Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) önceki Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) serbest bırakılmasına dair kararının uygulanması beklenirken, yargılandığı başka bir davadan aldığı hapis cezası onandı.
İki yıldan fazladır Edirne F Tipi Cezaevinde tutuklu bulunan Demirtaş, 4 yıl 8 aylık hapis cezasının dün İstanbul Bölge Adliye [istinaf] Mahkemesi 2. Ceza Dairesince onanmasının ardından, hapiste artık hükümlü olarak bulunuyor.
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi tahliye talebini reddetmişti ancak bundan sonra tahliye kararı verse de Demirtaş hapisten çıkamayacak. Hapiste kaldığı süre cezasının infazına sayılsa dahi hapiste tamamlaması gereken en az 1,5 yıllık bir süre kalıyor.
AİHM’in Ankara’daki dosyayla ilgili tahliye kararı vermesinin hemen ardından Demirtaş’a hüküm verilmesiyle ilgili bianet’e konuşan İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel, istinaf mahkemesine hitaben, “Demirtaş dosyasının sırası mıydı?” diye sordu.
Yücel, AİHM kararlarının, Anayasa’nın 90. maddesi uyarınca bağlayıcı olduğunu ve uygulanmaması gibi bir seçeneğin olmadığının da altını çizdi.
“Hangi el bu dosyayı öne aldı?”
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, neden Demirtaş dosyasını görüşüp karara bağladığını kamuoyuna açıklaması gerektiğini ifade eden Yücel, şu değerlendirmede bulundu:
“Demirtaş dosyasının önünde bekleyen başka dosyalar var mıydı?
“Sıra bu dosyaya gelmiş miydi?
“Gelmemişse hangi el bu dosyayı öne aldı?
“İstinaf mahkemesi bu soruları cevaplamalı. Demirtaş dosyasının normal gündemde sırasının geldiğini söyleyebiliyor mu? Yoksa öncesinde bekleyen yüzlerce dosya varken bu dosya öne alındıysa o zaman fazla söze gerek yok… Bu durumda, bir aklın yargıya emir verdiği gibi net bir görüntü çıkar karşımıza.
“İstinaf, kendisini töhmet altından kurtarmak, soru işaretlerini gidermek için kamuoyuna bu açıklamayı yapmalı.
“Bu pratiğe zaten alışmıştık”
Özkan Yücel, AİHM kararının temyize götürülmesinin bile, Bölge İdare Mahkemesinin diğer dosyayı görüşmesine dair zamanlaması için bir mazeret olamayacağını söyledi:
“Mahkeme, ‘Özellikle öne almadık, dosyalarımız bitmişti sırada bu vardı, ne yapsaydık’ diyemediği sürece yargının bir sopa olarak kullanıldığını kabul etmiş olacak. kaldı ki bu pratik uzun süredir kullanılıyor, alışmıştık.
Hükümetin, AİHM kararını temyiz edeceğini açıklamasına dair de Yücel şunları söyledi:
“AİHM Büyük Daire’ye her iki tarafın da itiraz etme hakkı var, itiraz yolu açıktı. Ancak kararın uygulanmasının durdurulması söz konusu değil. Anayasa’nın 90. maddesi gereğince Hükümetin yerine getirmesi gereken yükümlülükler var. Sözleşmeyi imzalayan tüm devletler gibi… ‘Kararı uygulamıyorum’ deme şansınız yok.
Önce AİHM sonra istinaf açıkladı
Demirtaş’ın avukatlarından Mahsuni Karaman bianet’e yaptığı açıklamada, mahkumiyet kararının onanmasının, AİHM’in “yargının siyasallığına” değindiği 18. maddeden verdiği ihlal kararının da teyidi olacağını belirtmişti.
İki karar arasındaki bağlantı gün gün şöyle:
7 Eylül: Demirtaş, eski HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ile birlikte “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davada 4 yıl 8 ay hapse mahkum edildi.
25 Ekim: Mahkumiyet kararı incelenmek üzere İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine [istinaf] ulaştı.
16 Kasım: AİHM, Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nin tutukluluk kararına karşı Demirtaş’ın başvurusunun sonucunu 20 Kasım’da açıklayacağını duyurdu.
Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaman Akdeniz, bianet’e yaptığı açıklamada, bu kararın zamanlamasına dikkat çekmişti: “AİHM normalde 10 gün hatta 3 hafta önceden hangi kararları açıklayacağına dair program yayınlıyor. Demirtaş kararı, son programında yoktu. Demirtaş kararının bugün [20 Kasım] açıklanacağı, Cuma günü [17 Kasım], akademisyenlere düzenlenen gözaltı operasyonu sonrası duyuruldu.”
19 Kasım: İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde verilen mahkumiyet kararı, istinaf tarafından ön incelemeye alındı.
20 Kasım: AİHM, Demirtaş’ın “siyasi saikle hapsedildiğini” ifade ederek tahliye edilmesine hükmetti. Aynı gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “AİHM kararları bizi bağlamaz. Biz karşı hamlemizi yapar, işi bitiririz” dedi.
30 Kasım: Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi, tahliye başvurusunu reddetti.
4 Aralık: üzere İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, mahkumiyet kararını onayarak cezayı kesinleştirdi. (AS)