İstanbul Üniversitesi öğrencileri, Beyazıt Kampüsü’nde yaptıkları basın açıklamasıyla yüksek lisans öğrencisi Nanaxanim Babazade’nin (Nana) derhal serbest bırakılmasını talep etti.

İl Göç Müdürlüğü önünde "Nana" protestosu: İşkenceleriniz yanınıza kalmayacak

Polis, Nana'ya tuzak mı kurdu?
Öğrencilerin aktardığına göre, Edebiyat Fakültesi yüksek lisans öğrencisi Nanaxanim Babazade, 6 Ağustos’ta Göç İdaresi’ne işlemler için gittiğinde polisler tarafından okulda çekilen görüntüler kullanılarak tehdit edildi. Arkadaşları hakkında yalan beyanda bulunmayı reddeden Babazade, 21 Ağustos’ta Kadıköy’de çok sayıda polis tarafından gözaltına alındı.
Açıklamada, Babazade’nin gözaltı sürecinde işkenceye uğradığı, çıplak arama uygulamasına maruz bırakıldığı ve daha sonra Arnavutköy Geri Gönderme Merkezi’ne (GGM) götürüldüğü öne sürüldü.
İki gün sonra Çatalca GGM’ye nakledilen Babazade’nin, burada 24 gündür vegan beslenme ihtiyacının karşılanmadığı, suya erişimde dahi sorun yaşadığı iddia edildi. Öğrenciler, Babazade’ye “gönüllü geri gönderme formu”nu imzalatmak için baskı yapıldığını da belirtti.
“Yemekhane eylemi gerekçe gösteriliyor”
Açıklamada, Babazade’nin dosyasında, geçtiğimiz yıl yemekhane zamlarına karşı yapılan ses çıkarma eyleminin gerekçe gösterildiği kaydedildi. Öğrenciler, bu eylem nedeniyle Babazade hakkında “yabancı terörist savaşçı” (YTS) koduyla işlem yapıldığını, bunun hukuksuz ve keyfi bir uygulama olduğunu savundu.
İstanbul Üniversitesi yönetiminin göçmen öğrencilerden yüksek öğrenim için ağır ücretler talep ettiğini, buna karşı haklarını savunan öğrencileri ise baskıyla sindirmeye çalıştığını öne süren açıklama şöyle:
“Üniversiteye polisleri sokarak öğrencilerin fişlenmesine yol açan yönetim, bugün doğrudan Nana’nın yaşadığı mağduriyetin sorumlusudur.”
Öğrenciler, Babazade’nin kadın ve göçmen kimliği üzerinden baskı altına alınmaya çalışıldığını dile getirerek, Azerbaycan’a geri gönderilmesinin hayatını tehlikeye atacağını söyledi. Açıklama, “Nanaxanim Babazade serbest bırakılsın! Eğitim haktır, gasp edilemez!” sloganıyla sona erdi.
(EMK)





