Konferans, 25 Kasım Cumartesi günü Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi dekanı Prof. Dr. Turgut Tahranlı ve Freemuse yönetim Kurulu başkanı Maria Korpe'nin açılış konuşmalarıyla başladı. Oturumların ilki, Prof. John Baily, Shakeb Isaar, Mirwaiss Sidiqi'nin konuşmacı olarak yer aldığı Taliban döneminde neredeyse tüm müziğin susturulduğu Afganistan'da yaşanan sansür uygulamaları üzerineydi. Ardından Endonezya'da molla rejiminin gölgesindeki müzik üzerine Andrew Fuller bir konuşma yaptı. Belarus'taki sansüre dair Maya Medich ile Lemez Lomas'ın raporu oturum izleyicilerine dağıtılan "Hidden Truths" (Gizli Gerçekler) isimli raporun yer aldığı kitapçık sayesinde daha büyük ilgiyle dinlendi. Medich ve Lomas özellikle ülkede yükselen milliyetçi dalgaya dikkat çektiler. Ardında Mario Masvidal ve Ariana Hernandez'in Küba'da alternatif seslerin sansürlenmesiyle ilgili açıklamaları özellikle daha önce Küba'da bulunmuş bazı oturum izleyicilerini şaşırttı. "Yangına gitmek... Ama körüksüz" başlığıyla Maxwell Sibanda Zimbabwe'deki tutumu gözler önüne seriyordu.
Sansürlenenle sansürleyenin uzlaşması
Günün belki de en ilgi çeken konukları sona saklanmıştı. Güney Afrika Cumhuriyeti'nde ırkçı rejimin ayyuka çıktığı 70'li senelerde, muhalif müzisyen Roger Lucey ile onu sansürleyen ve sonunda müziği bırakmasına neden olan polis Paul Erasmus, toplumsal uzlaşmayı sağlamak için kurulan Gerçek ve Uzlaşma Komisyonu'nun çağrısına kulak verip düşmanlıklarını rafa kaldırarak birlikte bir turne bile gerçekleştirmişlerdi. Türkiye'ye daha önce de gelip hikayelerini anlatan ikili geniş ilgi uyandırmıştı. İlk gün oturumlarının sonuna gelindiğinde tüm konuklar akşam Pera Fest müzik festivali içinde gerçekleşen Fransız Kültür Merkezi'ndeki, Filistinli Kamilya Jubran konserine davet edildi.
SSS:-Sanatta Sansüre Son
26 Kasım sabahı ise ülkemiz müziği için en önemli tarihlerden biriydi. Sansürün ülkemiz müziği üstündeki kara bulutlarının etkisi, en bilinen mağdurlardan Şanar Yurdatapan'ın yönetiminde Yeditepe Üniversitesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Feza Tansuğ'un etkili incelemesiyle tartışmaya açıldı. Günün ilk yarısının tamamını kaplayan konuşmalar ve tanıklıklar, darbe günlerinden son günlere, sürgünlerden yasaklamalara dek ne denli trajikomik sonuçların ortaya çıktığını açığa çıkarıyordu. Konuşmacılar arasında Vedat Türkali, Selda Bağcan, Gülten Kaya, Hasan Saltık, Ferhat Tunç, Hakkı Bulut, Ali Kocatepe, Bülent Forta, Şanar Yurdatapan, Ali Rıza Binboğa, Grup Yorum ve Anadolu'nun sesi radyosu adına birer temsilci söz alarak tanıklık yaptılar.
Bir de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencilerini temsilen bir ekip vardı. Öğrencilerin, okulda şarkılarının yasaklandığını İstanbul'un bir başka üniversitesinde dile getirmesi ise bir başka trajikomik durumu yaşatıyordu dinleyicilere. Bu oturumun sonunda müzik yazarı Murat Meriç'in Şanar Yurdatapan ve Gülten Kaya ile oluşturduğu "SSS-Sanatta Sansüre Son" girişiminin ilk duyurusu yapıldı.
Ardından Çin'de yaşanan Sincan olayları ve Doğu Türkistan halkının neler çektiği Jeroen De Kloet ile Kaiser Abdurusul tarafından anlatıldı. Bölüm 29 Ekim 2006'da aramızdan ayrılan ünlü Uygur ozanı Kurash Sultan'a ithaf edilmişti. Daha sonra Batı Afrika'da yaşananlar Fildişi Kıyıları'ndan gelen şarkıcı Fadal Day'in her cümlesinde direniş ve özgürlük mesajını eksik etmediği müzikli konuşması ve bu topraklardaki Survie isimli inisiyatifle sesini duyurmaya çalışanlar adına Genel Sekreter Fabrice Tarrit tarafından sunuldu.
Ardından Ortadoğu ve Kuzey Afrika müziğini aynı potada eriten bir oturum gerçekleşti. Belki de bu iki ayrı dünya coğrafyasının müziğindeki yakınlık bu şekilde ele alınıyordu, ancak konferansa katılan Cezayirli rap'çi Ourrad Rabah, kendini Ortadoğu'dansa Afrika'ya daha yakın hissettiğini söylüyordu.
Konferansın son bölümü ise genel değerlendirmeye ayrılmıştı. Bu bölüm sansürün kendi içinde bir kez daha ele alınması, oto sansür kavramı, kitle psikolojisi, kavramsal sanatın nerede başlayıp bittiği ve metodoloji üzerine oldu.
Ayrıca Pera Fest ve Freemuse Konferansı'nın ortak ev sahipliği yaptığı 27 Kasım'da
gerçekleşen diğer etkinlik, İstanbul Babylon'da tüm davetli müzisyenlerin katılarak jam session yaptığı ve "Barışın Sesleri" "Üç Kadın - Yasemin Göksu, Yeninur Ada, Figen Genç"in sahne aldığı konser oldu. Gecede her dilden şarkı ve türkü ses buldu.
Tüm organizasyonun başarıyla yürüdüğünü söylemek gerek. Toplantının Türkiye'deki düzenleyicileri arasındaki Zeynep Taşkın ve ekibi çok iyi iş çıkardı. Özellikle Freemuse program direktörü Ole Reitov'un zamanlamaya dikkat ederek gerçekleştirdiği oturumlar tebrik edilmeyi hak ediyordu. Organizasyonun görünmeyen kahramanları arasında ise Fransızca-İngilizce-Türkçe simültane tercüme ekibini göstermek yerinde olur. Hazırladığı özel dosyayla Bant dergisinin de alkışı hak ettiğini söylemeliyiz. Ancak bazı teknik aksaklıklar ve ayağımıza kadar gelen böylesi bir konferansa ulusal basının belki de şaşırtıcı bulmayacağımız ilgisizliği, konferans sırasında salon-fuaye trafiğinin, oturumları izlemekte olan kişilerin konsantrasyonunu bozacak şekilde olması olumsuz puanlar olsa da, bu önemli organizasyonun alnının akıyla çıkmasına gölge düşürmedi. Uzun sözün kısası bir sonraki Freemuse'da buluşuncaya dek iğne ile çuvaldızın türküsünü söylememizin ülke müziğimiz için hayırlı olacağı düşüncesiyle bir kez daha "Müzik Susmayacak" dedik. (ME/TK)
* Konferansa dair ayrıntılı bilgi için www.freemuse.org