"Mülteci kampından tut eski bir yelkenli tekne, kilise, aş evine kadar Lübnan'dan Namibya, Kore, İspanya, Ekvator ve Türkiye'ye kadar toplamda 42 ülkede yemek yaptık..."
Kitchen Guerilla (Mutfak Gerillaları) Koral Elçi ve Onur Elçi, kurdukları dayanışma mutfağını böyle özetliyor. İki kardeş önce kendi evlerinde dayanışma yemekleri yaptı şimdi ise 40'ın üzerinde ülkede dayanışma mutfağı kurdu, kurmaya devam ediyor.
Çok özel ve hemen hemen alanında tek sayabileceğimiz bir girişimden söz edelim, bu kez… Kitchen Guerilla (Mutfak Gerillaları) yakından tanıdığım, iki kardeş gencin Almanya’da yaşama geçirdikleri hayli özgün bir girişim.
Mutfak Gerillaları'nın bir amacı dayanışma ama esasen değişik ortamlarda mutfak ve sofra kurarak da bir gelir elde ediyorlar. Sosyal yanı dayanışmaya özel önem veriyorlar. Binlerce porsiyon yemek bedava dağıttılar, dağıtıyorlar
Elbette, yaptıkları işin bir bölümüne ilişkin; benzer ve dayanışma amaçlı pek çok girişim olsa da bu çapta ve sürdürülebilir olduğu kadar "mutfak çeşitliliğinin" böyle zengin ve uluslararası olanı elbette yok. Koral Elçi ve Onur Elçi ile konuşuyoruz.
Ne zaman kuruldunuz?
Kitchen Guerilla 2009 senesinin ekiminde Koral’ın mutfağında kuruldu. İlk amaç evde yaptığımız yemek seanslarını daha büyük kitlelere taşımaktı. Özellikle Almanya’da yemeğin ve yemek kültürünün sosyal yaşamdaki yerini kaybetmiş olması bizi buna itti, diyebilirim.
Koral’ın aklında bu bağlamda basit ama çok güzel bir fikir geldi. Madem şehirde bir sürü farklı mekân ve lokanta tanıyoruz neden bu mekânların kapalı oldukları günlerde onları işgal edip orada yemekli insanları bir araya getirip bir masaya oturtacak aynı tabaktan paylaşacakları Akdeniz, meze kafasında (sharing dishes) etkinlikler yapmıyoruz.
"Doğmalara karşı insanı ve yereli ön panda tutuyoruz"
Onur Elçi
Kimlerin nasıl bir katkısı oldu?
İlk başta tabii ki Hamburg’daki Networkümüzün müthiş bir katkısı oldu. Fotografçılar, mekân sahipleri, sanatçılar... Ayrıca markanın logosunu Fakir Baykurt un oğlu sevgili Tonguç Baykurt yaptı. Mutfak Gerillası adı altında hem işin spontane vur kaç anlamında olan tarafını hem de tabii ki etik, politik ve sosyal duruşumuzu gösteren bir isim ve logoydu. Dogmalara karşı ama insanı, yereli, küçüğü ön planda tutan.
"Sorumluluklarımız var"
Niye kuruldunuz ve toplamda neler yaptığınızı öğrenelim?
Kurulma nedenimiz aslında yukarıda da belirttiğim gibi tamamen spontane ve planlı programlı değil. Yani son derece o dönemin ruhuna uygun.
Neler yaptığımız aslında önemli bir soru. Mülteci kampından tut eski bir yelkenli tekne, kilise, aş evine kadar Lübnan’dan Namibya, Kore, İspanya, Ekvator ve Türkiye’ye kadar toplamda 42 ülkede yemek yaptık.
Uzun sofralar kurduk, farklı kültürlerden ve sınıflardan (bunu tamamen ekonomik anlamda söylüyorum) insanları bir masada bir araya getirdik. Muhtemelen birçok insanın evlenmesine vesile olmuş, yeni dostluklara yol açmış ve bugüne kadar son 11 yılda 10 binlerce insani yaptığımız yemeklerle mutlu ettik.
Tabii ki bunu yaparken para kazanan bir şirket olmamız gerçeğini de göz ardı edemezdik. Sonuçta bizim de günlük hayatımızda çoluğumuz çocuğumuz derken belirli sorumluluklarımız vardı.
Bu bağladım Kitchen Guerilla’yı son 6 senede para kazanan, kazandığı paranın belirli bir bölümüyle sosyal projeler yapan 20 kadrolu elemanlı bir şirket haline getirdik. Eventler, kantinler ve de yemek alanında medya içerik üretimi yapan bir şirket. Hatta bir dönem Türkiye’de de şirket kurma çalışmalarına girip birçok etkinlik yaptık. Özellikle sevgili dostlarımız (hatta başka bir anneden olan kardeşlerimiz diye bilirim) Ali Ronay (Swiss Hotel) ve Maksut Aşkar’ın (Neolokal) Türkiye’deki gerilla ekibinin başındaki şefler olarak büyük emekleri geçti.
Fakat 15 Temmuz sonrası Türkiye’de kurumsallaşma fikrimizden vaz geçerek Almanya’ya odaklandık. Tabii ki Ege’nin çocukları olarak kalbimizde hep bir Akdeniz esintisi olduğu için bir dönem İspanya’da Mallorca adasında bir maceraya giriştik ama hayat bize her zamanki gibiodaklanmanın en önemli şey olduğunu gösterdi.
Açıkçası bunca sene yurtdışında gecen ömürlerimiz (Ben 2000 senesinde İspanya ve oradan sonra 2002 de Hamburg / Koral 1998 senesinde Arjantin, oradan Kıbrıs, Türkiye ve Hamburg) bizi kozmopolit yaptı. Açıkçası kendimizi sıradan aidiyet terimlerinin dışında Akdenizli ve dünya vatandaşı olarak görüyoruz.
Korona günlerinde neler yaşadınız ve bugünden yarına niyetiniz nedir?
Korona tabii ki bizim sektörümüzü çok ağır vurdu. Bu bağlamda işlerimiz 100% durdu. Buna rağmen krizlere alışık insanlar olduğumuz için kafamızı kuma gömmeden direk kolları sıvayıp yeni projeler yaratmaya giriştik. “Soli Küche” (Dayanışma Mutfağı) adı altında bir proje yaratıp son 6 ayda evsizlere 14 bin porsiyonun üzerinde yemek ulaştırdık.
Corona’nın en ağır ilk 3 aylık döneminde sağlık çalışanları için "Kochen für Helden" projesi adı altında diğer gastronomi emekçisi dostlarımızla 10 binlerce yemek pişirip dağıttık. Tabii ki aileden gelen örgütlenme ruhu sayesinde bir adım daha ileri gidip Alman hükümetini gastronomi konusunda adımlar atması ve çözümler bulmasını talep eden bir açık mektup yazdık ve de bu mektup change.org sayfasında 150 bine yakın imza topladı.
Diğer dostlarımızla oluşturduğumuzu bu dayanışma platformu "Bund der Gastfreundschaft" adı altına bir örgütlenmeye dönüştü ve de sektörden binlerce işletmenin katıldığı bir tazminat davasına öncülük etti. Uzun lafın kısası korkmadan, yarın ne olacak demeden hakkımızı arayıp şu zor dönemde ihtiyacı olanların yanında olan projeler yarattık. Tabii ki “Facebook” ve “The Trade Desk” gibi büyük müşterilerimizin bu dönemde bize verdikleri ekonomik desteği de göz ardı edemeyiz.
Şu anda kantin projelerini Corona sonrası döneme adapte eden çözümler geliştiriyoruz. Ayrıca süpermarketler için cam konservelerde vegan ve etli ev yemekleri geliştirdik.
Tabii ki orta vadede bir yolunu bulup Akdeniz’e dönmeyi çok istiyoruz. Babamız 70’e merdiven dayayıp artık bir Yunan adasına taşınmaya karar verdi. Oralarda kendi komünümüzü kurup yüzde yüz kendine yeten bir hayat hayalimizi sürdürüyoruz. Savaşa ve savaş çığırtkanlarına inat barışın kazanacağından eminiz. (AG/EMK)