* Fotoğraf: ANF
Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) Yürütme Konseyi Eş Başkanı Cemil Bayık, “Kürt hareketinin tek taraflı olarak yürütüp bugüne getirdiği sürecin devam etmesi için üç şart” açıkladı.
Bayık, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın şartlarının değişmesi, yasal değişiklik yapılması ve müzakerelere üçüncü tarafın eklenmesi koşuluyla sürecin devam edebileceğini söyledi.
Gazeteci Faruk Balıkçı'ya konuşan Bayık, özetle şunları söyledi:
“Güney Afrika’da barış görüşmeleri çıkmaza girmişti. Öyle bir noktaya gelmişti ya kapsamlı müzakere ya da iç savaş gelişecekti. (Nelson) Mandela ve örgütü müzakereler yönünde çaba gösterdi. Rejim de bunu kabul etti. O çıkmaz, müzakereye dönüştü. Aksi takdirde korkunç bir savaşa gidecekti. Türkiye’de yaşanan da buna benziyor.”
“1 Haziran’da müzakereye geçilmeliydi”
“Diyalog süreci uzun bir süre devam etti. Artık diyalogla yapılacak bir şey yoktu. Konuşulacak her şey konuşulmuştu. Konuşulacak bir şey kalmamıştı. Daha da diyalogu sürdürmek gevezelik olacaktı. 1 Haziran’da müzakereye geçilmesi gerekiyordu.”
“Karşı tarafın heyeti de bunu böyle kabul etmişti. 93’ten beri dokuz kez tek taraflı ateşkesler geliştirdik. 2013 yılındaki Newroz’da ise sadece ateşkes de ilan etmedik. Elimizdeki esirleri bıraktık. Gerillayı Güney Kürdistan’a çekme kararı aldık ve bunu gerçekleştirdik de. Bununla aslında müzakere zeminini güçlendirmek istedik.”
“Uyarıları dikkate almadılar”
“Ama 1 Haziran’a geldiğinde AKP ayak sürümeye başladı. Müzakereye geçmedi. Bazı uyarılar yaptık. Bu oyalamalara son vermesi gerektiğini, seçim hesaplarının yapılmaması gerektiğini, her şeyin seçimlere kurban edilmemesi gerektiğini belirttik. Eğer bu tarzda devam ederlerse gerillanın geri çekilmesini durduracağımızı söyledik. Daha sonra bu siyasetleri devam edince çekilmeyi durdurduğumuzu, ama ateşkesi sürdürdüğümüzü ilan ettik. Eğer müzakereye geçmezlerse yeni kararlar alacağımızı söyledik.”
“Hiçbir uyarımızı dikkate almadılar. Bunun üzerine bir deklarasyon yayınladık ve kamuoyuyla da paylaştık. Gelinen aşamada süreç bitmiştir. Bu süreci bitiren AKP’nin kendisi oldu.”
“Koşullar eşit olmalı”
“Önder Apo’ya karşı tutumlarından en ufak bir değişiklik olmadı. Mesela BDP heyeti üç kişiyle başladı, iki kişiye indi. Sürekli heyetler değiştirildi. Önce Ahmet Türk heyetten çıkartıldı. Sürekli heyette değişiklikler yapıldı. Sırrı Süreyya Önder heyetten çıkartıldı. Şimdi de Selahattin Demirtaş BDP Eşbaşkanı olarak heyetten çıkartıldı.”
“Önder Apo’nun yanına giden heyeti değiştiriyorlar. Bir taraftan devlet bütün heyetiyle oturtup tartışıyor, diğer taraftan tek başına Önder Apo. Hiçbir eşit şart yok.”
“Bu sorun çözülmek isteniyorsa eşit koşulların yaratılması gerekiyor. Ve üçüncü tarafın gözetiminde oluşturulmalı. Ne üçüncü tarafa izin veriliyor. Ne de Önder Apo’nun koşullarında bir değişiklik oluyor.”
“Süreç tekrar başlayabilir”
“Müzakere sürecine geçilmesi için; Önder Apo’nun şartları değiştirilmeli, yasalarda değişiklik yapmalı ve üçüncü tarafın gözetiminde görüşmeler ve müzakerelerin yapılması gerekiyor.”
“Bunlar kabul edilirse o zaman süreç tekrar başlayabilir. Müzakereler tekrar geliştirilebilir. Eğer bunlar kabul edilmezse süreç AKP tarafından bitirilmiştir. Süreç devam ediyor gibi sözler seçim yatırımıdır. Propaganda amaçlıdır.”
“Biz her şeyi yaptık kendi açımızdan. Yapmayan AKP oldu. Hem Rojava’da savaşı yürüttü. Önderliğin avukatları iki yıldan beridir görüşemiyor. Çetecileri güçlendiriyor. Barajlar yapıyor. Savaş sürdürülüyor. Keşifler dolaşıyor. Suriye sınırında duvarlar örüyor.”
“Güya paket hazırlıyor. Ne Önderliğimizle, Ne BDP ile ne meclistekilerle hiçbir parti ve sivil toplum örgütü ile tartışma yürütmeden paket çıkartıyor. Böyle demokrasi paketleri olabilir mi?”
“Türkiye halkından istediğimiz, Kürtlerle dayanışma içinde demokratik sürecin önünü açması gerekir. Bundan da Türkiye toplumu ve Ortadoğu halkları kazanır.” (AS)