Müzakerelerde Başarı İçin Sivil Diyalog Şart

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) ve İnsan Yerleşimleri Derneği, 3 Ekim'de başlayan Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyelik müzakere sürecine ilişkin yaptıkları değerlendirmelerde, müzakerelerin başarıya ulaşması için sivil toplum kuruluşlarının etkin katılımını öngören bir yapının oluşturulması gerektiğini belirttiler.

DİSK: Sosyal politika ve istihdam öncelikle ele alınmalı

DİSK Başkanı Süleyman Çelebi, hükümetin nasıl bir yapıyla müzakere süreci sürdüreceğinin çok önemli olduğunu belirtti; "Etkin sivil toplum katılımı olmaksızın, sadece resmi ilişkilerle müzakerelerin başarılı sürdürülmesi mümkün değildir" dedi.

Çelebi, yaptığı yazılı açıklamada, içinde çeşitli zorluklar ve sorunlar barındırmasına rağmen müzakerelerin başlamasının olumlu ve yeni bir dönemin başlangıcı olduğunu bildirdi.

Müzakere başlıkları içinde yer alan sosyal konuların, özellikle de sosyal politika ve istihdam başlığının öncelikle ele alınması gerektiğini ifade eden Çelebi, "Türkiye'de ve AB ülkelerinde bütün toplumları ortak ilgilendiren sosyal konular ele alınıp bu alandaki sorunlar azaldıkça, önyargılar da kırılacaktır" dedi.

Çelebi, özellikle çalışma yaşamında 25 yıldır yürürlükte olan 2821, 2822 sayılı yasalar başta olmak üzere, 12 Eylül yasalarının acilen değiştirilip demokratikleştirilmesinin çok önemli olduğunu ifade etti.

SODEV: Türkiye yapılanlarla yetinmemeli

SODEV Başkan Vekili Erol Kızılelma da "Türkiye yapılanlarla yetinmemeli, laik, demokratik, sosyal, hukuk devletini kurumlaştırmak ve sivil toplumu güçlendirme yönündeki reformları sürdürmelidir" dedi.

42 yıldır inişli, çıkışlı bir biçimde devam eden AB-Türkiye ilişkileri Müzakere Çerçeve Belgesinin son şeklini almasıyla yeni ve önemli bir aşamaya geldiğini söyleyen Kızılelma, "Bu aşamanın tarihsel önemi, kimi sorunlara rağmen müzakere sürecinin başlamış olmasıdır. Geçmiş uygulamaların gösterdiği gibi müzakere süreci AB üyeliğinin son aşamasıdır. Bu aşamadan sonra üyelik gelmektedir" dedi.

Kızılelma, müzakere sürecinin de uzun ve zor bir süreç olacağını, o nedenle zorlukların aşılması için herkesin önyargısız ve sorumlu davranması gerektiğini ifade etti.

Kızılelma, Türkiye'nin AB üyeliğinin, medeniyetler çatışması savının yanlışlığını da göstereceğini ve bu anlamda, bir arada yaşama fikrine ve dünya barışına da katkıda bulunacağını savundu.

İnsan Yerleşimleri Derneği: Müzakere için katılım şart

İnsan Yerleşimleri Derneği (İYD) de yaptığı yazılı açıklamada, Müzakere Çerçeve Belgesi konusunda hükümetle muhalefet arasında yaşanan tartışmadan ders alınması gerektiğini ifade etti.

Hazmetme meselesinin toplumun farklı kanallarıyla sürece katılması anlamına geldiğini savunan İYD, "Bu sürecin oldu bittiye getirilmemesi gerekir. Gelişmeler hazmedilmeden yürütülecek olursa, AB karşıtı solu ve sağı birleştiren kesimlerde gördüğümüz gibi diyalogu engelleyecek uç tepkiler ortaya çıkabilir" dedi.

Tepkilerin büyük bir bölümünün bilgisizlikten ve katılım eksikliğinden kaynaklandığına dikkat çeken İYD, bu nedenle bilgi eksikliğinin giderilmesi gerektiğini vurguladı.

"Hükümet bazı değişiklikleri çok hızlı yapacağını söylüyor. Ancak bu çabaların haklılığının toplum tarafından da anlaşılması ve bilinmesi gerekir. Nasıl AB'ye 24 saatte giremezsek, 24 saatte nasıl Türkiye'yi daha demokratik, daha çağdaş, daha kalkınmış hale getiremezsek, müzakere sürecinde gündemimize gelen konuları da çok kısa sürelerde sindiremeyiz. Bu nedenle müzakere sürecinin başarılı olması için tepeden inmeci bir şekilde gerçekleşmemesi gerekiyor."

"Sivil diyalog gerçekleşmeden müzakere süreci başarılı olamaz" diyen İYD şöyle devam etti:

"Yalnızca görüşlerin temsili ile sınırlı kalmayan, mevcut siyasal katılım modeli ile yetinmeyen, sivil toplumun katılım kapasitesini geliştirecek olan bir sivil toplum platformuna ihtiyaç var." (KÖ)