insani ihtiyaçlarının yanı sıra barınma, eğitim ve sağlık gibi gereksinimleri de yeterli düzeyde karşılanmalı.
* Reyhanlı saldırılarında hayatını kaybedenlerin yakınlarına ve yaralıların ailelerine yönelik hızlı biçimde psiko-sosyal destek sağlanmalı.
* Siyasetçilerin, medyanın ve sivil toplum temsilcilerinin ırkçı, ayrımcı ve nefret içerikli söylemi kesinlikle terk etmeli ve insan hakları değerlerine göre bir ifade biçimi geliştirilmeli.
* Sığınmacıların uluslararası koruma hükümlerinden eksiksiz olarak yararlandırılması bakımından statüleriyle ilgili belirsizlik giderilmeli.
* Hatay ekonomisinin yeniden canlandırılması ve ilave önlemlerin alınması amacıyla kamu idaresinin gerekli adımları atması beklenmeli.
* Savaşın hem sığınmacılar üzerinde ve hem de bölge halkı üzerinde yarattığı travmayı hafifletecek sosyal destek programları geliştirilmeli ve uygulamaya sokulmalı.
* Hatay’ın barış kenti olarak bundan sonra da tüm dini ve etnik kimlikleriyle ortak bir geleceğe ilerlemesini güçlendirmek üzere gerekli adımlar atılmalı. (BK/AS)