Nitekim ateşli silahlardan çıkan kurşunlar nedeniyle sık sık yaşanan olaylar bu ölümcül problemi defalarca karşımıza getirir, getirecektir ve zaten getirmesi zorunlu.
Her futbol karşılaşmasını yüreğimiz ağzımızda bekliyoruz. "Acaba bu kez neler olacak?"diye düşünmeden edemiyoruz. Onca yazılanlara, tartışılanlara, yapılan kanuni düzenlemelere, kulüplerin bilinçlendirme kampanyalarına rağmen şiddet olayları devam ediyor.
Kötü örnekler tekerrür ediyor
Patlayan silahlar, hedeflerini şaşıran/bulan kurşunlar, sallanan bıçaklar, yitirilen hayatlar, kötürüm kalan yaşamlar, dökülen gözyaşları, tartışmalar, tartışmalar ve tartışmalar... Sonuç: HİÇ...
Bu hafta sonu Fenerbahçe-Everton maçında Atatürk Olimpiyat Stadı'na silahla giren bir kişinin havaya sıktığı "kanlı sevinç" kurşunları yine bir kişiyi hedef buldu. Kötü örnekler tekerrürden ibaret anlayacağınız. Yine tartışmalar statlardaki güvenliğin sağlanması merkezinde yürüyor. Genel olarak yasal düzenlemelerin problemleri önemli ölçüde çözeceğine inanırız.
Ancak bu kez ortaya çıktı ki; yasal düzenlemelerin gerektiği gibi yapılmasının yanı sıra hakkıyla uygulanması da bir o kadar önemli. Tıpkı Sporda Şiddet Yasası'nın uygulanmamasından ortaya çıkan durum gibi...
"Spor Müsabakalarında Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun"un 1. Maddesi kanunun amacını tanımlar ve der ki;
"Bu Kanunun amacı; spor müsabakalarının yapıldığı alanlar ile bunların eklenti ve çevresinde müsabaka öncesinde, müsabaka esnasında veya sonrasında şiddetli rekabet ve bunun doğurduğu fanatizm sonucu patlayıcı, parlayıcı, yanıcı, yakıcı, kesici veya delici maddelerin kullanılmasının, şiddet ve düzensizliğin, kişilik haklarına, ailevi veya manevi değerlere yönelik hakaret, sövme ve aşağılayıcı slogan ve davranışların yer aldığı sporun ruhuna, ilke ve kurallarına uymayan kötü tezahüratın önlenmesi suretiyle huzur ve güvenliğin, kişi dokunulmazlığı ve kamu düzeninin sağlanmasına yönelik olarak alınacak önlemler ve uygulanacak yaptırımlarla ilgili usul ve esasları düzenlemektir".
Kanunla düzenlenen usul ve esasların uygulanmasında ciddi bir problem yaşandığını göstermiyor mu meydana gelen bu şiddet olayları?
AKP'lilerin silah kültürü
Geçtiğimiz yıl Kasım ayında Beşiktaş-Rizespor maçında, 16 yaşındaki Cihat Aktaş 'ın öldürülmesi üzerine, Sabah Gazetesi'nin 23 Kasım 2004 tarihli yayınında Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın şu sözü yer almıştı:
"Elimizden gelen tüm imkanları seferber ederek, bu konu üzerine daha ciddi gitmekte kararlıyız. Bu çalışmalar sonucunda müşterek bir adım atarak gerekli yasal tedbirleri alacağız".
Bu önlemlerin alınmamış olması bir yana, çok yakın geçmişte AKP'li milletvekillerinin kutlama kurşunlarıyla silah kültürünü yücelttiklerine maalesef şahit olduk. Kamuoyunun ve medyanın konuyla ilgili duyarlılığı ise son derece umut vericiydi. Gördük ki, Umut Vakfı olarak 10 yıl önce başlattığımız bireysel silahlanmayla mücadele medyanın ve toplumun katkısıyla artık güçlenmiştir.
Artık "bireysel silahlanma"nın sivil toplum tarafından farkına varıldığı, bilgilenildiği ve çözümlenmesi gereken bir sorun olarak görüldüğü ortadadır.
Siyasilerin de bireysel silahlanma sorununun ciddiyetine varmaları gerekir ki, gerekli yasal düzenlemeler yapılsın, yalnızca yapılmakla kalmasın; iyi uygulansın. Toplum olarak ihtiyacımız bireysel silahlanma sorunu ile ilgili kesin çözümdür.
Umut Vakfı Başkanı Dedeman'ın mektubu
Bu inançla, Umut Vakfı'nın Kurucu Başkanı Nazire Dedeman, AKP Ordu Milletvekili Enver Yılmaz ve AKP Grup Başkan Vekili Eyüp Fatsa'ya özetle şu mektubu iletti:
"Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde ülkemiz yurttaşlarını temsilen yürütmekte olduğunuz vekillik göreviniz çerçevesinde son derece kıymetli çalışmalarınızın ve fikirlerinizin mevcudiyetinden hiç kuşkumuz yoktur.
Ancak takdir edersiniz ki; bir milletvekilinin önemli misyonlar ve görevler üstlenerek yürüttüğü çalışmalar ve fikirleri, temsil ettiği yurttaşlar için yönlendiricidir.
Bu nedenle Ordu'nun Ulubey İlçesi Aydınlar Köyü'nde AKP Ordu Milletvekili Enver Yılmaz'ın kardeşinin kına gecesinde, sizin ve düğün sahibi Sayın Enver Yılmaz'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda kişinin tabancalarla havaya "kutlama ateşi" açmanızı kınıyor, bu düşüncesiz davranışın topluma son derece kötü örnek olduğunu vurguluyoruz.
İki milyon ruhsatlı silah
Ülkemizde yapılan maç, düğün gibi kutlamalarda kullanılan silahlar nedeniyle yüzlerce kişi mağdur olmaktadır. Nitekim uzmanların verdiği bilgiler, Türkiye'de her yıl ortalama 500 kişinin dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu ateşli silahlarla yaşamını yitirdiğini göstermektedir. Bu vahim durum karşısında bir milletvekili olarak davranışınız kutlamalarda silahın kullanılmasını özendirici niteliktedir ve son derece tehlikelidir.
Kutlama silahlarının yarattığı tehlikenin yanı sıra, ülkemizdeki bireysel silahlanmanın ne denli tehlikeli boyutlarda olduğunu, çocuklarımızın barışçıl bir toplumda güvenli yarınları için bu ölümcül sorunla ilgili önlemlerin acilen alınması gerektiğini belirterek, konuya dikkatinizi çekmeyi görev biliyoruz:
Bugün ülkemizde bireylerin ellerinde yaklaşık 2 milyonu ruhsatlı ve tahminen 7 milyonu ruhsatsız olmak üzere toplam 9 milyon adet ateşli silah bulunmaktadır.
Av tezkereleri de düşünüldüğünde ülkemizdeki kullanımda bulunan hafif silah miktarının 9 milyondan çok daha fazla olduğunu tahmin edersiniz. Bu konjonktürde suç oranlarının yüksekliğine bakıldığında fark edilir ki, suçların ve mağduriyetlerin fazla olmasının nedeni ateşli silahların son derece kontrolsüz ve yaygın kullanılmasıdır.
Mutluluğun ifadesi silah olamaz
Mutluluğun, coşkunun ve sevincin ifadesinin gözyaşı, kan ve şiddetin kaynağı olan silahlarla ifade edilemeyeceğini ve kutlamaların silahlarla yapılmasının yalnızca ölüm, yaralama, kan ve gözyaşı getireceğini toplum olarak kabullenmemiz gerekmektedir.
Yurttaşlarımızı temsil etme yetkisine sahip bir Milletvekili olarak sosyal politikaların güçlendirilmesi ve kanuni yaptırımların caydırıcılığının arttırılması yönünde çalışmalar gerçekleştirmenizi; topluma bireysel silahlanmanın tehlikelerini ve "ateşli silahlarla kutlama"nın yaşatılması gereken bir "gelenek" olamayacağını vurgulayan mesajları her fırsatta iletmenizi diliyoruz.
Kaldı ki, bu konuda gerçekleştireceğiniz her türlü çalışma sivil toplum ve Umut Vakfı tarafından büyük bir destekle ve katkıyla güçlendirilecektir.(AD)