CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele V. Ulusal Eylem Planı”na (2026–2030) ilişkin Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’nin Resmî Gazete’de yayımlanmasının ardından yazılı bir açıklama yaptı. İktidarın kadına yönelik şiddetle mücadelesini eleştirdi.

İl il 25 Kasım eylemleri: Öfkeni, isyanını, direncini al gel

Erdoğan'dan "aile" açıklaması: Kadına yönelik şiddet, aileye vurulmuş darbedir
Nazlıaka, kadına yönelik şiddetle mücadelenin “kâğıt üzerindeki planlarla” yürütülemeyeceğini vurgulayarak,
“Kadına yönelik şiddetin arttığı, her gün en az iki kadın cinayetinin yaşandığı bir ülkede hazırlanan her eylem planı, uygulanmadığı sürece kâğıt üzerinde kalmaya mahkûmdur” dedi.
Genelgenin, sahadaki tabloyu değiştirmeyen politikaların üzerini örtemeyeceğini söyleyen Nazlıaka, “Kadına yönelik şiddetle mücadele; ‘mış gibi’ yaparak değil, samimi bir siyasi iradeyle mümkündür. Bir gece ansızın İstanbul Sözleşmesi’nden tek adam iradesiyle çekilen bir iktidarın bugün ‘sıfır tolerans’ demesi toplumda karşılık bulmamaktadır” ifadelerini kullandı.
“Türkiye’de gerçek tablo ortada”
Nazlıaka, Türkiye’de kadına yönelik şiddete ilişkin tabloyu şöyle özetledi:
· Ülkede bir “cinskırım” yaşandığını, her yıl yüzlerce kadının öldürüldüğünü ve şüpheli kadın ölümlerinin arttığını,
· Resmî verilerin şeffaf biçimde paylaşılmadığını, kadın örgütlerinin hükümetin yapması gerekeni yaparak çetele tuttuğunu,
· 6284 sayılı kanuna yönelik saldırıların sürdüğünü, koruma kararlarının etkin uygulanmadığını,
· CHP’li belediyelerin kadınları güçlendiren politikalarının sistematik biçimde engellenmeye çalışıldığını,
· Cezasızlık algısının kadın cinayetlerini besleyen en kritik sorun olmaya devam ettiğini belirtti.
Nazlıaka’nın çözüm önerileri
Nazlıaka, kadına karşı şiddetle gerçek bir mücadele için atılması gereken adımları da sıraladı:
· İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönülmesi,
· Kadını hayatın her alanında güçlendiren, pozitif ayrımcılık içeren politikaların uygulanması,
· Şeffaf ve düzenli veri paylaşımı,
· Etkin ve caydırıcı cezalar verebilen bağımsız bir yargı,
· Muhalif belediyelerle mücadele değil, eşgüdüm içinde çalışma,
· Kadın örgütlerinin karar alma süreçlerinde söz sahibi kılınması,
· Sığınakların, cinsel şiddet kriz merkezlerinin ve 7/24 çalışan şiddet hatlarının yaygınlaştırılması,
· Toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı bütçeleme yapılması ve kadın yoksulluğuyla mücadele eden politikaların hayata geçirilmesi.
“Şiddetin panzehri eşitliktir” diyen Nazlıaka, İstanbul Sözleşmesi’nde de tarif edildiği üzere kadına yönelik şiddetin önlenmesi, önlenemediğinde korunması, korunamadığında ise etkili ve caydırıcı cezalar verilmesi gerektiğini vurguladı:
“Kadınlar artık söze değil, samimiyete bakıyor.”
“Gerçek eşitliği biz getireceğiz”
Cumhuriyet Halk Partisi’nin “bu ülkeye yeniden gerçek eşitliği ve adaleti getirecek iradenin adı” olduğunu söyleyen Nazlıaka, ilk seçimlerde iktidara gelerek, kadınların yaşam hakkını güvence altına alan, şiddeti önleyen ve caydırıcı mekanizmaları kararlılıkla işleten bir düzen kuracaklarını ifade etti.
Nazlıaka son olarak şöyle dedi:
“Bu ceberut iktidarı gönderinceye kadar biz dayanışmayı yaşatacağız, dayanışma da bizi yaşatacak. Yaşasın kadın dayanışması!."
Erkek Şiddeti Veritabanı, Avrupa Birliği'nce eş finanse edilen ve Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği (CEİD) tarafından yürütülen ‘Türkiye’de Katılımcı Demokrasinin Güçlendirilmesi: Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin İzlenmesi Projesi Faz III LOT I’ kapsamında hayata geçirildi.
Veritabanına https://erkeksiddeti.org/adresinden ulaşabilirsiniz.
(EMK)










