NATO üyesi ülkelerin liderleri 9 – 11 Temmuz günlerinde Kuzey Atlantik askeri ittifakının 75. yıldönümünü kutlamak üzere ABD'nin başkenti Washington D.C.'de bir araya geliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da yarın bu zirve için ABD'ye gidecek. İletişim Başkanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, Erdoğan'ın, zirve kapsamında katılımcı bazı devlet ve hükümet başkanlarıyla ikili görüşmeler gerçekleştirmesi öngörülüyor.
75. yılında NATO, eski NATO mu?
Gözlemciler, Atlantik ittifakının 75 yıl boyunca hiçbir zaman bu kadar genişlemiş ve bu kadar odaklanmış ancak aynı zamanda dışarıdan ve içeriden bu ölçüde potansiyel varoluşsal tehditlerle de karşı karşıya olmadığına işaret ediyor.
Rusya'nın Ukrayna'yla savaşı, Çin'in giderek saldırganlaştığı algısının icaplarıyla başa çıkmanın zorlukları ve Gazze'de süre giden İsrail-Filistin çatışmasının açmazlarının yanında içeride, kimi kilit üyelerin müttefiklerini savunma kararlılığı sorgulanmaya başlıyor.
Dahası ABD Başkan Joe Biden'ın, NATO'ya kuşkuyla yaklaşan selefi Donald Trump'ı kasım seçimlerinde yenerek ittifakın en güçlü üyesinin yeniden başına geçebileceği konusundaki belirsizlik NATO kurmaylarını derin derin düşündürüyor.
Biden'ın başa çıkamadığı siyasal sorunlar hem ABD'de hem de dışarıda kaygılar doğururken ve Avrupa'da özellikle Fransa ve Macaristan aşırı sağcılığın yükselişi karşısında kendi iç sorunlarıyla boğuşurken "istikrar", NATO düzeninin başlıca gailesi olarak öne çıkıyor.
AP'nin yorumcuları zirvede önem taşıyacak noktaları şöyle sıralıyor.
▶ Biden. Johns Hopkins Üniversitesi Amerikan-Alman Enstitüsü başkanı Jeff Rathke, "Kasım seçimlerinin sonucu[nun] NATO için son derece önemli [olduğunu] ve ittifaktaki hemen hemen tüm devlet ve hükümet başkanları[nın], bunu tartışmayı reddetseler bile aynı şekilde düşün[düklerini]" söylüyor.
Trump'ın Beyaz Saray'a geri dönme ihtimali, ABD'nin NATO veya Ukrayna'ya taahhütlerini azaltabileceği veya tamamen çekebileceğinden korkan pek çok Avrupalıyı alarma geçiriyor.
Rathke, "Biden'ın NATO mevkidaşlarının bu sonucu etkilemek için yapabileceği hiçbir şey yok, dolayısıyla ittifak için kritik [önemi] olan ancak üzerinde kontrol sahibi olmadıkları bir sürecin gözlemcisi olmak gibi rahatsız bir konumdalar" dedi.
NATO'yu güçlendirdiği ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e direndiği için itibar kazanan Biden, zirvede kendine olan güveninin ve yeterliliğinin sergileneceğini söylese de NATO'nun fiili başkanı ya da ittifakın en önemli üyesinin başkomutanı olarak göreve uygunluğuna ilişkin artan kaygıları bastırmak için muazzam bir baskı altında olacak.
Rathke, "(Trump'ın) ne yapabileceğinin ve bunu görevde kaldığı takdirde ne kadar hızla gerçekleştirebileceğinin öngörülemezliği[nin] insanları tedirgin [ettiğini]" düşünüyor. "Kazanması NATO için önemli bir sarsıntı olacak" diyor.
▶ Keir Starmer. NATO Zirvesi, Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer'ın seçimlerde büyük bir zafer kazanmasından sadece birkaç gün sonra dünya sahnesine ilk çıkışı olacak. Biden'la ilk yüz yüze görüşmesini de çarşamba günü Beyaz Saray'da yapacak.
Yeni Birleşik Krallık başbakanı hem NATO'ya hem de Ukrayna'ya güçlü desteğin devam edeceğine dair işaretler verse de seçmen tabanında Batı'nın İsrail'in Gazze savaşına verdiği desteğe yönelik güçlü muhalefetin yanı sıra, sağın da seçimden kazanımlarla çıkmış olmasının Starmer'ın aklına estiği gibi hareket etmesini sınırlayan frenler olarak iş görebileceğine dikkat çekiliyor.
▶ Dahası Fransa'da Macron'un NATO'cu merkez partisinden daha büyük güçle NATO'yla ilişkileri eleştiren sol ve sağ muhalefetin Ulusal Meclis'te sandalye sayılarını artırması, Fransa'nın NATO'nun temel direklerinden biri olmaya devam edip etmeyeceğini tartışılır kılıyor.
▶ Macaristan'da Orban'ın Putin'le artan yakınlaşması ve Türkiye'deki Erdoğan rejiminin Kremlin'le kardeşçe ilişkileri NATO'nun doğu ve güneydoğusundaki zaaf noktaları olarak okunuyor.
NATO’nun geleceği
Rusya'nın 2022'de Ukrayna'yı işgalinden bu yana NATO Finlandiya ve İsveç'i içine alarak üye sayısını 32'ye çıkarırken Baltık ülkeleri, Polonya ve Çek Cumhuriyeti Ukrayna'ya ve bir kurum olarak NATO'ya desteklerini artırsalar da, NATO, politikalarının oybirliğiyle belirlenmesi esası dolayısıyla başkentlerdeki siyasi çalkantılar dolayısıyla kırılganlığını sürdürüyor. .
Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi'nin Avrupa, Rusya ve Avrasya programı direktörü Max Bergmann “Bu NATO zirvesi bazı açılardan hem en iyi hem de en kötü zamanlar olarak geliyor." diye düşünüyor. "İttifakın neyle ilgili olduğunu bilmesi açısından en iyi zamanlar, ama bu, Ukrayna'daki savaş, Avrupa'nın savunma harcamalarını artırmanın getirdiği zorluklar ve ABD'nin güvenilirliğine ilişkin endişeler yüzünden aynı zamanda en kötü zamanlardan biri." diyor.
Ve Çin
NATO üyeleri Çin'in kimi araç ve teknoloji satışının, Moskova'nın Ukrayna'da savaş yürütmek için Rusya'nın savunma sanayii üssünü yeniden inşa etmesine olanak tanıdığı iddiasında.
Beycin'in Avrupa ülkeleriyle daha geniş ticari ilişkiler arayışına girişi özellikle ABD'yi gerdi ve Çin'i Avrupa güvenliğini tehdit eden politikalar izlemesi konusunda uyardı.
NATO üyesi olmamakla birlikte Avustralya, Yeni Zelanda, Japonya ve Güney Kore'den liderler veya üst düzey yetkililer, Çin'in Güney Çin Denizi ve ötesinde oluşturduğu iddia edilen tehdit algısı dolayısıyla "Çin tehditleriyle başa çıkma" yollarına ilişkin tartışmalarda yer almak üzere peş peşe üçüncü yıl NATO zirvesine katılıyorlar.
(AEK)