“Vatanı Çin, Japonya olan park ve bahçelerde yetiştirilen güzel çiçekleri olan süs bitkileri. Sonbahardan kışa kadar çiçek açar. Sarıdan kırmızıya kadar çeşitli renklerde iri ve katmerli çiçekleri vardır. Büyüklükleri ve şekilleri türlerine göre farklıdır.”
Tarımsal Bilgi Paylaşım sitesi Ziraatçi'de Kasımpatı hakkında bunlar yazıyor.
Ancak bir çokları için Kasımpatı 10 Kasım’ı, dolayısıyla Atatürk’ü ifade ediyor. Atatürk’ün en sevdiği çiçek, kendi ölüm yıl dönümünde en çok “koklanan” çiçek oluyor.
Bu sabah öğretmeni "Pazartesi okula kasımpatıyla gelin" dediği için çiçekçileri dolaşan, ancak okula gittiği saatte açık çiçekçi bulamayan Gülseren gibi sayısız öğrenci bugün okula kasımpatı götürme telaşındaydı.
"Kasım'ın çiçeği kasımpatı"
Taksim meydanındaki çiçekçilerden Derya Baran (54) bugün çok kasımpatı sattığını söylüyor.
“Kasım 1 dedin mi tezgahlar kasımpatı dolar. Çünkü hem 10 Kasım hem de Öğretmenler Günü bu ayda. Öğrenciler de Atatürk ve öğretmenleri için kasımpatı alırlar.”
37 yıllık çiçekçi Baran’a Gülseren’in hikayesini anlatıyorum. “Kasımpatıyı en çok çocuklar alır. Bugün de öyle oldu. Keşke o kız bizden alsaydı çiçeğini de ağlamasaydı” diyor.
"Sizce öğretmenler çocuklara kasımpatı alsın diye baskı yapıyorlar mı?" diye soruyorum, Baran kendinden emin bir ifadeyle konuşuyor: “Olmaz öyle şey. Kasım’da kasımpatı alınır.”
Baran milli gün ve haftaları seviyor. “Çünkü” diyor, “en çok çiçeği o günlerde satıyoruz. Bugün de işler çok iyiydi. Çok kasımpatı sattım”.
Baran’ın komşusu bir başka çiçekçi kadın ise yan tezgahın aksine 10 Kasım’da işlerinin kesat olduğundan şikayetçi.
“Valla ben komşum gibi sevinemedim bugün. Neredeyse hiç satış yapmadık. Bana bir faydası olmuyor bu 10 Kasım’ların.”
52 yaşındaki çiçekçi Zehra: “Her gün mis kokuların içindeyiz ama cebimiz güzel kokmuyor.”
"Anma deyince aklıma kasımpatı değil, karanfiller geliyor"
Taksim meydanında, elinde kasımpatı demetlyle yürümekte olan Özden Öğretmenle (32) konuşuyorum. Çok kibar bir ifadeyle teklifimi kabul ediyor.
Öğrencisinin verdiği kasımpatıları evine götüren ilkokul öğretmenine çiçekleri öğrencisi Anıtkabir’den getirmiş.
“Cuma günü öğrencilerime Anıtkabiri ziyaret etmelerini söyledim. Topluca Ankara’ya gitmişlerdi. Bir tanesi çok sevmiş orayı ve bana çiçek almak istemiş. Çok mutlu oldum.”
Özden öğretmene “diğerlerinin çiçek almaması bu seyahatten memnun kalmadıkları anlamına gelir mi” diye sormuyorum.
Öğrenciniz neden özellikle kasımpatı aldı size diye sorduğum öğretmen “bilmem, kokusu yüzünden olabilir” şeklinde yanıt veriyor. Atatürk’ün en sevdiği çiçek kasımpatıymış dediğimdeyse mahcup bir ifadeyle “bilmiyordum” diyor.
“Atatürk deyince benim aklıma karanfil geliyor. Anmalarında da hep karanfiller görüyorum etrafta.”
Akşam Gülseren'le konuşuyorum. Okula üzgün gittiğini söylüyor.
"Herkes çiçek almıştı ve öğretmenim çiçeklerin hepsini Atatürk büstünün etrafına koydu. Sonra da şiirler okundu. Çiçeği olmayan bir tek ben vardım."(BÇ)