Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle yazılı bir açıklama yaptı. Bilgin gazeteciler arasında yürüttükleri araştırmanın sonuçlarını paylaştı.
10 Ocak’ın gazetecilerin çalışma şartlarını belirleyen, ekonomik haklarını düzenleyen 212 sayılı Basın İş Kanunu’nun yürürlüğe girişinin yıl dönümü olduğunu hatırlattı. Kanunun 63 yıldır yürürlükte olduğunu belirten Bilgin “Ama uygulanmıyor” dedi.
Bilgin “Çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve yasal güvenceye alınmasının yıl dönümü gazetecinin bayramıydı. Çünkü yasa demek güvence demekti. Şimdi ne Anayasa ne de onun uygulanması için en yüksek yargı organı olan Anayasa Mahkemesi’nin kararları dikkate alınıyor. Her alanda hukuk tanımazlık var ama gazetecilikte çağ dışı bir hukuka tabiyiz. Böyle bir gün kimin bayramı olabilir? Elbette gazetecilerin değil” dedi.
10 OCAK ÇALIŞAN GAZETECİLER GÜNÜ
"Gazetecilik bir dolu kredi kartı borcu ve bir dizi kronik sağlık sorunu getirdi"
"Uzun tutukluluk adeta yeni cezalandırma yöntemi oldu"
Ardından da Türkiye’nin basın özgürlüğünde 180 ülke arasından 165. sırada olduğunu hatırlattı:
“Yargıçların keyfi kararlarla tutuklama çıkarması olağan karşılanıyor, meslektaşlarımızın terörle bile yargılansalar aylarca tutuklu kaldıktan sonra ilk mahkemede delil yetersizliği ile serbest kalması sıradanlaştı. Uzun tutukluluk adeta yeni cezalandırma yöntemi oldu. Sansür yasası ile gazeteciler haber vermeye bile korkar hale getiriliyor.
“Bir dönem meslektaşlarımız için bayram olan 10 Ocak’lar artık matem gününe dönüşmüş durumda. Bu özel güne anlamını veren Basın İş Yasası uyarınca sigortası yapılmayan, yasal çalışma süresinin üzerinde, günde 13 saatten fazla çalışmaya zorlanan buna karşılık asgari ücret ve altında maaş alan binlerce gazeteci kaygıyla yaşıyor. İş güvencesi yok, insanca maaş yok, yasal mesai yok, sendika hakkı yok, özgürce haber yazabilmek yok…
Peki ne var? Her gün tehdit var, saldırıya uğrama tehlikesi var, otosansürün ağırlığı var, mahkeme var, sansür yasası var, üç kuruşa köle gibi çalışmak var, sigortası bile yapılmadan işinden olmak var… Yıllardır uyarıyoruz, maalesef bugün en dip noktadayız. Gazeteciler bu yaşam ve çalışma şartlarından kurtulmadan hiçbir gündem gerçeği yansıtamaz. Bu şartlar altında bile bugün hala nitelikli ve doğru haber alabiliyorsak onurlu gazetecilerin her gün bu şartlara direnerek mesleklerine bağlılıkta ısrar etmesi sonucundadır.”
Gazetecilerin maaşı 20 bin TL sınırına kadar
Bilgin, Demokrasi için Medya/ Medya için Demokrasi Projesi kapsamında Mesleki Memnuniyet Araştırmasının ilk sonuçlarını da paylaştı. Araştırmaya göre gazeteciler asgari ücretin altında maaş alıyor, hukuki güvenceden ve gelecek umudundan yoksun, tehdit, şiddet ve sansür sarmalında, cezalandırılma ya da işsiz kalma endişesi yaşayarak mesleğini sürdürmeye çalışıyor.
Araştırmaya katılan 350’den fazla gazeteci fazla mesai, ücretler, sigortalılık durumlarını bildirdi. Gazetecilerin yüzde 79’unun maaşı 20 bin TL sınırına kadar. Yüzde 57’si yasal çalışma süresi olan 8 saatin üzerinde mesai yapıyor. Yüzde 17’si ise günde 13 saat ve üzerinde çalıştığını belirtiyor. Gazetecilerin fazla mesai ücretini ise alamıyor.
Gazetecilerin yüzde 40’tan fazlası asgari ücret ve altında maaş alıyor. Araştırmaya katılan her 10 gazeteciden biri, medya şirketinde çalışmasına karşın basın sigortasının yapılmadığını söylüyor.
(HA)