Fransa'daki Türkiye kökenli insanlar için "ilk yardım" veya "can kurtaran simidi" olmuş, onlara yasal, hukuksal, maddi, mânevi, sosyal, yardım-destek veren, en önemli kuruluş "Elele"nin kurucusu-genel müdürü Gaye Petek, Fransa'daki gayri Hıristiyan Fransız yurttaşların dini bayramlarının "genel resmi tâtil" olma fikrinin, kendi komisyonlarınca önerildiğini, yakında konunun gündeme gireceğini, belirtti.
Yanlış anlamalara engel olmanın önemini vurgulayan Petek "Amacımız, zaten çokluğundan şikâyet edilen tâtil günlerine yenilerini eklemek, değil; söz konusu olan, zaten var olan (Hıristiyan) dini resmi bayramlardan ikisini iptâl edip, onları bir Musevi bir de Müslüman dini bayramla değiştirmek" dedi.
"Laiklik Komisyonu"nun Genel Başkanlığını yürüten, Bernard Stasi de, 2004-2005 ders yılının başında yaptığı bir konuşmada, "Musevi ve Müslüman bayramlarından en önemlilerinin, tüm Fransızlar için, genel tâtil olması gerektiği"ni ifade etmişti.
Fransa Milli Eğitim Bakanı, François Fillon ise önce "konuyu değerlendireceklerini" sonra da "şimdilik bu konuyu gündemde tutmadıklarını" beyân etmişti.
Türkiye kamuoyunda "Fransa'nın türban yasağı !" diye eksik tanınan yasa, aslında salt Müslümanlar için olmayıp, Hıristiyanların gayri Hıristiyanları rahatsız edercesine boyunlarına kocaman haç, Musevilerin gayri Musevileri itercesine kafalarına kepi, Müslümanların da gayri Müslüman kişilere baskı edercesine türban takmalarını, sadece ortaöğretim öğrenci ve devlet memurları için, yasaklamıştı, o kadar !
Mahkeme, hastahane veya herhangi bir protokol daveti ve benzeri "kamusal alan" ile türevi olabilecek yerlerde yasak söz konusu değil !
"Laiklik Komisyonu"nun almış olduğu tavsiye kararına uyan Fransız Hükümeti, bunu yasalaştırmıştı; ama aynı Komisyonun, önermesine karşın, önce dikkate almadığı, dini bayramlar konusu, şimdi Fransız kamuoyunu meşgûl edeceğe benzer.
François 1ère ile Kanuni Sultan Süleyman ve taa Cumhuriyet'e, üretimden ziyâde tüketim şeklini alarak, bazen gereksiz olacak kadar, Osmanlı'nın -"kopye"çeker gibi - örnek aldığı Fransa'da; kurulan bir "Komisyon"un, üstelik Türk kökenli üyesinin ağzından, böyle bir önerinin telâffuz edilmesi; ister istemez, ülkemizin içinde benzer bir önerinin söz konusu olacağı takdirde, nasıl tepkiler verileceğini, tasavvur ettiriyor insana ve ... ürküttürüyor !
Yüzde 89'u Hıristiyan olan Fransa'da, nüfusun yüzde 10'unu teşkil eden Müslümanların ve topu topu yüzde 1'i oluşturan Musevilerin bayramlarının, tüm Fransa, yani o yüzde 89'luk çoğunluk tarafından da resmen kutlanacağı ve o günlerde tâtil edileceği söz konusu ...
Ülkemizde ise; bırakın Hıristiyan ve Musevi'yi, daha nüfusun yüzde 20'sini oluşturan ve üstelik yine Müslüman olup, ama gayri Sünni bir topluluğun, Alevilerin bayramları, ibâdet yerleri bile büyük tartışmalara neden olabiliyor ve "Laik Türkiye"nin (!) Diyanet işleri Başkanlığı, Müslümanlığın bu koluna bile yabancı ve ilgisiz.
"Gâvur (!) ülkedeki kardeşlerimiz" söz konusu olunca, sağcımız-solcumuz, bir ağızdan "azınlık hakları"ndan söz edeceğiz, ama sıra "bizlerin azınlıkları"na gelince "dut yemiş bülbül" ya da "heykeller" gibi taş kesileceğiz, öyle mi ?
Nerde bu bolluk ? (REH/BA)