Ardından dün Erzurum Ülkü Ocakları7 bin kişilik bir "Bayrağa Saygı" mitingi düzenledi. İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun istifası istenen mitingde konuşan Ülkü Ocakları Başkanı Zeka Kaya "Bayrağımıza karşı yapılan bu çirkin saldırıları unutmayacağız. Eğer unutursak, namus da bayrak da bize haram olsun" dedi. Ardından da PKK bayrağı yakıldı.
Bu arada Mersin'de çıkan olaylarda eylemcilerin bayrağı yakmasını engelleyen güvenlik görevlisi de İçişleri Bakanlığı'nca "üstün görev anlayışı" sergilediği gerekçesiyle 1,563 YTL ile ödüllendirildi.
Türkiye bir "bayrak savaşı" daha yaşarken, başta DEHAP Genel Başkanı Tuncer Demirhan ve Demokratik Toplum Hareketi kurucularından Leyla Zana olmak üzere, aralarında yayıncı Ümit Fırat'ın da bulunduğu Kürt çevreleri eylemi kınadı, "bayrağa saygısızlık olmaz, bu işi yapanlar Kürt halkını temsil etmiyor" dedi.
Genelkurmay'dan sert tepki
Olayı "sert bir dille" kınayan Genelkurmay Başkanlığı ise saldırıyı "alçaklık" olarak nitelendirdi.
Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, Türk bayrağına saldırıda bulunanlar için, "sözde vatandaş" ifadesi kullanıldı. Açıklamada, saldırı için, "Haince bir davranış" denildi.Genelkurmay'ın bayrağa el kaldırmaya yeltenmenin gaflet, dalalet ve hıyanetten başka bir şekilde tarif edilemeyeceğini belirttiği açıklamasında "Dost ve düşman herkes şunu çok iyi bilmelidir ki; ne bu ülkenin bölünmez bütünlüğü ne de bu birlik ve bütünlüğün sembolü olan şanlı Türk bayrağı asla sahipsiz değildir" denildi. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ülkeyi ve bayrağı koruma ve kollamaya, bunun için gerekirse kanının son damlasını akıtmaya hazır ve yeminli olduğu da kaydedildiyazılı açıklamada, Türk bayrağına saldırıda bulunanlar için, "sözde vatandaş" ifadesi kullanıldı. Açıklamada, saldırı için, "Haince bir davranış" denildi.Genelkurmay'ın bayrağa el kaldırmaya yeltenmenin gaflet, dalalet ve hıyanetten başka bir şekilde tarif edilemeyeceğini belirttiği açıklamasında "Dost ve düşman herkes şunu çok iyi bilmelidir ki; ne bu ülkenin bölünmez bütünlüğü ne de bu birlik ve bütünlüğün sembolü olan şanlı Türk bayrağı asla sahipsiz değildir" denildi. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ülkeyi ve bayrağı koruma ve kollamaya, bunun için gerekirse kanının son damlasını akıtmaya hazır ve yeminli olduğu da kaydedildi
Bölünme fobisi hortladı
Sosyolog Nilüfer Narlı'nın konuya ilişkin görüşüyse biraz daha kapsamlı:
"Türkiye'deki gelişmelere bakarsak, semboller üzerinden yaşanan bu politik-toplumsal tepkileri daha rahat anlayabiliriz. Şu anda Türkiye'de en çok satan kitaplar Türkiye'nin sürekli olarak bazı komplolarla karşı karşıya olduğunu anlatarak 'vatan elden gidiyor' algısını tetikliyor. Diğer yandan, bölgesel gelişmelere baktığımızda, Kuzey Irak'ta yaşananların 'bölünme korkularını', 'Sevr Sendromu'nu yeniden ürettiğini görüyoruz.
Kıbrıs konusu bazı çevrelerde haksızlığa uğramışlık, en azından haksızlığa uğranabileceği hislerini uyandırıyor. Tüm bu bölgesel gelişmelere, en çok satan kitaplarda işlenen konulara baktığımızda bu tepki daha anlaşılır oluyor."
Küreselleşmeyle birlikte ulusaşırı kimliklerin, bölgesel kimliklerin oluştuğunu, güçlendiğini ifade eden Narlı, bununla birlikte ulus devletin ve ulusal kimliklerin hâlâ çok etkin ve güçlü olduğunun altını çiziyor.
"Globalleşme sürecinde bölgesel entegrasyonlar var ama bununla eş zamanlı olarak ulusal kimliklerin, mikro milliyetçiliklerin güç kazandığı bir on yıl yaşadık." (GS/AK)
.