Diyarbakır'daki Bağlar Belediyesi'nin "Kadın intiharları ve namus/töre cinayetleri araştırması" kadınların öldürüldüğü, öldüğü vakaların yanı sıra, kadına yönelik şiddetin nasıl algılandığını da ele alıyor.
Araştırmada Diyarbakır'da 73 kişiyle yüz yüze görüşme yapılmış durumda. bianet'in görüştüğü araştırma koordinatörü Ayşe Gökkan, "İnsanların şiddeti nasıl algıladıklarını, şiddete uğramış, yaşamını kaybetmiş birini tanıdığında bunu nasıl yorumladıklarını, kendi yaşamlarında şiddeti nasıl tanımladıklarını açığa çıkarmak istedik" diyor.
Namus algısı
Görüşmelerde namus genellikle "din, toprak, ülke, kadın" olarak tanımlanıyor. Farklı yorumlar da var:
"Ailesine malına, mülküne sahip çıkmaktır", "Namusun tek başına bir anlamı yoktur olaydan olaya değişir", "Namus insanların birbirleriyle ilişkisinin olumlu veya olumsuzluğuna göre yorumlanır", "Hem kadına hem de aileye tehdit nedenidir", "Mafya-ağa filmlerine özentidir", "Bazılarına göre belden aşağıdır, haktır, her şeydir, sadece kadının cinselliği değildir", "Namus, namustur. Erkek için de kadın içinde aynıdır", "Sadece kadınlar için değil, erkekler için de yasaklar var", "Kadın erkek fark etmez; haysiyet, gurur şeref her ikisi içinde aynıdır".
İntiharın ardından "kaderinde vardı"
Görüşülenlerden kayıtlara "intihar etti" diye geçen kadınların birinci dereceden akrabaları, genellikle "Kaderinde vardı, hiçbir sorunu yoktu" diyor. Ölen kadınlar için de "sosyal, dışa açık, müzik dinlemeyi seven, hareketli, neşeli" gibi betimlemeler kullandılar.
Araştırmanın takip ettiği, kayıtlara intihar olarak geçen 18 vakadan beşi tehditle intihara sürüklenme, 13'ü farklı şiddet yöntemleri altında intihar olarak sınıflandırılıyor.
"Kız temizdi"
İntihar eden bekar kadın ve kız çocuklarının ailelerinin görüşmelerde paylaştığı ilk bilgi "kız temizdi, kimseyle bir ilişkisi yoktu, raporu var, temizdir' sözleri. Raporun yazarları, bu "temizdir" vurgusunu "namusludur" anlamında kullanıldığını söylüyor.
Görüşülen kişilerin intiharların nedenlerine dair açıklamalarıysa çeşitli: "Zorunlu göç, yoksulluk, şiddetten, dini vaazlardan yararlanmamaları, zorlanmamışsa intihar etmez, zihniyet ve mekanizmanın geç kalması, zorla evlendirme, aile baskısı, iftiradan, sevdiklerine kavuşmadığında yada sevdikleri onları aldattığında, koca, baba, erkeklerin ve adaletsiz olanların derdinden, intihar girişimiyle sevgisini ve kendini ifade etme, bunalımdan, kaderinde var, zayıf kişilerde olur, mücadele yoksa zaten intihar etmiştir."
"Kadın ev içindeki sırları dışarı verirse kınarız"
Raporun yazarları görüşmelerde " aileden okula, okuldan hastanelere, medyaya, adli mercilere kadar kurumların yapılarındaki iktidarlar arasında güç birliği açıkça ortaya çıktığını, bu güç birliğinin kadının üzerindeki şiddeti daha da mutlak hale getirdiğini" söylüyor.
"Bu ilişkiyi aile içindeki iktidar sahipleri iyi biliyorlar: 'Kadın ev içindeki sırları dışarı verirse kınarız. Bugün evliliklerimizin sürmesi buna bağlıdır. Devlet sırrı aile sırrı aynıdır.'" (TK/EZÖ)